Günlerdir her yerde Çamlıca’ ya yapılacak camii konuşuluyor.
Yine her konuda olduğu gibi bu konuda da ikiye bölündük. Bir kısmı
camii kelimesinin duyduğu için karşı çıkarken, diğerleri başbakan
istediği ve yapılacak olan camii olduğu için yapılsın diyor.
Anlayacağınız yine herkes siyasi taraftarlık ile bakıyor
olaylara.
Ben de çamlıca’ ya yapılacak camii projesine karşıyım. Ama camii
yapılmasına değil, çamlıca tepesine ve tarif edildiği şekilde bir
Camii’ ye karşıyım.
Öncelikle çamlıca’ nın bir camii’ ye ihtiyacı var mı sorusunu
sormak gerekiyor. Eğer böyle bir ihtiyaç var ise yerleşim birimine
uzak sit alanına bu camii’ yi yapmanın manası yok. Hadi böyle bir
ihtiyaç var ise bu ihtiyaç’ ın Başbakan tarafından tespit edilmesi
ve projeye başlayın emri vermesine ne demeli? Çamlıca tepesinde
camii ihtiyacı hasıl olduğuna dair, Üsküdar müftülüğü’ nün İstanbul
müftülüğüne böyle bir talebi olmuş mu merak ediyorum. Mescitler
ihtiyaçlara binaen yapılır diye biliyorum ben.
Başbakan Erdoğan, çamlıca’ ya camii yapacağız dediği zaman bur
projeden haberi olmayan yerel yönetici ve bürokratlara ne demeli?
Kimse çıkıp bizim böyle bir projeden haberimiz yoktu, başbakanımız
buyurdu biz yapacağız demiyor. Tam aksine proje uzun zamandır
planlanıyormuş ve herkesin bu projeden haberi varmış gibi
röportajlar veriyorlar. Öyle bir anlatılıyor ki bu proje, ben
dinlerken İstanbul’ un yıllardır bekleyen büyük bir sorununa çözüm
bulunmuş gibi bir hissiyata kapılıyorum.
Tamam, çamlıca’ ya bir camii yapalım! Ama bu camii’ yi
anlatırken; “Ecdadın yaptığından da geniş kubbe kullanacağız.
Minareleri, yapılmışlar içinde en yüksek minare olacak, kubbe
ölçüleri en geniş olacak. 105 metreyle Medine-i Münevvere 'nin
minarelerini geçiyor inşallah” diye tarif etmek neyin nesi? Amaç
camii mi yapmak yoksa ecdat ile büyüklük yarışına mı girmek? Bir
camii’ nin bu şekilde anlatılması bizim mescit kavramımızla
örtüşüyor mu? Tabiî ki örtüşmüyor.
Çamlıca’ ya yapılacak camii ile ilgili, bölgenin camii
ihtiyacının karşılanacağına dair tek bir kelam edilse/edile
bileseydi keşke. Ancak konuşulan şeyler camii’ den çok büyüklük
üzerine kurulu. İstanbul’ un her yerinden görülecek, ecdadın
yaptıklarından büyük olacak, Mekke’ deki minarelerden daha uzun
olacak …… v.b. Maksat camii mi yapmak yoksa Guinness rekorlar
kitaplarına mı girmek anlaşılamıyor.
Ayrıca, özel durumlar dışında kamu bütçesiyle cami yaptırıldığı
görülmemiştir. Hani onlardan büyük olacak dediğiniz ecdadın camii’
leri var ya, onlar ecdadın devlet imkânı ile değil kendi malvarlığı
ile yaptığı eserlerdir. Eserlerin yapıldığı toprağın parasını bile
kişisel servetlerinden ödeme yaparak satın almışlardır.
Anlayacağınız ortada ben yaptım oldu durumu var.
Mescitler ile ilgili Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (S.A.V) ‘
den aktarılan iki hadis paylaşıp bu konuyu kapatalım.
*** İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resulullah
aleyhisselatu vesselam buyurdular ki: "Görüyorum ki, yahudilerin
havralarını, hıristiyanların da kiliselerini yükselttikleri gibi
sizler de mescidleriniziyükselteceksiniz."
*** Ömer İbnu'l-Hattab radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah
aleyhisselatu vesselam buyurdular ki: "Ameli bozulan her kavim
mescidlerini süslemeye yönelmiştir."
Bu çılgın projeden vazgeçilmesini umuyorum…
Not: Camii yapılacaksa Taksim’ e yapılsın. Taksim’ de bir camii’
ye ihtiyaç olduğunu hepimiz biliyoruz.
Ömer Faruk Sönmez
twitter.com/ofsonmez