Hani dünyada bir ilkmiş ya... Hani Türk
televizyonları içinde de
yapan çıkmamış ya... Zap yaparken rastlamak dışında izlemediğim
Binbirgece'yi sırf bu merak yüzünden oturup
izledim...
Bakalım "ilk" nasıl olacak diye...
Sonunda da şunu bir kez daha anladım...
Bizim medyanın gazına gelmemek lazım...
Gelirsen kendini enayi gibi ekran önünde kala kalmış
bulursun...
Valla ben öyle oldum...
Belki arıza bendedir diye evdeki ahaliye de sordum...
Dizinin sıkı izleyicisi olan yengem;
-"Dizi izliyormuş gibi olmadım ki... Suni bir şeydi, hiç
bir şey anlamadım" deyip özetini yaptı.
Yüzünde koca bir hayalkırıklığı vardı ve kendini fena halde
aldatılmış hissediyordu.
Haksızda değildi yani... Dizinin takipçisi olmayan ben bile
aynı moddaydım... Hani komşunun düğün
kaydını almışız da videodan izlemişiz gibiydi. Gerçi o
video kayıtları bile daha eğlenceli olur ya neyse...
Finale dair notları sıralayacak
olursak;
-İzleyici efekt sesten başka
bir şey duymadı. Ne çarpıcı bir sahne, ne de etkili bir diyalog
vardı.
-Ferhat Göçer, İlhan Şeşen ve Nükhet Duru'nun şarkıları bile güme
gitti. Zamansız patlatılan havai fişekler ile mikrofonlar
patladı.
Hatta Nükhet Duru şarkı söylerken, Onur'un
"Ne güzel şeysin sen kız, nasılsınız" gibi
anlamsız konuşmaları yayındaydı...
-Dizedeki muhabir rolünü oynayan bayan arka arkaya tekledi.
Öylesine garip bir sahneydi ki ne işi vardı o sahnenin o anda
anlamak mümkün olmadı.
-Tek düzgün sahne Burak ile Sezen'in gizli
düğünüydü. Tabi eğer canlı olduğunu varsayarsak o anın. Ama
Sezen'in babasının sözde endişelendiği için Kerem'i aradığı sahne
evlere şenlikti.
-"Canına kıymasından korkuyorum" derken ne seste
ne yüzde zerre kadar endişe ifadesi yoktu. Ardından da içmeye devam
ediyor. Müthiş endişeli baba böyle mi oluyor...
-Başrol oyuncusu Şehrazat ile Onur'un sahneleri ise tam anlamıyla
rezaletti. Doğru düzgün iki cümlelik diyalog yazılmamıştı. Ne bir
özel bakış, ne özel bir duygu karesi vardı.
-Onur'dan 1 saat içinde çıkan üç cümle vardı; "Hoşgeldiniz,
nasılsınız, sağolun..." Şehrazat'ın ise mıymıy sesi
canlı yayında kaybolup gitti.
-Final sahnesi ise o kadar yapmacıktı ki diziyi
izlemek için ekran başına oturanlar büyük bir
amatörlüğe denk geldi...
Şehrazat karnını tutup;
-"Onur... Onur..." diye sesleniyor...
Yine sesi mırıltı gibi... Kamera da uzak
planda olduğu için yüz mimiklerinden de bir şey
anlaşılmıyor.
Onur ise yerine kazık kakmış gibi bir türlü kımıldamıyor.
-"Ne oluyor sevgilim" diye sesleniyor...
Şehrazat yere yığılıyor, bir anda gelinliği kanlanıyor...
Onur başına o zaman gidiyor yine takılmış plak gibi;
-"Ne oluyor sevgilim" lafından başka bir şey
çıkmıyor ağzından. Başka bir cümle yazılmamış ya da
ezberletilmemiş anlaşılan...
Ve dizinin final müziği çalıyor, alt yazılar ekrandan geçip
gidiyor...
Televizyon başına merakla oturan binlerce kişi aval aval ekrana
bakıp kalıyor. Günlerce pohpohlanıp reklamı
yapılan muhteşem final tam bir hayalkırıklığı ve koca bir
balon oluyor.
Hani dünya televizyonlarında bir ilkti ya
bu...
Doğru vallahi...
Dünya televizyonlarında canlı canlı yayınlanan ilk
fiyaskoydu bence... Bu açıdan Binbirgece ekibi bir
ilke imza attı...
Tebrikler...