Canlı yayında Taraf kapışması
Abone olCanlı yayında Taraf'ın haberciliği masaya yatırıldı. Derya Sazak ve Ayşenur Arslan karşı karşıya geldi.
İNTERNETHABER- CNN Türk'te yayınlanan Medya
Mahallesi'nde Taraf'ın haberciliği tartışıldı. Derya Sazak Taraf'ı
savundu, program sunucusu Ayşenur Arslan itirazları vardı.
Aynı zamanda Milliyet'in ombudsmanı olan yazar Derya Sazak Balyoz darbe planını yayınlayan Taraf'a destek çıktı. Sazak, darbe iddialarının araştırılmasının gazeteciliğin görevi olduğunu söyledi.
Sazak, ABD'nin Kennedy suikastinden Watergate skandalına kadar
uzanan süreçte arındığını belirterek Türkiye'nin de
benzer sorgulama içinden geçtiğini dile
getirdi.
Balyoz darbe planında adı 'faydanılacak' gazeteciler arasında yer
alan Ayşenur Arslan, "Ne alakası var."Deryacım seni
susturmak zorundayım" diyerek sözü Taraf'ın
Yazıcıoğlu ve Dağlıca haberlerine getirdi. İşte o gerilimli
dakikalar:
Derya Sazak: Darbe girişimi olmasa 28 Şubat
olmasa, Susurluk, Şemdinli olmasa, dersiniz ki bunları kim yazdı
acaba akıl dışı senaryolar olur mu falan. Hayır olmaz denilen her
şey oluyor. Kafes Eylem Planı'nda yok deniyordu. Borular, lavlar
boru deniyordu. Ne oldu? Atışa hazır içinde mühimmat olan
silahlar olduğu şimdi dava açıldı. Bu davayı izlemeyecek miyiz?
Arslan: Ne alakası var. Hiç alakası yok. Ama beni seni susturmak zorundayım.
Sazak: Sustur tabii sustur
Arslan: İki nedenle susturmak zorundayım. Bir
bu konuya girersek mesela Taraf gazetesinin yayınladığı üç hafta
sonra şu kadarcık özür dilediği yanlışmış dediği...
Sazak: Muhsin Yazıcıoğlu'nun helikopter olayı
var.
Arslan: Sadece o değil Dağlıca olayı var. Girersek
çıkamayız. Kesmek zorundayım. Sen okur temsilcisisin.
Okuyucularının da nabzını almak zorundayım. Okuyucuları kızdırmamak
adına.
Sazak: Yok bizim okuyucular gayet olgundur.
Doğruları görürler.
Arslan: Okuyucuları kafası karışık mı? Bana onu
anlatır mısın?
Sazak: İşte bu karışıklık Türkiye'nin bütününden
geliyor. Türkiye ağır travmalardan geçti. Asker nasıl oluyor
müdahil oluyor? Kafa karışıklığını gidermek medya olarak bizim
görevimiz. Bazen o gazetelerin yanlışları olur bizim yanlışlarımız
olur.
Arslan: Hayır burada yanlıştan söz etmiyoruz.
Derya Sazak'ın "Senin itirazın ne Ayşenur?" sorusuna Arslan, nasıl bir cevap verdi?
[PAGE]
Sazak: Senin itirazın ne Ayşenur?
Arslan: Benim itirazım şu. Külliyen bu iddiaları
reddetmek kadar her önümüze geleni...
Sazak: Üzerine gidilsin
Arslan: Elbette gidilsin ama çok uzun zamandır da
yapılıyor. "Ama" dediğiniz anda darbe yanlısı asker yanlısı olarak
nitelendirilip kategorize ediliyor.
Sazak: Hayır canım öyle bir şey yok.
Arslan: Hayır bunu sen yapıyorsun demiyorum.
Sazak: Faydalanılacaklar diyor bak öznesi.. Kim
faydalanacak? Ordudan birileri
Arslan: Ben bundan söz etmiyorum. Köşe
yazarlarının yazdıklarından söz ediyorum
Sazak: Sen niye benden faydalanacaksın sen işini
yap. Askerlere diyorum. Güvenlikten
sorumlusun..Savunmadan sorumlusun.
Arslan: Ben ondan söz etmiyordum ki..
Sazak: Savaş hali diyorlar. Savaş Güneydoğu'da.
Amerika Irak'ı işgal edecek zaten o savaşa karşı çıkıyoruz. O
işgalin 1 milyon Iraklı'yı yok edeceğini söyleye
geliyoruz. Ama orada savaş varken sen harp oyununu İstanbul'da
irtica üzerine yaparsan inandırıcılığı olur mu? Birileri hesabını
vermesi gerekmiyor mu?
Savaşa biz Amerika ile beraber Irak'ı işgal etmek üzere savaşa giriyorduk Asker de bundan rahatsızdı. Niye Harp oyunun orada değil de burada yapıyor? Biri bunu anlatsın.
Arslan: Tabii ki..
Sazak: Bizim her sene planımız var. Her
sene güncelliyoruz. Sürekli ordu geliyor gelmiyor, darbeler
olacak. Böyle bir gündem ağır gelmiyor mu? Hayat sürekli
değişiyor.
Arslan: Mesele şu biliyor musun? En ufak itirazda
senin kurduğun cümlelerin benzeriyle deniliyor ki yani sen böyle mi
olmasını istiyorsun. Ama sözcüğünü edemez olduk. Ama deyip
susacağım. Ama sen şu anda benim konuğumsun. Ben bu programın ev
sahibiyim. Dolayısıyla kendi görüşlerimi açıklamak
durumundayım.
Sazak: Gazetecilik ölçütüne bunu koyalım. Çok
tecrübelerimiz var, yaşadıklarımız var.
Arslan: Meslek ölçütü de subjektif, çok tartışılıyor