Canlı canlı yakacaklardı
Abone olKüçük bidonlarda hazırlanmış molotof kokteyllerini ateşleyecek terörist yaralanınca, plan gerçekleşmedi.
Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası Derneği Yakacık
Şubesi'ne intihar saldırısı düzenleyen iki teröristin, yanlarında
getirdikleri dört bidon benzinle patlamadan kurtulanları diri diri
yakmayı planladıkları ortaya çıktı. Patlamada, küçük bidonlarda
hazırlanmış molotof kokteyllerini ateşleyecek terörist de
yaralanınca, plan gerçekleşmedi. Ölen teröristin üzerinde bulunan
14 bombadan sadece dördünün patlaması, eylemin katliamla
sonuçlanmasını önledi. Önceki geceki eylemi düzenleyen 30
yaşlarındaki bombacıların üzerinden kimlik çıkmadı. Teröristlerin
parmak izleri incelendi ve sabıkalarının bulunmadığı saptandı. İki
teröristin yabancı uyruklu olabileceği ihtimali göz önüne alınarak,
parmak izleri İnterpol aracılığı ile tüm dünya ülkelerine
gönderildi. Teröristlerin uluslararası bir örgüte üye olup
olmadıkları da araştırılıyor. Gazeteleri telefonla arayan bir kişi,
eylemi El Kaide ile İBDA-C örgütlerinin düzenlediğini iddia ederek,
Masonlar'a karşı eylemlerin süreceğini söyledi. Saldırıyı,
‘‘Başarısız bir eylem’’ olarak değerlendiren İstanbul Valisi
Muammer Güler ise eylemle El Kaide arasında bağlantı kurulamadığını
söyledi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün Vatan Caddesi binasında bir
açıklama yapan Vali Güler, intihar saldırısının, ilk belirlemelere
göre, dinci bir terör örgütü saldırısı izlenimi verdiğini belirtti.
SIRTINDAN VURDULAR Teröristlerin, derneğin özel güvenlik görevlisi
Mehmet Lamba'yı burnundan ve boynundan vurarak etkisiz hale
getirdikten sonra, Loca'nın girişinde karşılaştıkları garson
Hüseyin Kurugöl'ü sırtından iki el ateş ederek öldürdükleri
belirlendi. Kurugöl'ün vücuduna isabet eden kurşunlardan birinin,
sırtından girerek göğsünden çıktığı da tespit edildi. Saldırı
sırasında, teröristlerin cam kenarında oturanların üzerine ateş
ettiğini, beş kişinin yaralandığını söyleyen Vali Güler, ‘‘İçeride
35-40 kişi varmış. 41 kişilik, her salı yapılan mutat bir
toplantıymış. Bir çoğu yemeğe kalmış. Yaralıların bir kısmı silahla
yaralanmış. Teröristlere karşı da ateşle karşılık verilmiş ya da
ölen garson saldırıyı engellemek istemiş olabilir. Orada ruhsatlı
silah taşıyan insanlar da var. Bunlardan karşılık gelmiş olabilir’’
dedi. Eylemde kullanılan silahların 9 ve 7.65 milimetre çapında
olduğu bildirildi. Olay yerinde bulunan mermi kovanları ile
birlikte Kriminal Polis Laboratuvarı'na gönderilen silahların başka
eylemlerde kullanılmadığı saptandı. Teröristlerden birinin 'canlı
bomba' olduğu, el yapımı boru tipi bombaların parça tesirini
artırmak için içine küçük çiviler koyulduğu, dışına da büyük inşaat
çivileri sarıldığı belirlendi. Ölen teröristin, seri bağladığı
bombaları, avcı yeleğinin üzerine sarıp, bazılarını da ceplerine
koyduğu anlaşıldı. Yemek yiyenleri tabancayla taradıktan sonra
canlı bombanın pimi çektiği ama acemice hazırlanmış düzeneğin tam
çalışmadığı da ortaya çıktı. Eylemde 14 bombadan dört tanesinin
patladığı tespit edildi. Canlı bomba yaşamını yitirirken,
yakınındaki teröristin sol kolu ve sağ kolunun bir kısmı koptu,
karın bölgesi parçalandı. Vali Muammer Güler, olay yerinde benzin
dolu 1.5 litrelik dört bidon bulunduğunu, bunlardan birinin saldırı
sırasında ateşlenmeye çalışıldığını, ancak teröristlerin başarılı
olamadıklarını açıkladı. Saldırıda ağır yaralanan teröristin,
hastanede adını soranlara, ‘‘Adım Abdullah, soyadım İslam’’ deyip
sürekli tekbir getirdiği iddia edildi. Gerçek Abdullah İslam'ın,
İstanbul'da Afgan Türkleri Yardımlaşma Derneği Başkanı olduğu ve
intihar eylemiyle bir ilgisinin bulunmadığı belirlendi. Teröristin
sol kolu kopmuş bağırsakları parçalanmış Kartal Dr. Lütfü Kırdar
Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekim Yardımcısı ve Acil Servis
Koordinatörü Opr. Dr. Recep Demirhan ile Başhekim Yardımcısı
Mustafa Tekce, bombalı saldırıda ağır yaralanan teröristin sol
kolunun koptuğunu ve bağırsaklarının parçalandığını belirterek,
‘‘Ameliyatı başarılı geçti ancak hayati tehlikesi devam ediyor’’
dediler. YARALI YAKINLARI HASTANEYE KOŞTU Patlamanın ardından
yaralıların yakınları sabah erken saatlerden itibaren hastaneye
akın etti. Saldırıda yaralanan Dr. Bilgihan Bilgen'in babası Ahmet
Bilgen, ‘‘Olayı öğrenir öğrenmez Gaziantep'ten uçağa binerek
geldim. Saldırıyı kınıyoruz’’ dedi. Yaralılardan Ömer Aksu'nun,
Tuzla'da gemi boyası satan bir şirkette çalıştığını belirten
arkadaşı Ender Levent, ‘‘Olayı duyar duymaz hastaneye geldik. Allah
onu üç çocuğuna bağışladı’ dedi. Polis içeri giremedi Polis,
Yakacık'taki bombalı saldırıdan yaklaşık bir saat sonra binaya
girebildi. Polisi endişelendiren, binadan çıkan bazı yaralıların
‘‘ikinci canlı bomba sağ’’ bilgisini vermesiydi. Restoranın
çevresini abluka altına alan özel timler, gece görüş dürbünüyle
uzun süre içeriyi gözlediler. İkinci teröristin durumunun yeniden
eylem yapmasına izin vermeyeceğine kanaat getirildikten sonra
binaya girildi. Çivi takviyeli boru bomba Saldırıda kullanılan
bombalar, içine patlayıcı madde doldurulup, ağızları kör tapayla
kapatılmış su borularından imal edilmiş. Patlama anında, kolayca
dağılıp, parça tesiri yaratması için, döner taş ya da demir
testeresi kullanılarak, borular pek çok yerinden zayıflatılmış.
Parça tesirini arttırmak isteyen teröristler, boru bombaların içine
küçük çiviler koymuşlar. Dışına da, koli bantıyla büyük inşaat
çivileri sarmışlar. Terör kurbanı garson Üç yıl önce Yakacık'ta
garsonluk yaptığı bir restorandan emekli olan Hüseyin Kurugöl, Hür
ve Kabul Edilmiş Masonlar Derneği'nin Yakacık Şubesi’nde yövmiyeli
olarak çalışıyordu. Bombalı intihar saldırısında teröre kurban
giden Kurugöl, iddialara göre teröristlere karşı koymaya çalıştı.
Teröristlere müdahale ederek büyük can kaybını önlediği söylenen
Kurugöl, üç yıl önce katıldığı bir yemekte kızı Hatun Hatice
Kurugöl'le dans ederken. Kaynak: Hürriyet