Can Ataklı medyayı eleştirdi
Abone olAtaklı, Cem Uzan'ın birçok soruyu cevaplamasına rağmen, medyanın bunu görmezden geldiğini idda etti.
Tarafsız medyanın dikkatinden kaçan noktalar Medyamız gerçekten
çok tarafsız. Tarafsızlığı şu: İşin doğrusunu hiç görmemek. Kin,
nefret, kıskançlık ve intikam duyguları içinde, her olaya işine
geldiği gibi bakmak. Bu konuda gerçekten çok tarafsız medyamız. Cem
Uzan, Genç Parti Genel Başkanı sıfatıyla ayrıca bir evlat olarak
televizyonda canlı yayına çıktı. Bir savcılık soruşturması
niteliğindeki programda akla gelebilecek her soruya sakinlikle
cevaplar verdi. Bu cevaplarının içinde her biri olay yaratacak pek
çok çarpıcı açıklama da vardı. Ancak tarafsız medyamız bunları
görmezden gelmeyi başardı. Çünkü tarafsızlar. Cem Uzan’ın samimi
açıklamaları sadece ‘itiraf etti’ tanımlamasıyla yer buldu medyada.
Haydi araştırın Cem Uzan’ın konuşmasını iyi izleyenler skandal
haber niteliğindeki ayrıntıları herhalde gördüler. Örneğin bir
telefon şirketinin yabancı ortağının iki yılda 400 küsür milyon
dolar zarar ettiğini açıklamasına rağmen, bu şirketin Türk ortağı
banka nedense bu zarardan hiç söz etmedi. Bu Türk Bankası halka
açık bir şirket. Yatırımcısına her gelişmeyi bildirmek zorunda. Ama
her nasılsa 400 küsur milyon dolarlık zarar gizlenebilmiş. Sadece
bir iştirakte 400 küsur milyon dolar zararı gizleme becerisi
gösteren bu banka, acaba başka zararları da benzer yöntemle
gizlemiş olamaz mı? Bu bankanın kamuoyu tarafından bilinmeyen
zararı, örneğin 13 milyar dolar olabilir mi? Kimse merak etmiyor bu
konuyu. Ne borsacılar, ne bankacılar, ne hükümet ne de medya.
Dikkatinizi çekmiyor mu bu tavır? Cem Uzan’ın ifadesiyle ‘bir
bilanço düzenlemesi’ Uzan grubu için soygun, başkaları için normal
bir uygulama sayılabilir mi? Peki aynı işi acaba başka bankalar da
yapıyorlar mı, yapmışlar mı? Örneğin, neden medyanın aklına banka
bilançolarına bakmak ve burada adı geçen kimi gayrımenkullerin
yazılan fiyatlarıyla, piyasa değerlerini karşılaştırmak gelmiyor?
Dinlemeler, şantajlar Cem Uzan Kadir Çelik’in Objektif’indeki
konuşmasında sorulan bir soru üzerine, sözde şantaj kasetlerini de
anlattı. Şöyle dedi ‘Dinleme, şantaj diyorlar, neden söz konusu
kasetler hep Doğanlar’la ilgili?’ Gerçekten bu sizin de dikkatinizi
çekmiyor mu? Uzan ailesine ait medya organları bugüne kadar pek çok
medya kuruluşu ile tartışma ortamına girdi. Oysa bulunduğu ileri
sürülen kasetlerde Doğanlar’ın dışında hiçbir medya kuruluşu ile
ilgili birşey yok. Onun da ötesinde Uzan Grubu’nun ticari işlerinde
kendisine rakip olan hiçbir şirketle de ilgili bir şey yok. Bu
köşenin eskiden beri okuru olanlar hatırlayacaktır, Doğanlar’ın
medyasındaki telefon dinleme skandalını, Sabah’ta çalışırken
yaşadığımız ve o zaman gazetenin sahibi olan Dinç Bilgin ve Genel
Yayın Yönetmeni Zafer Mutlu ile de nasıl paylaştığımı yazmıştım.
Medyamız, tarafsız medyamız bunu da hiç kurcalamıyor. BDDK’daki
görevli Örneğin Cem Uzan, BDDK içinde sırf Uzan Grubu’nu batırmak
için Amerikan Motorola şirketi ile birlikte çalışan, hatta bu
şirketten maddi karşılık alarak işlem yapan bürokratlar olduğunu da
söyledi. Bunu ihbar ettiğini belirterek ‘Siz bulun, yoksa ben gelip
açıklayayım’ dedi. Tarafsız medyamız bunu da hiç merak etmiyor. Tam
tersine, Türk olmalarına rağmen, bir Türk şirketine karşı Amerikan
şirketinin bedava (onu da Allah bilir ya) avukatlığına soyunuyor.
Gerekçeleri de çok komik: ‘Motorola olayı yüzünden yabancı
yatırımcı kaçıyor.’ Bana bir tane böyle kaçan şirket göstersinler.
Gösteremezler, ama yanlış ekonomik politikalar nedeniyle, üstelik
Türkiye’den yüklüce para kaldırıp giden onlarca yabancı şirket var.
Ayrıca yine özelleştirme politikaları nedeniyle de Türkiye’den
çekinen pek çok yabancı şirket var. Sadece Çeaş ve Kepez’in hukuk
dışı yollarla gaspedilmesinin bile kaç yabancı şirketi etkilediğini
bilmem söylemeye gerek var mı? Benzer olaylar Cem Uzan konuşmasında
Çukurova Grubu’na da atıfta bulunarak ‘orada ne bankaya el kondu ne
de Türkcell’e tedbir getirildi’ dedi. Tarafsız medyamız bunu da hiç
göz önüne almıyor. Oysa, risk Çukurova Grubu’nda da 6 milyar dolar.
Peki aynı para neden Uzan Grubu’nda soygun oluyor da, Çukurova için
çıt bile çıkmıyor. Diyeceksiniz ki, Doğanlar bu konuda yayın
yapıyor. Ama onlar da tamamen kendi ticari çıkarları adına,
Çukurova Grubu’nun anlaşma imzalamasını önlemeye çalışıyorlar.
Sonuçta, tarafsız medyaya tek çağrım var. Önyargıyla sadece keskin
bıçak sallamaktan vazgeçip, biraz durup dinleyin. Meslek ahlakımız
da bunu gerektirmiyor mu?