Cami pazarlığı yaptı!
Abone olBaşbakan Erdoğan, Atina'ya yapılacak camiler konusunda çarpıcı açıklamalar yaptı
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'deki Ortodoks kiliselerinin restorasyonuna müsaade ettiklerini ve bunların karşılığını görmek istediklerini söyledi. Erdoğan, ''Gönlümüz arzu ediyor ki, bunlar bizden istenirken Atina'da iki tane tarihi cami var, bunlar da bir çözüme kavuşturulsun. Biz de bunların restorasyonunu yapalım'' dedi.
Erdoğan, Türkiye'nin Selanik Konsolosluğu'nun bulunduğu bahçede yer alan Atatürk'ün doğduğu evi gezerek, burada sergilenen eşyalarla ilgili Başkonsolos Seçkin Çetinelli'den bilgi aldı.
Erdoğan daha sonra anı defterini imzalayarak, şunları yazdı:
''Bugün 4 Mayıs 2006, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün doğduğu mütevazı evde dostlarımızla bir liderin kronolojik gelişimini yad ettik. Türkiye nereden nereye hangi şartlarda geldi, bunu yaşama fırsatı bulduk. Özellikle orijinalinde...
Saygıdeğer ebeveynine ve zatı devletlerine rahmet diliyorum. Ruhları şad olsun.'' Erdoğan'ın Atatürk'ün doğduğu evi ziyareti sırasında Yunan polisinin çevrede geniş güvenlik önlemleri aldığı görüldü.
SORULAR
Erdoğan, daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin ''Karamanlis ile yapılan görüşmede neler gündeme geldi? Ruhban okulu ve Kıbrıs meseleleri görüşüldü mü?'' sorusu üzerine Erdoğan, Türkiye ve Yunanistan arasında siyasi, ekonomik, ticari, kültürel, turizm alanında önemli ilişkiler olduğunu kaydetti.
Türkiye ile Yunanistan arasındaki ticaret hacminin daha da artarak devamı noktasında kanaat birliğinin bulunduğunu tekrar görmenin memnuniyeti içinde olduğunu ifade eden Erdoğan, 2005 yılı sonu itibariyle 2 milyar dolar olan ticaret hacmini kısa zamanda 5 milyar dolara çıkarmayı hedeflediklerini kaydetti.
''ATİNA'DAKİ İKİ TARİHİ CAMİİ...''
Turizmde müşterek paket programlarla beraber turizmin daha ileriye taşınması noktasında kanaat birliği olduğunu söyleyen Erdoğan, şunları ifade etti:
''Kıbrıs konusuyla ilgili olarak ise yeni bir sürecin başlaması konusunda da 'Yunanistan olarak biz üzerimize düşeni yapmaya hazırız' dediler. Bizler de üzerimize ne düşerse onu yapmaya hazır olduğumuzu söyledik.
Ruhban okulu meselesi... Bu konular bir anda konuşulup karara bağlanacak konular değil. Ama biz bu konularda çözüm yollarını daha önce de teklif ettik. Çözümsüzlük önermedik. Biz yine o çözüm yollarının üzerindeyiz ve tabii bizim de bu noktada bazı beklentilerimizin olduğunu daha önce de söyledim. Fakat bütün çerçevesiyle ele aldığımız zaman biz Kopenhag siyasi kriterleri çerçevesinde çok önemli adımlar attık. Bu adımlar görmemezlikten gelinecek adımlar değil. Atmaya da devam ediyoruz. Bildiğiniz gibi, planlarda yaptığımız tadilatlar olsun, bu planlarda yaptığımız tadilatlarla 'camii' ifadesi yerine 'mabet' ifadesini koyduk. Ülkemizde Ortodoks kiliselerinin restorasyonuna müsaade ettik. Tabii bunların da karşılığını doğrusu görmek istiyoruz. Gönlümüz arzu ediyor ki; bunlar bizden istenirken Atina'da iki tane tarihi cami var. Bunlar da bir çözüme kavuşturulsun. Biz de bunların restorasyonunu yapalım. Biz bunlara müsaade ederken aynı şeyi görmek istiyoruz. Bunlar aslında çok çok olumlu adımlar. Bunlara halkların olumsuz yaklaşması mümkün değil. Marjinal gruplar buna karşı çıkabilir ya da siyasette tribüne oynamak isteyenler bunlara karşı çıkabilir. Ama biz bir şeyin doğru olduğuna inanıyorsak onu yapmalıyız. Uluslararası yapılmış olan anlaşmalar çerçevesi içerisinde üzerimize düşen görevleri yerine getirmemiz gerekiyor. Çünkü bizden sonra gelecek nesiller aynı olumsuzlukları yaşamasın. Biz Türk halkıyla Yunan halkı arasında bir dostluk sürecini başlattık. Bunu devam ettirmek istiyoruz. Bunda kararlıyız. Biz, düşman kazanmaya odaklanmış bir ülke değiliz. Tam tersine dost kazanmaya odaklanmış bir ülkeyiz.''
''HIRİSTİYAN KLÜBÜ''
Yabancı bir gazetecinin ''AB'nin Hıristiyan kulübü olduğunu iddia eden kesimlere siz ne diyebilirsiniz?'' sorusu üzerine Erdoğan, Türkiye'nin AB'ye katılımının AB'yi Hıristiyan kulübü olmaktan çıkaracağını söyledi.
AB ile Türkiye'nin müzakere süreci içinde olduğunu anımsatan Erdoğan, Türkiye'nin katılımını engellemenin, bu gayretin içerisine girenlerin AB'nin Hıristiyan kulübü olarak kalmasını isteyenler olduğunu ifade etti. Erdoğan, şunları kaydetti:
''Fakat şimdi yeni bir dönem başladı. Bu yeni dönemde değerli meslektaşım İspanya Başbakanı Zapatero ile medeniyetler arası ittifakı dünyada şu anda işliyoruz ve bu AB üyesi ülkeler çatısı içerisinde, özellikle Akdeniz havzası içinde yaygınlaşıyor, gelişiyor ve çok ciddi destek buluyoruz. Bildiğiniz gibi, önderi BM Genel Sekreteri Kofi Annan. Farklı dinlerden 20 tane aydın bu işin hazırlık safhasında çalışmalarını sürdürüyor. İki zirve yapıldı, iki zirve daha yapılacak. Bunun neticesinde hazırlanacak rapor, BM Genel Sekreterliği'ne sunulacak. Bundan sonra bir deklarasyon yayınlanacak. Temenni ediyorum ki; medeniyetler arası ittifakın sağlanmasına vesile oluşturacak.'' ''Sayın Karamanlis Türkiye'ye ne zaman geleceğini söyledi mi?'' sorusu üzerine Erdoğan, ''Şu anda diplomasi kendi arasında bu işi çözecek'' dedi.
Bir gazetecinin ''Başbakan Karamanlis cami konusunda bir umut verdi mi?'' sorusu üzerine de Erdoğan, ''Onlar tabii, biz kendi içimizde bu kararları aldıysak o da tabii kendi içerisinde bunların değerlendirmesini yapacaktır'' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, ''Kıbrıs eylem planımız vardı bizim, ambargoların kaldırılması için karşılıklı olarak. Bu konuyla ilgili nasıl bir yanıt aldınız?'' sorusuna, bu konulara fazla girmediklerini söyledi.