Cami, sinagog kilise üst üste!
Abone olDiyanet İşleri Başkanı Görmez, cami, sinagog ve kilisenin üst üste olduğu yapının açılışında bulundu.
Diyanet İşleri Başkanı Görmez, Batı'da 100-150 sene önce
cami, kilise, sinagog ve havranın bir arada görülemeyeceğini
söyledi.
Kutlu doğum haftası Avrupa etkinliklerinin açılışı, Belçika'nın
Almanya ve Hollanda sınırı yakınlarındaki Genk kentinde, yaklaşık 5
bin katılımıyla yapıldı.
Genk'te 3 Nisan'da başlayan Türkiye-Belçika Kültür Festivali'nin son gününde kutlu doğum haftası programı düzenlendi.
Etkinliğe katılan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet
Görmez, yaptığı konuşmada bu yılki kutlamalarda temanın "insan
onuru" olduğunu belirtti.
BATILI DOSTLARIMIZ LÜTFEN ALINMASINLAR
Görmez, bir süre Makedonya'da restorasyonu tamamlanan caminin
açılışı sırasında dikkatini çeken bir konuyu şöyle anlattı:
"Caminin altında bir kilise, onun da altında bir sinagog
var. Caminin üzerindeki tarih 1492'yi gösteriyor. Farklı ülkelerin
büyükelçileri de var. Onlara dedim ki biz bugün sadece bir caminin
açılışını yapmıyoruz. Caminin üzerine kazınmış tarihe dikkatinizi
çekmek istiyorum. 1492. Bu tarih size neyi hatırlatıyor? Amerikanın
keşfedildiği yılı. Avrupa'dan Yahudilerin sürgün edildiği, hepsinin
gidip İstanbul'a sığındığı tarihi gösteriyor. Biz öyle bir
medeniyetin çocuklarıyız ki bundan Batılı dostlarımız lütfen
alınmasınlar, bundan 100-150 sene önce Batı'nın hiçbir başkentinde
siz camiyi, kiliseyi, sinagogu, havrayı yan yana göremezdiniz. Ama
4-5 asır önce İstanbul'da, Bursa'da, Edirne'de cami, sinagog kilise
yan yana barış içersinde yaşayabilmiştir."
ERMENİ, RUM, YAHUDİ, MÜSLÜMANI BARIŞ İÇİNDE
YAŞADI
''Ermenisi, Rumu, Yahudisi, Musevisi, Müslümanı barış ve huzur
içerisinde birlikte yaşayabilmiştir'' diye konuşan Görmez, şöyle
devam etti:
''Neden? Bugün konumuzu teşkil eden sevgili Peygamberimizin insan
onuruna verdiği değerden kaynaklanıyor. Bu sadece bizden
kaynaklanmıyor, Peygamberimiz bize bunu emretmiştir. Bizler,
bizimle birlikte yaşayan bütün gayrimüslimlere insan onuruna
verdiğimiz değeri vererek, onu kendi inancında, kendi düşüncesinde
kendi ibadetinde özgür bırakmayı Allah'ın ve Peygamber'in emri
olarak kabul etmişiz."
Diyanet İşleri Başkanı Görmez, bu yılki Kutlu Doğum etkinliklerinde "insan onuru''nu ana konu olarak seçme gerekçelerini anlatırken, "Çünkü son 2 asırda insanlık bilimsel birikimde, teknolojik gelişmelerde kaydettiği mesafeleri insan onurunu koruyup yükseltmede, yüceltmede aynı başarıyı gösteremedi. İnsana insanı yeniden anlatmak istiyoruz. İnsan kendini, ne kadar yüce bir varlık olduğunu unuttu. İnsana insanın değerini yeniden anlatmak gerekiyor" ifadesini kullandı.
GERİDE KALAN YÜZYILDA İNSANLIK ONURU ÇİĞNENDİ
Geride kalan yüzyılın insanlık onurunun had safhada çiğnendiği
zedelendiği bir zaman dilimi olarak tarihe geçtiğini dile getiren
Görmez, şunları söyledi:
"Onur kırıcı, insan onurunu ayaklar altına alan küresel sorunlar
çoğalmaya devam ediyor. Ayrımcılık, ötekileştirme, ırkçılık,
şiddet, terör, gelir adaletsizliği, eğitim eşitsizliği, emeğe
saygısızlık, istismar, nefret suçları ve daha burada
sayamayacağımız kadar çok küresel ciddi sorunların temelinde insan
onuruna saygısızlık, insan onurunu yok sayma yatıyor. Bu sebeple
Hz. Peygamber'den hareketle insan onurunu yeniden anlatmak
istiyoruz.
Neden insan onuru? Çünkü bizzat Hz. Peygamber'in ümmeti olan, İslam
dünyasında dahi insanın değeri düştü, insan onuruna değer
verilmiyor. Suriye'de Myanmar'da dünyanın muhtelif yerlerinde
despot rejimlerin yaşandığı ülkelerde insan onurları ayaklar altına
alınmaya devam ediyor."
Görmez, "İnsanda var olan onur sonradan kazanılan bir şey değil.
Yaratıcının her insana yaratılışıyla birlikte verdiği yüce
değerlerden oluşur. İnsan eşrefi mahluktur, yaratılanların en
şereflisidir" değerlendirmesinde bulundu.
HİÇ BİR İDEOLOJİ İNSAN ONURUNDAN DEĞERLİ
DEĞİL
Prof. Dr. Mehmet Görmez, hiçbir ideolojinin insandan ve insan onurundan daha değerli olamayacağını, din, devlet ve hukukun insan onurunu korumak ve yüceltmek için var olduğunu ve "İnsanoğlunu rencide eden hiçbir söz ve davranış meşruiyetini İslam Peygamberi'nden alamayacağını" vurguladı.
Avrupalı Müslümanlara örnek insan olma yükümlülüklerini
hatırlatan Görmez, "Şimdi ben bu salona sorsam, adı Ahmet, Mehmet,
Mahmut olanlar el kaldırsın desem herhalde üçte biri parmak
kaldırır. Adı Ayşe,Fatma, Hatice olanlar parmak kaldırsın desem
büyük bir kısmı parmak kaldıracaktır. Biz bütün toplum olarak
hepimiz Peygamber ailesiyiz.
Adeta hepimiz ehlibeytiz ancak bir sorunumuz var. Belçika
sokaklarında adı Ahmet, Mehmet, Ayşe, Hatice olan insanlar daha
farklı yürümek durumundadır. Çünkü onlar kendi şahıslarında sevgili
Peygamberimizi temsil ediyorlar. Her Müslüman bulunduğu yerde örnek
olacak" dedi.
MÜSLÜMAN ONURUNUZU KİŞİLİĞİNİZİ MUHAFAZA
EDİN
"Burayı ikinci vatan olarak kabul ettiniz. O halde iki büyük
göreviniz var. Birincisi varlığınızı, Müslüman onurunuzu,
Müslümanlığınızı, kimliğinizi, kişiliğinizi muhafaza etmek için en
büyük çabaları ve gayretleri sarf edeceksiniz. O kadar güzel
çalışmalar yapacaksınız ki 4-5 asır sonra sizin sulbünüzden gelen
hiçbir çocuk, hiçbir yavrunuz, sizin zürriyetinizden olan hiçbir
insan Müslüman kimliğini kaybetmeyecek.
İkincisi, içinde yaşadığınız toplumla barış içerisinde
yaşayacaksınız. İçinde yaşadığınız gayrimüslim de olsa
komşularınıza örnek olacaksınız ve örnek ilişkilerinizi siz o
Müslümanlığın rahmetini Müslümanlığın güzelliğini sözlerinizle ve
davranışlarınızla bütün komşularınıza göstereceksiniz."
Görmez, ailelerden Kutlu Doğum Haftası vesilesiyle evlerinde
toplanarak çocuklarına Hz. Peygamber'in hayatını okutmalarını
istedi.
PEYGAMBERİ TEMSİLEN KIRMIZI GÜLLER
DAĞITILDI
Belçika, Almanya, Hollanda ve Fransa'dan 5 bine yakın katılımla gerçekleştirilen kutlu doğum etkinliğinde katılımcılara Hz. Peygamber'i temsil eden kırmızı güller dağıtıldı, Kuran-ı Kerim ve ilahiler okundu.