Çankaya Köşkü'nde üçlü zirve
Abone olTürkiye-Afganistan-Pakistan üçlü liderler zirvesi, Çankaya Köşk'ünde yapılıyor. Zirvede Taliban sorununun çözümüne ilişkin konular ele alınıyor.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Afganistan Cumhurbaşkanı
Hamid Karzai ve Pakistan Başbakanı Navaz Şerif'i Köşk'e
gelişlerinde Büyük Şeref Kapısı'nda karşıladı.
Basın mensuplarına el sıkışarak poz verilmesinin ardından
görüşmelere geçildi.
Cumhurbaşkanı Gül, Afganistan Cumhurbaşkanı Karzai, Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan da Pakistan Başbakanı Şerif ile bir araya geldi.
Bu görüşmelerin ardından Cumhurbaşkanı Gül Pakistan Başbakanı
Şerif, Başbakan Erdoğan daAfganistan Cumhurbaşkanı Karzai ile
görüştü.
Daha sonra Cumhurbaşkanı Gül, Afganistan Cumhurbaşkanı Karzai,
Başbakan Erdoğan ve Pakistan Başbakanı Şerif dörtlü görüşme
gerçekleştirdi.
Cumhurbaşkanı Gül'ün Karzai ve Şerif onuruna vereceği öğle
yemeğinden sonra yapılması öngörülen "Kısıtlı Katılımlı Üçlü Zirve
Toplantısı" yemek öncesine alındı. Toplantıya Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan da katıldı.
Zirve toplantısının ardından Gül, Karzai, Şerif ve Erdoğan,
fotoğraf çekimi için basın mensuplarının karşısına geçti.
Gazetecilerin isteği üzerine liderler, el ele tutuşarak poz
verdi.
Başbakan Erdoğan, fotoğraf çekiminin ardından Çankaya Köşkü'nden
ayrıldı.
Temel mesele Taliban sorunu
Türkiye, Afganistan ve Pakistan arasında, bölgesel güvenlik,
istikrar, barış ve ekonomik kalkınmanın teşvik edilmesi amacıyla
2007 yılında oluşturulan üçlü mekanizmanın 8. liderler zirvesi,
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün ev sahipliğinde, Afganistan
Cumhurbaşkanı Hamid Karzai ve Pakistan Başbakanı Muhammed Navaz
Şerif'in katılımıyla bugün Ankara’da gerçekleştiriliyor.
Türkiye’nin arabuluculuğunda yürütülen ve Afganistan ile Pakistan
arasında diyaloğun pekiştirilmesini hedefleyen mekanizma
çerçevesinde, iki ülke arasındaki temel meselelerden Taliban
sorununun çözümüne ilişkin konuların da ele alınması
bekleniyor.
Afganistan Cumhurbaşkanı Karzai'nin ülkesinde Taliban ile gizli
görüşmelerde bulunduğu söylenirken, Pakistan hükümeti, ilk kez
olmamakla birlikte, Pakistan Talibanı ile müzakerelere daha açık
bir şekilde girdi.
Pakistan'da hükümet verilerine göre, 2004 yılından bu yana en az 12
bin can alan Taliban hareketini sona erdirmeyi amaçlayan görüşmeler
6 Şubat'ta başladı ve hükümetle Tehrik-i Taliban Pakistan (TTP)
arasında hemen bir ateşkes kararı alındı.
Ateşkes, TTP ile Pakistan güvenlik güçleri arasında, Kasım
2013'te liderleri Hakemullah Mesud'un ABD'ye ait insansız hava
aracı saldırısında ölmesinin ardından militanların yeni
saldırılarıyla başlayan şiddet sarmalını da durdurdu. Mesud'un
ölümü, Pakistan Başbakanı Şerif'in Ağustos 2013'te göreve gelir
gelmez başlattığı görüşme sürecinin aniden son bulmasına da neden
olmuştu.
Şerif hükümeti, görüşmelerin TTP'nin şiddetten uzak durması
koşuluna bağlı olduğunu açıkça ortaya koyarken, Aralık 2013'ten bu
yana ordu, TTP'nin güvenlik güçlerine saldırısına misilleme olarak
Kuzey Veziristan bölgesini 2 kez bombaladı.
Chatham House uzmanlarından Hamid Hakimi'ye göre, son aylarda artan
şiddet seviyesi, Şerif'in görüşmeler için destek toplamasını
güçleştirdi.
TTP'nin, eski Pakistan yönetimleri için olduğu gibi, Şerif için de
ciddi bir çıkmaz ve sorun olduğuna işaret eden Hakimi, "TTP ile
diyalog için destek toplamak, şiddet seviyesinin artması yüzünden
neredeyse imkansız" diye konuştu.
Bazı Pakistanlı uzmanlar, iki tarafın da zaman kazanmaya
çalıştığını düşünüyor. Buna göre hükümet, askeri operasyon için
zorlu kış mevsiminin geçmesini, Taliban ise yeni bir şiddet dalgası
başlatmak için sınır ötesinde sığınak bulmak düşüncesiyle NATO
güçlerinin Afganistan'dan çekilmesini bekliyor.
Görüşmelerin Pakistan'a sürdürülebilir bir barış mı getireceği,
yoksa ülkenin iç güvenliğine daha fazla zarar mı vereceği
konusundaki kuşkular sürüyor. İki tarafın da birbirini bütünüyle
alt etmesinin kolay olmadığı düşünülüyor.
TALİBAN
Müzakere sürecinin olası engellerinden biri de Afganistan
Taliban'ının aksine, Pakistan'daki Taliban'ın bütünleşmiş olmaması.
Örgüt, 2004 yılında Federal Yönetilen Aşiretler Bölgesi'ndeki
(FATA) askeri varlığa karşı kurulmuş, 2007'de TTP olarak yeniden
örgütlendiğinde daha saldırgan bir hal almıştı.
Küçük aşiret milislerinin liderlerinden oluşan koalisyon, onlara
ortak bir isim verdiyse de farklı grupların genellikle çatışan
istekleri olabileceği gerçeğini değiştirmedi.
TTP'nin, kuruluşundan beri çeşitli amaçları olsa da Pakistan'ın
şeriat sistemiyle yönetilmesi öncelikli hedefti.
Pakistan Taliban'ı militanlarının çoğu, ülkede kendi katı dini
görüşlerine karşı olanlara yoğunlaştılar. Militanlar, dini
liderleri ve aşiret liderlerini, Şiileri ve Pakistanlıların
değer verdiği Sufi türbelerini hedef aldı.
Militanların son dönemde, "yabancı casusların gizlenmesine
yaradığı" gerekçesiyle, çocuk felciyle mücadele kampanyalarına ve
okullara yönelmeleri Pakistanlılar arasında büyük öfke
uyandırdı.
Taliban'ın Pakistan'da ortaya çıkması, militanların sınır ötesine
kaçmasına yol açan ABD'nin 2001'deki Afganistan işgaliyle
bağlantılı. Sonuç olarak,Pakistan ordusu yabancı savaşçıları
temizlemek üzere aşiret bölgelerine saldırı düzenlemeye başladı ve
bu, yerel militan liderlerini öfkelendirdi.
Afganistan Talibanı 1980'lerdeki Sovyet işgali sırasında
Afganistan'dan kaçan genç Paştunlar tarafından kurulmuştu. Sınırın
ötesinde, Pakistan'daki medreselerde eğitim görmüş ve daha sonra
Sovyet ordusuna karşı direniş hareketine katılmışlardı. Pakistan
Talibanının pek çok lideri, genç Afganlarla birlikte eğitim
görmüştü. Taliban'ın Afganistan'a hakim olduğu süre zarfında, pek
çok Pakistanlı, örgütün şeriat düşüncesinin hayata
geçirilebilmesine destek vermek için sınır ötesine geçmişti.