Canavar mutfaktan çıktı
Abone olYıllık enflasyon yüzde 8.2. Ama ATO'nun verilerine göre birçok üründeki fiyat artışı yüzde 275 oranında arttı.
Ankara Ticaret Odasına (ATO) göre, resmi istatistiklerde yıllık
enflasyon yüzde 8,2'ye kadar gerilerken, halkın günlük yaşamında en
fazla tükettiği büyük bölümü gıda maddesi olan mal ve hizmetlerin
fiyatlarında son bir yılda yüzde 275'e varan oranlarda fiyat
artışları yaşandı.
ATO'nun en fazla kullanılan 100 mal ve hizmetin fiyatlarını esas
alarak yaptığı araştırmaya göre, Ankara'da en fazla alışveriş
yapılan merkezlerden toplanan fiyatlar, son bir yıllık dönemde
özellikle de gıda maddelerinin fiyatlarında yaşanan artışlar,
bilinen enflasyonun oldukça üzerinde gerçekleşti.
Fiyatı derlenen 100 maddeden 71'inin fiyatında yüzde 4 ile yüzde
275 oranları arasında artışlar yaşanırken, bir maddenin fiyatı
değişmedi, 28 maddenin ise fiyatı azaldı. Ocak 2007 ile Ocak 2008
tarihleri arasında ekmek, çay, un, elektrik, kömür, kira, su, doğal
gaz fiyatları, telefon, belediye otobüsü ve dolmuş ücreti gibi
önemli maddelerin fiyatlarında resmi enflasyonun bir iki katı
artışlar yaşandı.
FİYAT ARTIŞLARI
ATO'nun büyük bölümü gıda maddesi olmak üzere özellikle dar
gelirlilerin en fazla satın almak zorunda olduğu 90 mal ve hizmete
ilişkin olarak derlediği fiyatlara göre, son bir yıllık dönemde en
yüksek fiyat artışı yüzde 275 ile limonda yaşandı. Taze fasulyenin
fiyatı yüzde 101 oranında artarken, Ocak 2008 sonu itibariyle son
bir yılık dönemde roka fiyatı yüzde 100, kırmızı mercimeğin fiyatı
yüzde 100, patlıcanın fiyatı yüzde 95, mandalina ve balın fiyatı
yüzde 80 oranında artış gösterdi.
Türkiye'de dar gelirli ailelerin en fazla tükettiği ürünlerden olan
kuru fasulyenin fiyatında son bir yılda yüzde 62, ayçiçeği yağının
fiyatında yüzde 63, kabak fiyatlarında yüzde 73, marul, lahana,
havuç fiyatlarında yüzde 60, pilavlık bulgur fiyatlarında yüzde 52
artış oldu. Son bir yıllık fiyat artışları süt, pırasa, patates,
kuru soğan fiyatlarında yüzde 50, zeytin fiyatlarında yüzde 47, tuz
fiyatında yüzde 45, makarna ve şehriye fiyatlarında yüzde 40, salça
fiyatlarında yüzde 38, piliç eti fiyatında yüzde 37, yoğurt
fiyatlarında yüzde 35, pirinç fiyatında yüzde 34 olarak
gerçekleşti.
Ocak 2007-Ocak 2008 aylarında geçerli olan fiyatlar dikkate
alınarak yapılan karşılaştırmaya göre ise turp, elma, ıspanak,
domates gibi maddelerin fiyatlarında yüzde 33'e varan oranlarda
artışlar yaşandı. Son bir yılda yumurta fiyatlarında yüzde 25,
yemeklik tereyağı fiyatlarında yüzde 24, kahvaltılık tereyağı
fiyatlarında yüzde 23, margarin fiyatlarında yüzde 21, un
fiyatlarında yüzde 23, beyaz peynir fiyatlarında ise yüzde 24
oranında artış gözlendi.
ANKARA'DA KİRA YÜZDE 20 ORANINDA ARTTI
Ankara'da ortalama kiralar bu zaman diliminde yüzde 20 oranında
artarken, elektrik faturaları da geçen yılın aynı ayına göre
yaklaşık yüzde 20 oranında zamlı gelmeye başladı. Dar gelirli
ailelerin en önemli besin kaynağı olan ekmek fiyatları ise yüzde
19, çay fiyatları yüzde 18 oranında artış gösterdi. Son bir yıllık
dönemde kömür fiyatları yüzde 17, belediye otobüsü ücretleri yüzde
14, dolmuş ücretleri yüzde 19, telefon görüşme ücretleri yüzde 16
artarken, su faturaları da yüzde 23 oranında zamlandı. Bu sürede
doğal gaz fiyatında yüzde 9, benzinin fiyatında yüzde 16, tüp gazın
fiyatında yüzde 18 oranında artış kaydedildi.
FİYATI AZALAN MADDELER
Dana etinin fiyatının yüzde 4 arttığı son bir yıllık dönemde koyun
etinin fiyatı değişmedi, bazı ürünlerin fiyatlarında ise çeşitli
oranlarda düşüşler yaşandı. Balık, hazır meyve suyu fiyatlarında
yüzde 3, gazoz, çikolata, gofret, sucuk, salam fiyatları yüzde 4,
sosis fiyatları yüzde 10, ketçap fiyatları yüzde 17, sarımsak
fiyatları yüzde 19, sivri biber fiyatları yüzde 21, yeşil soğan
fiyatları yüzde 30, salatalık fiyatı yüzde 37, hazır kahve
fiyatları ise yüzde 64 oranında azaldı.
ATO BAŞKANI AYGÜN
ATO Başkanı Sinan Aygün, son bir yıllık dönemde yaşanan fiyat
gelişmelerini değerlendirerek, dar gelirli vatandaşın, elindeki
parayı kira ve gıda gibi zorunlu harcamalarına güçlükle
yetirebildiğini kaydetti. Ekmek ve su gibi vazgeçilmez birçok
üründeki fiyat artışının resmi enflasyon oranının birkaç katı
olduğunu belirten Aygün, ''Enflasyon otomobil, epilasyon aleti,
yurt dışı tur ücreti, uçak bileti gibi maddelerin de aralarında
bulunduğu vatandaşların büyük çoğunluğunun hayatında satın
almayacağı maddeler de ortak edilerek hesaplanıyor. Bu yüzden de
evdeki hesap çarşıya uymuyor. Haberlerde enflasyonun düştüğünü
duyan vatandaşın çarşı ve pazarda aklı şaşıyor'' dedi.
Aygün, ekmek, su, elektrik, kömür, doğal gaz, un, kira, telefon,
ulaştırma gibi temel ihtiyaç maddelerinin fiyatlarında meydana
gelen çok küçük artışların bile vatandaşların bütçesini alt üst
etmeye yettiğini ve sofrasındaki ekmeğini eksilttiğini ifade
ederek, şunları kaydetti:
''Türkiye'de bilinen yıllık enflasyon oranı yüzde 8,2. Bu enflasyon
sepetinin içerisinde sadece 60-70 tane günlük hayatta kullandığımız
mal ve hizmet bulunuyor. Gerisi giyim eşyası, elektrikli ev aleti,
elektronik ürün, otopark ücreti, yurt dışı turları gibi çok fazla
kullanılmayan maddelerden oluşuyor. Çok kullanılan maddelerin
fiyatları artmaya devam ederken, az kullanılanların fiyatı ya
düşüyor ya da yerinde sayıyor. Az kullanılan mal ve hizmetlerin
fiyatlarındaki düşüşler, ortalamayı aşağı çektiği için gerçek
enflasyonu gizliyor.'' Türkiye'nin OECD'nin gelir dağılımı en fazla
bozuk ülkelerinden biri olduğunu vurgulayan Sinan Aygün, bu nedenle
de TÜİK'in gelir gruplarına göre ayrı ayrı enflasyon hesaplaması
gerektiğini belirtti.