Candaş medya Aleviliğe mi atıf yapıyor?
Abone olMilliyet yazarı Kadri Gürsel, Erdoğan'ın "candaş medya" tanımlamasının Kılıçdaroğlu'nun alevi kökenine atıf olduğunu ileri sürdü.
GAZETECİLER.COM -
Ayşenur Arslan'ın hazırlayıp sunduğu Medya
Mahallesi programında bugün konuk Milliyet gazetesi yazarı
Kadri Gürsel'di.
Gürsel, bir yandan Başbakan Erdoğan'ın "candaş ve yoldaş medya"
tanımlarını yorumladı, diğer yandan da 27 Mayıs
Darbesi'nin 50. yıldönümünde kendisi ile ilgili
bilinmeyenleri anlattı. Gürsel, canlı yayında ailesinin 27
Mayıs, kendisinin ise 12 Eylül mağduru olduğunu açıkladı.
"CANDAŞ SÖZCÜĞÜ ALEVİLİĞİNE
GÖNDERME"
Başbakan Erdoğan'ın salı günü grup toplantısında, medyayı
eleştirmek için kullandığı "candaş ve yandaş"
sözcüklerinin anlamını iyi analiz etmek gerektiğini söyleyen
Gürsel, Alevilerin sık kullandığı "can" sözcüğü ile ilişkili
olduğunu ileri sürdü ve Erdoğan'ın bu sözcük ile Kılıçdaroğlu'nun
mezhepsel durumuna gönderme yaptığını iddia etti.
"Candaş medya sözcüğünde Alevi göndermesi çok açık. Böyle
bir ayrıma mı gireceğiz. Bu ayrımın üzerine bir çatı oluşturmak
gerekirken, bu çatıyı oluşturacağını söyleyen hükümet, böyle bir
ayrım yapıyor." diyen Gürsel, "Kılıçdaroğlu'nun
sol söylemine nedeniyle, kılıçdaroğlu'nu destekleyenlere de
yoldaş deniyor." dedi.
Gürsel'e göre Erdoğan'a yakın medya için kullanılan
yandaş sözcüğünün ise böyle bir göndermesi
yok:
"Halbuki yandaş sözcüğü tarafsızdır. Sadece birinin yanında
olmak anlamına gelir. Candaş ve yoldaş böyle tarafsız
değil."
AİLESİ 27 MAYIS KENDİSİ 12 EYLÜL
MAĞDURU
27 Mayıs Askeri Darbesi'nin 50. yılında tesadüfen
programa konuk olan Gürsel, kendisi hakkında bilinmeyen bir
durumu da canlı yayında izleyicilerine
aktardı.
"Ailem 27 Mayıs mağduru Dedem Isparta Milletvekili Hamdi
Ongun'du. Celal Bayar da eniştemin babası olur. Bayar'ın torunları
ise kuzenlerim olur. Ben de 3 yaşındayken Babam ve annem ile
beraber Kayseri'de dedemi ziyarete gitmiştim. Celal Bayar da
oradaydı. Benim ilk şehirlerarası yolculuğumdu. Ailemde çok siyasi
bir ortam vardı. Bir 27 mayıs mağduru olmam dolayısıyla kutuplaşmış
bir ortamda büyüdüm. Annem bana hamileyken, darbe sırasında evimiz
aranmış. Babamın bütün dosyaları bile incelenmiş. Babamın iktidarla
bir nüfuz ilişkisi olmadığını ben zaten biliyorum.
Ailem merkez sağ çizgisindendir. Ama ben de 12 Eylül
mağduruyum. Ailemin kara koyunu olarak dedemin darbe sonrası hapis
olarak gittiği Kayseri'de ben de 12 Eylül sürgünü olarak
bulundum."
"SÜRGÜN CEZASI UTANCINI KAYSERİ'DE
YAŞADIM"
Eskiden yani 20 yıl öncesine kadar sürgün diye bir şey vardı. Bu
ceza sanıyorum 1987'de kaldırıldı. Mahkeme hapis cezasından başka
bir de "falanca ilde sürgüne" mahkum ediyor. Siz de gidip
ikametinize en yakın karakolda özel bir deftere imza atıyorsunuz.
Bu cezaevinden çıkan mahkumun toplumdan dışlanması için
yapıyor.