Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun
İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve ekibini hedef alan sözleri bu
hafta çokça tartışıldı. Fakat bir takım “ima”lar içeren o sözlerin
tam olarak ne anlama geldiğini kimse bilmediği için tartışma da tam
bir zemine oturmadı… Şöyle dedi Kılıçdaroğlu; “… Fahrettin
Altun, Serhat ve ekip arkadaşları Çağatay ile Evren; anlaşmaya
çalıştığınız dark web dünyası, sizi yabancı istihbaratın eline
düşürür. Cambridge Analytica'cılık oynamak sizin kapasitenizi aşar
çocuklar….” İfade bu.. Az sabredin birkaç satır
aşağıda muhtevaya ilişkin geniş bir değerlendirme yapacağım. Ama
önce Kılıçdaroğlu’nun mesajını çözelim..
**
Değerli dostlar CHP Lideri Kılıçdaroğlu aslında bir şey
söylemiyor.. O başka bir şey yapmaya çalışıyor… Bir
tür ‘Fuat Avni’cilik oynayıp, “bakın benim İletişim
Başkanlığı’nda da adamlarım var” demeye çalışıyor..
Olay tamamen bu.. İçeriden internetten bile baksa bulabileceği
birkaç yöneticinin ismini arka arkaya sıralayıp “….Cambridge
Analytica'cılık oynamayın…” diyor.. Aslında ben size
şahdamarınız kadar yakınım demeye çalışıyor..
**
Gelelim “ima” edilen içeriğe… “Cambridge Analytica'cılık oynama”
meselesine yani… Netflix’de halen duruyor. Kaldırılmadan izleyin
muhakkak.. The Great Hack belgeseli..
Jehane Noujaim ve Karim Amer imzalı bu yapım,
Kılıçdaroğlu’nun neden söz ettiğini detaylarıyla anlatıyor..
Cambridge Analytica skandalı kısaca şu… 2018’de milyonlarca
Facebook kullanıcısının verileri ele geçirilmiş, bu verilerle
seçmen davranışlarını değiştirmeye dönük kampanya
yapılmış.. Neden skandal?.. Kişisel verilerin
ele geçirilmesi nedeniyle.. Oysa bu konulara özel çalışan bir
kardeşiniz olarak söylemeliyim ki, bugün artık şartlar farklı..
**
O farklı olan şartlara geçmeden önce bir kanaatimi
paylaşayım. İletişim Başkanlığı bu işlerle uğraşır mı? Hiç
sanmam. Yapısı itibariyle İletişim Başlanlığı bir tür kamu
diplomasisi üssü. Böyle işler daha çok parti merkezlerinde olur .
Yani bu iddia bence doğru değil. Daha doğrusu İletişim'in alanı
değil. Ama başta da dediğim gibi, 'skandal mı?' Bence hayır,
skandal değil....
**
Herkesin çok rahat anlayabileceği bir örnek vereyim.. Evde;
“tatile gitmek lazım” türü sohbetler yaptığınız gün instagram’dan
önünüze tatil fırsatları içeren reklam kampanyaları düşüyor ya. 5-6
sene önce bu konu konuşulduğunda hayretler içinde kalıyordunuz,
şimdi hiç de umursamıyorsunuz ya.. Hani whatsApp’ın sizi
dinlemesi artık umurunuzda değil ya.. Hani bir reklam filminde
kadın kocasının cep telefonuna doğru sürekli “karına kolye al” diye
konuşup adamın sosyal medya algoritmasına müdahale etmeye çalışıyor
ve bunu izlerken gülüyorsunuz ya…. Ha işte o nedenle artık
Cambridge Analytica veri madenciliği ve sosyal ağ analizi yoluyla
seçmen davranışlarını etkilemeye çalışmak bir skandal değil
profesyonel bir iş… Bir köfte markası bile vegan bir
instagram kullanıcısına soya ile yapılmış seçenekleri reklam olarak
çıkarıyorken neden bir siyasi parti çiftçi için tarımsal destek,
öğretmen için kamuda atama sözü, işsiz/iş arayan biri için istihdam
vaatlerini öne çıkarmasın..
“…Çünkü kişisel verilerimiz kimseye gitmemeli…” Arkadaş
köftecide senin, Urfa mı yoksa Adana mı sevdiğin verisi var… Bir
siyasi partiden mi saklayacaksın bilgilerini..
**
Kimse kusura bakmasın ama yaş, cinsiyet, meslek, hobiler gibi temel
bilgilerimiz artık yemek ya da alış-veriş uygulamaları sayesinde
zaten bir ticari değere dönüşmüş durumda.. Kadınların özel
günlerini bile satın alınan pedlerin periyodundan takip eden bir
sistemden söz ediyoruz.. Bunu sadece Türkiye gibi
düşünmeyin.. Amazon’u kıymetli, patronunu dünyanın en zengin adamı
yapan şey, her kitabın her ülkeye çok hızlı gönderilmesi mi
sizce?.. Ya da içinde hiç reklam olmadığı halde en yüksek
alım-satım değerine sahip olan WhatsApp’ı, hiç para kazanamayacak
olsa bir adam neden 20 milyar dolar verip satın almak istesin…
**
Bence Sayın Kılıçdaroğlu buna kızacağına kendi ekibine
kızsın neden biz de Cambridge Analytica’cılık oynamıyoruz
diye… Artık kampanya danışmanlarınızın size "mavi fonda
beyaz gömlekle fotoğraf çekelim, mutfakta video yapalım” türü
tavsiyelerini dinlemeyin.. Onlardan daha fazlasını isteyin..
Gelecek artık hızla geliyor….