Cami kapısındaki ışık oyunu
Abone olAlaaddin Cami, Selçuklu mimarı sanatının inceliklerini yansıtmasının yanında, doğu giriş kapısındaki kadın başı figürü ile ilgili efsane ise asırlardır dilden dile dolaşıyor.
Niğde Alaaddin Cami'nin kapı girişinde oluşan kadın silüeti,
görenleri şaşırtıyor. Anadolu Selçuklu döneminde, Niğde
Sancakbeyi'nin güzelliği dillere destan kızına aşık olan ustanın,
bundan tam 782 yıl önce Alaaddin Cami'nin kapısına yaptığı taş
işleme, ustanın platonik aşkını sonsuza kadar taşımaya kararlı
görünüyor. AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Niğde Sancakbeyi
Ziynettin Beşare tarafından 1223 yılında yaptırılan Alaaddin Cami,
Selçuklu Mimarı sanatının tüm inceliklerini yansıtmasının yanında,
caminin doğu giriş kapısındaki kadın başı figürü ile ilgili efsane
ise asırlardır dilden dile dolaşıyor. Alaadin Cami'nin doğuya bakan
taş kabartma kapısında güneşli günlerde camiye dikey vuran güneşin
gölgeleri, kapıda taçlı bir kadın başı silüeti oluşmasına neden
oluyor. Niğde İl Kültür ve Turizm Müdürü Osman Murat Süslü,
Selçuklu eseri olan Alaaddin Cami'nin kapı girişindeki işlemelerin
orjinal olduğunu söyledi. Süslü ''Caminin kapı girişindeki
işlemeler, uygun ısık geldiğinde kadın başı silüeti oluşuyor. Mayıs
ayında sabahın ilk ışıklarında, kadın silüeti çok belirgin olarak
görülüyor. Orjinalliğini koruyan kapı girişi birçok sanat
tarihçisinin ilgisini çekiyor'' dedi. Efsaneye göre, Selçuklu
Sancakbeyi Ziynettin Beşare il merkezine bir cami yapılması için
emir verir. Camiyi yapan usta da Sancakbeyi'nin kızına sırılsıklam
aşıktır. Camiyi yaparken, prensese olan aşkını sonsuza kadar
yaşatmak isteyen usta, duvarın taşlarına sancakbeyinin kızının yüz
kısmının silüetinin doğması için büyük emek verir. Asırlardır
prensesin yüzü, Alaadin Cami'nin kapısında ışık gölgesi olarak
belirir. Ustanın sevdiği kıza kavuşamadığı ve bu nedenle aşkını
taşlara işlediği rivayet edilir. Taş işçiliği ve orijinal mimarisi
ile Anadolu Selçuklu camilerinin en iyi örneklerinden biri olan
Alaadin Cami, dikdörtgen bir yapıya sahip. Yapı iki sıradan dörder
ayakla üç bölüme ayrılır. Diğerlerine nazaran daha geniş olan orta
bölüm tavanında aydınlık penceresi de bulunur. Caminin mihrap önü
tavanı yan yana üç kubbe ile örtülüdür.