Çalışan emeklinin suçu ne?
Abone olSosyal güvenlik reformu nihayet gerçekleşti. Reform paketinde yer alan bazı unsurlar emekliyi kızdırdı!
MECBUR olmasa kim emekli olup çalışmak ister, seyahat etmek,
dinlenmek, çoluk çocuğuyla hoş vakit geçirmek varken. Ancak emekli
maaşının insanca yaşamak için yetmediği malum. Uzun zamandır
kamuoyunu meşgul eden sosyal güvenlik reformu nihayet gerçekleşti.
SSK, Bağ-Kur gibi kara delik olarak adlandırılan ve finansman
dengesi bir türlü tutturulamayan kurumlar nispeten daha güçlü olan
Emekli Sandığı ile tek çatı altında toplanıyor. Emeklilik yaşı
kademeli biçimde artarak 2048'de kadın ve erkekte 65 yaş olarak
eşitleniyor ve sabitleniyor. Böylece insanlar daha çok prim
ödeyecek, sosyal güvenlik kurumu da kara deliğini kapatarak kendi
kendine yeter hale gelecek.
Reform kimin için?
BÜTÜN bunlar uzun vadede umut vaadediyor da bugün için acaba
yapılan reform herkesin beklentilerini karşılıyor mu? Yani halen
çalışan Bağ-Kur'lu esnaf, SSK'lı işçi, Emekli Sandığı mensubu
memurların bir kazancı var mı? Okuyucularımızdan aldığımız mesajlar
kendi gelecekleri ile ilgili soru işaretleri ile dolup taşmaya
başladı. Kimisi kanunun yürürlüğe gireceği 2007'den önce emekli mi
olsam, diye soruyor kimisi de halen aldığı ve yetmeyen emekli
maaşının düşüp düşmeyeceğini merak ediyor. Dul ve yetimler ise bu
reformun kendilerine ne getireceğini anlayamadıklarından
yakınıyorlar ama en önemlisi emekli olup da halen çalışan dar
gelirlilerin sorusuna cevap vermek gerçekten zor.
Çalışmayan ödüllendiriliyor
YENİ düzenleme gelecek yıl yürürlüğe gireceğinden halen uygulamada
SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı'ndan emekli olup da geçimini
sağlayamayanların iyi kötü bir iş bulup yeniden ücretli olarak
çalışması halinde prime esas kazancın %30'u kadar sosyal güvenlik
destek primi ödemesi gerekiyor. Halen işçi payı %7.5, 40 YTL.,
işveren payı %22.5, 120 YTL. olmak üzere ayda 160 YTL. ödemezse
asgari ücretli bile olsa hak ettiği emekli maaşı kesiliyor. SSK
emeklisi olup serbest avukatlık yapanların emekli aylığından ise
%15 kesiliyor. SSK ve Emekli Sandığı'ndan emekli olup kendi adına
küçük de olsa bir bakkal dükkanı veya büfe gibi iş yeri açanlarla
bir şirkete ortak olanlar için de Bağ-Kur 12. basamağının %10'u
yani 62.7 YTL. ödenmezse gene emekli aylığı kesiliyor. Bağ-Kur'dan
emekli olup da hala çalışmaya muhtaç ve gücü kendinde bulabilen bir
esnaf da kendi adına bir işyeri açar yada bir şirket ortaklığı
şeklinde çalışmaya devam ederse emekli aylığının %10'u kadar
örneğin 6. basamaktan emekli ise 45 YTL. civarında SGDP ödemezse
emekli aylığını alamıyor. Bugüne kadar kesilen bu SGDP'lerin
külfetinden başka hiçbir nimetini göremediğini söyleyen emeklilerin
yeni düzenlemeyle kafalarının daha da karıştığı anlaşılıyor. Sözünü
ettiğimiz kesintilerin daha da artacağını öğrenip ne yapacaklarını
şaşırmış durumda. Bir kısmı iş yerini kapatıp çalışmamayı,
çalışmaya mecbur olanlar da karısının, kızının üzerine iş yerini
devretmeyi planlıyor.
Destek primi haksızlıktır
GERÇEKTEN yeni düzenlemeye bakınca SSK'lı, Bağ-Kur'lu ya da Emekli
Sandığı'ndan olsun tüm emekliler yeniden çalışmaya başlarsa
aylıklarının kesilmesi için prime esas kazançların üzerinden %33.5
oranında SGDP ödemek zorunda kalacaklar. Bu da asgari ücretli için
bile 75 YTL. çalışan, 103 YTL. de işveren payı olarak 178 YTL.
tutuyor.
Ülkemizde genç emeklilerin yoğunluğu bir gerçek. Ancak başta AB
olmak üzere gelişmiş ülkelerin emeklilikleri kadar yaşama ömürleri
olmadığı maaş kuyruklarında çürüdükleri de başka bir gerçek. Kaldı
ki Allah ömür verip de yaşayabilenlerin de aldıkları 3 kuruş
aylıkla ne kadar mutlu oldukları ayrı bir dertken yapılan bu
düzenlemeyle dar gelirli emeklinin elindeki maaşın nerdeyse
yarısını çalıştı diye geri almak ne kadar adaletli anlamak çok zor.
Biliyorum sosyal güvenlik açıkları düzelmez boyutta, ancak bunun
bedelini sadece ihtiyarlığına rağmen iyi kötü eli ekmek tutmaya
çalışan insanlara ödetmek yerine daha adil bir yol bulamaz
mıyız?
Arif Şimşek
Tercüman