Camide dua mahkemelik olmuş!
Abone olEski müftü Halis Emek, gerçek anlamda darbe mağduru. 84 yıllık yaşamında dört darbeye de şahitlik eden Emek, 1960 darbesinde müftülükten oldu.
1971 muhtırasında hakkında işlem yapıldı, 12 Eylül'de
tutuklandı, 28 Şubat sürecinde ise camide dua yaptırdığı
gerekçesiyle 84 yaşında iken hakkında dava açıldı.
Halis Emek , darbecilerin yargılandığını göremeden
2011 yılında vefat etti. Hem 12 Eylül darbecilerine dava açılması
hem de 28 Şubat sürecini tertipleyenler hakkında soruşturma
başlatılması Halis Emek'in ailesini de umutlandırdı.
Zaman'ın haberine göre; Yaşadıkları acıların bir nebze olsun
hafifleyeceğini ve adaletin yerini bulacağını ümit eden Muhammed
Emek (56), babasının yaşadıklarını anlatırken duygu yüklü anlar
yaşıyor: "Babam her darbe ve muhtıradan nasibini aldı. 12
Eylül döneminde babamın yaşadıklarından dolayı annemin psikolojisi
bozuldu. Kısa süre sonra da vefat etti. Bu süreçte benim de
psikolojim altüst oldu. 56 yaşımdayım, halen daha jandarma ve
gardiyan gördüğümde korkuyorum."
Halis Emek, Erzurum Çat ilçe müftülüğü görevini yürütürken 27 Mayıs
1960 askerî darbesi gerçekleşiyor. Demokrat Parti lehinde konuştuğu
için görevden alınan Emek, mahkemede beraat etse de görevine iade
edilmiyor.
1971 muhtırasında adres yine Emek'in evi olmuş
Halis Emek, 1960 darbesinden sonra 1971 muhtırasından da nasibini
alıyor. 'Ramazan, hilalle başlar hilalle biter şeklinde fetva
vermişsin hoca' deyip, hakkında işlem başlatılıyor. 1980 askerî
darbesinde de kimse gerekçe aramaya ihtiyaç duymuyor; 'Seni ve iki
oğlunu almamız lazım' diyerek götürüyorlar Halis Hoca'yı. İki
oğluyla birlikte 15 gün tutukevinde, 15 gün de hapiste
kalıyorlar.
Tutuklanan diğer insanlarla birlikte Erzurum'un doğusunda şehre 10
kilometre uzaklıktaki yerde tutulduklarını anlatan Muhammed Emek,
annesinin yaşadıklarını ise şu sözlerle aktarıyor: "Annem,
her sabah uyanıp babamın tutulduğu yere; kocamı görürüm ümidiyle
saatlerce yürüyerek gidiyordu. Gelir, kapıda akşam eder, çaresizce
eve tekrar geri dönerdi. Kadıncağız artık, çaresiz ve bitap
düşmüştü. Bedeni acılara dayanamadı. Kısa süre sonra da Hakk'ın
rahmetine kavuştu." Sonunda Emek ve iki oğlu suçsuz
bulunarak serbest bırakılıyor ama hayatlarının bundan sonraki kısmı
da göz hapsinde geçiyor.
28 Şubat sürecinde ise, ülkede başörtüsü problemi, irtica
paranoyaları dolaşırken, insanların kılık kıyafetlerine yönelik
baskı ve müdahale artık had safhaya çıkıyor. Sabrı taşan Erzurum
halkı, 84 yaşındaki hocaya gelip; 'Hoca, sabah namazlarından sonra
bize dua ettirir misin? Bizim kılığımız kıyafetimiz budur, biz
bundan vazgeçmek istemiyoruz.' diyor. Hoca, sağlık durumu
elvermemesine rağmen bu isteği kıramıyor ve her sabah namazı
sonrası Ulu Cami'de halkın katılımıyla toplumun rahata kavuşması
için dua ettiriyor. Bu icraatıyla Emek hakkında insanları
örgütlediği ve eylem yaptırdığı gerekçesiyle dava açılıyor.
Mahkeme, o dönem dosyanın içeriğine bakarak davanın düşürülmesine
karar veriyor, ancak Emek ailesinin göz hapsi devam ediyor.
Babasının, yaşadığı sıkıntılar karşısında dik duruşunu hiçbir zaman
bozmadığını anlatan Emek, darbeciler hakkında açılan davalara da
müdahil olmak istiyor.