Canlı bombanın babası konuştu
Abone olAdalet Bakanlığı'ndaki eylemde kaçarken vurularak öldürülen canlı bomba Eyüp Beyaz'ın babası Ilgar Beyaz İHA'ya özel konuştu. Baba Beyaz'a göre tek suçlu var...
Geçtiğimiz hafta Ankara'da üzerindeki bombalarla Adalet
Bakanlığı'na girerken yakalanan ve kaçarken vurularak öldürülen
canlı bomba Eyüp Beyaz'ın ailesi İHA'ya özel açıklamalarda bulundu.
Canlı bomba Eyüp Beyaz'ın, devleti ve milletiyle barışık bir aile
olduklarını söyleyen babası Ilgar Beyaz, çocuğunu üniversitede
okumaya gönderdiklerini ve en son 4 yıl önce gördüğünü dile
getirerek, "Bizi okul yaktı, ben yandım, başkaları yanmasın, Allah
devlete zeval vermesin" diye konuştu. Amca Samet Beyaz da, TAYAD
üyelerinin cenazeyi almak istediklerini; ancak bunu kabul
etmediklerini ifade etti. Ardahan'ın Çıldır İlçesi'ne bağlı
Gölbelen Köyü'ndeki evlerinde taziyeleri kabul eden Beyaz ailesi
olayın şokunu hala üzerinden atamadıklarını belirtti. Taziyeye
gelenlere devletini, milletini ve bayrağını seven bireyler
olduklarını, canlı bomba Eyüp Beyaz'ın da okula gitmeden önce zeki,
akıllı ve vatanını seven biri olduğunu söyleyen baba Ilgar Beyaz,
tek sıkıntılarının çocuklarının okulda birileri tarafından beyninin
yıkanması olduğunu öne sürdü. Ilgar Beyaz sık sık okuldan dert
yanarak, "Başımıza gelen bu talihsiz iş okuldan kaynaklandı.
Allah'ın takdiri bize yazıldı. Ardahan'da, Çıldır'da ve köyümüzde
bugüne kadar böyle bir olay yaşanmadı. Bu bizim aileyi buldu. Ama
bu da Karadeniz Teknik Üniversitesi Giresun Öğretmen Okulu'ndan
oldu" dedi. Baba Beyaz, oğlunu en son 4 yıl önce gördüğünü
kaydederek, gelişmeleri ise şöyle anlattı: "En son Çıldır'a
geldiğinde askerlik şubesinde askerliğini tecil ettirdikten sonra
2001 yılının Ağustos ayında köye geldi. 4-5 gün köyde kaldıktan
sonra Çıldır'a gidiyor ve orada amcasıyla karşılaşıyor. Amcasına
birinden para almak için Ardahan'a gittiğini söylüyor ve oradan da
İstanbul'a gidiyor. Gidiş o gidiş oldu. Sonra İstanbul'dan 1-2 defa
telefon açtı. Kendisini artık bu numaradan aramamızı, telefonun
değiştiğini söyledi. Ondan sonra daha göremedik. Olayın olduğu gün
ben Ardahan'da cuma namazındaydım. Köyde olayı televizyondan
izlemişler. Köye geldiğimde evin önünde kalabalık gördüm. Sonra
Ardahan'dan jandarma arayarak haberi bana verdi." Üniversitelerin
artık aileleri tedirgin ettiğini ve olumsuz gelişmelerin telafisi
mümkün olmayan sonuçlar doğurduğuna da dikkat çeken Ilgar Beyaz,
"Ben yandım, başkaları yanmasın. Okullar bizi yaktı. Okuldan öyle
nefret ettim ki, artık okullara ben ne söyleyeyim? Okulları
düzeltecekse devlet düzeltecek. Okullar sağa sola düşerse, güçlü
güçsüzü yıkar, böyle ederse sonu da böyle olur" diyerek aileleri ve
öğrencileri dikkatli olmaları konusunda uyardı. Bölgede ilk kez
böyle bir olayın yaşandığına dikkat çeken Beyaz, "Polisimiz de var,
askerimiz de var, öğretmenimiz de var. Allah hepsine fırsat versin.
Ama böyle bir şeyler yoktur bizde. Hepsi de gittiği yerde birinci
dereceden görevini yapmış, işleri temiz, yüzleri ak, alınları
açıktır. Köyümüzde 15-16 tane polisimiz, komiserimiz, amirimiz var,
Allah'a şükür hepsi de iyi" diyerek Gölbelenliler'in, Çıldır'ın ve
Ardahan'ın devlet duyarlılığından söz etti. "ZEKİYDİ, AKILLIYDI;
AMA SONU İYİ OLMADI" Okulla ilgili sıkıntısını sıkça vurgulayan ve
gazetecilerden yüreği yanan bir baba olarak konunun üzerinde
durmalarını isteyen Ilgar Beyaz, "Bizi yakan okul oldu. Başka bir
şey yoktur. Çocuk iyi okuyordu, zekiydi, öğretmen okulunu kazandı,
oraya gitti. Ben nereden bileyim? Çocuk Giresun'da, biz burada
kaldık. Köylü adamız, işimizle, gücümüzle uğraşıyoruz, onu da
okulunda biliyoruz. Son girdiği üniversite sınavında 440 puan
almıştı. Daha büyük yerleri isterdi; ama tercihte kaybeder diye
öğretmen okulunu seçti. Onun da hayrı olmadı" diye konuştu. Baba
Ilgar Beyaz ayrıca, bazı gazetelerde cenaze namazıyla ilgili yanlış
söylemler kullanıldığını ve bazı şeylerin gerçeği yansıtmadığına
dikkat çekerek, gazetecilerden özellikle doğruların verilmesini
istedi. Söylemedikleri ve düşünmedikleri bazı şeylerin
aktarıldığından dert yanan Beyaz, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Allah devletimize, hükümetimize hiçbir zeval vermesin. Vatan sağ
olsun. Kader böyleymiş. Olan okuldan oldu, başka bir şey yok." Amca
Samet Beyaz ise, yeğeninin olay anında kaçarak kendi canına
kıydığını vurguladı. Amca Beyaz, "Allah hiç kimsenin başına
vermesin. Acımız çok büyük; ama Allah'a şükürler olsun ki, kendi
canına kıydı, diğer vatandaşlara bir zarar vermedi. O yönden de
biraz mutluyuz" diye konuştu. Amca Samet Beyaz, daha sonra cenaze
namazında köye gelen TAYAD'lılar konusuna da değinerek, "O
TAYAD'lılar bize Ankara'da da cenazeyi almak istediklerini söyledi;
ama biz kesinlikle kabul etmedik. Biz devletten yana olduk.
Ankara'da da ben bizzat savcılarımıza 'Bizim işimiz devletle olsun'
dedim. Zaten biz TAYAD'lı, mayadlı nedir, onları bile bilmeyiz.
Sonradan öğrendik, çocuğun arkadaşları mı, yoksa o bölümü savunan
insanlar mıymış, duyuyoruz, biz bilemedik. Biz bayrağımızı,
devletimizi, milletimizi seven insanlarız. Askerimiz, memurumuz her
şeyimizle beraberiz. Devlet bizimle, biz de devletimizleyiz. Diğer
şeylerle falan bizim alakamız yoktur" şeklinde konuştu.