SİZ Çankaya’ya çıkamadı iseniz bunun sebebi
bu işi bilmediğiniz ve beceremediğiniz içinder ve bu sonuç
ayaklarınızın yerden kesildiğinin en büyük göstergesidir!.. Hiç
öyle “Vah benim demokrasim” göz yaşları ile vaziyeti kurtarmaya
çalışmayınız beyim!...
Sadece yakın plan müritleriniz buna inanmış gibi yapar!..
Aha işte hesap ortada!..
Siyasi gücünüzü, Erkan Mumcu, daha yeni şöyle özetlemişti...
“Hala mağduriyet edebiyatı yapıyorlar. Neyin mağduriyeti? Bize
zenci muamelesi yapılıyor. Söylemeye çalıştıkları şey bu.
Türkiye’nin neredeyse bütün ilçe belediyeleri AKP’nin elinde mi?
Evet. En azından yüzde 80’i AKP’nin elinde, belde belediyelerinin
yüzde 70’i AKP’nin elinde. İl belediyelerinin yüzde 95’i AKP’nin
elinde, Büyükşehir belediyelerinin yüzde 99’u AKP’nin elinde,
Meclis’in yüzde 65’i AKP’nin elinde. Başbakan AKP’den, Meclis
Başkanı AKP’den, Hükümet AKP’den, on binlerce bürokrat atamışlar
hepsi kendi siyasi düşüncelerinden. Hala Türkiye bütün bunları
vermiş dört buçuk senedir de verdikleri ‘işe yarasın’ diye
bekliyor. Hala bir mağdur edebiyatı. Neyi versin bu memleket daha
size?”
*
BÖYLESİNE büyük bir güce sahip olan siyasi lider, TBMM’deki yüzde
65 üstünlüğüne rağmen, son derece de kolay olmasına rağmen
cumuhurbaşkanını seçtirememişse...
Kendi ağzı ile sıkı sık “Erken seçim olmayacak, erken seçim istemek
vatana ihanettir” demeçleri verip, ardından telaş içerisinde,
tarihi tartışmalı bir seçim kararında çıkış yolu aramaya
dalarsa...
Kendisi “sıcaklığının casibesinden ötürü” yapamasa bile, buna oy
verenlerin “yeterliliğini” sorgulamaları şarttır...
Tayyip, kendi çıkamasa bile adayını Köşk’e çıkaramamasını,
Meclis’teki iki siyasi lideri Ağar ve Mumcu’yu yok saymasındaki
tutumunda aramalıdır.
DYP Lideri Ağar’ın, “Başbakan bütün zamanlarda kibirli duruşuyla
gezdi durdu...” demesi bir ip ucudur... Şöyle yazmıştık; “Dört
küsur senedir Erdoğan memlekete şu mesajı vermiş; ‘Beraber yürüdük
bu yollarda, şu karşıdaki koca dağları ben yarattım, yanındaki
bitişik dağlar da Abdullah’ın eseridir!..”
*
SONUÇTAKİ beceriksizliği tabana ‘izah’ için sarıldıkları da
türbandır biliyorsunuz!.. “Türbanı Çankaya’da istemediler!.. Bu
yüzden seçimlerde bize daha da güç verin!..”
Sanki bilgisayar oyunundalar!.. Oyun bittimi sıfırdan yeniden
başlayıver!.. Bas milletin düğmesine hadi yeniden!..
Türban işini geçiniz!..
Neden CHP Lideri’nin onayladığı Abdüllatif Şener’in adını hiç
telaffuz etmediler?.. Neden Şener dışlanmış gibidir?..
Mehmet Ağar şöyle anlatıyor durumlarını: “Sadece darbe olduğunda,
düşündüğünde demokrasiyi hatırlaması AKP’nin de huyu haline
gelmiştir. Cumhurbaşkanlığı seçimi bir siyasi meseledir. Her şeyden
önce bu tespiti yapmak gerekir, mesele bir siyasi meseledir,
meseleye bakış açımız şudur, eşinin başörtülü olması öne
çıkarılarak Sayın Gül’ün Cumhurbaşkanı olması için gayret
gösterenler 4.5 yıl boyunca bu gayretlerinin yarısını göstermiş
olsalardı, bugün fukara çocukları başörtüleri ile eğitim görüyor
olacaklardı.”
Tayyip ve ekibi, vatandaşın anası ile babası ile meydanları neden
doldurduğunu görmek zorundadır...