Çalışan annelerin ortak sorunu
Abone olÇalışan annenin, sadece çocuğu ile değil, çocuğunu teslim ettiği kişilerle de bir iletişim içinde olması gerekir...
Çalışan bir annenin, her an çocuğunun yanında olması mümkün
değildir. Çocuğunu bir başkasına emanet etmek durumundadır.
Dolayısı ile çocuğuna bakmakla yükümlü kişi ile bir diyaloğa
girmesi kaçınılmazdır.
Bu kişi kendi öz annesi bile olsa, anne çocuğunu emanet ederken
tedirgindir. Kendi öz annesinin güvenilirliğinden emin olsa, bu
sefer annesinin günün çocuk yetiştirme trendinin gerisinde kalmış
olacağı kaygısını hisseder.
Arkadaşlarından duyduğu yeni görüşleri, annesine aktarmakta sıkıntı
yaşar.
Çocuğu bakıcıya bırakmak...
Öte yandan çocuğun ruh sağlığı kadar, beden sağlığı da önemlidir.
Hele ilk yıllar çocuk mikroplara açıktır. Bu nedenle, çocuğun
bakımında hijyen şartlarına dikkat etmek gerekir. Çalışan anne bu
ve benzer konularda da tedirgindir. Çocuğuna bakan kişinin temizlik
konusundaki tutumunu yeterli bulmayabilir ya da yeterli olduğunu
görse bile yokluğunda, kendisine gösterilen tutumunun devam ediyor
olduğundan emin olamaz. Çocuğa bakan kişiyi bu konuda eğitme, onu
uyarma, onu uzaktan kontrol etme çabası içine girer. Tüm bunlar
gizli kameralar ile kontrol edilebilecek olaylar değildir.
Kameranın yakaladığı olumsuzluk zaten gerçekleşmiştir ve geriye
dönülemez. En iyisi çocuğa bakan kişiye, annenin kaygılarının karşı
tarafın anlayacağı ve tepki göstermeyeceği biçimde
aktarılmasıdır.
Patron tavrı ile verilen tüm ültimatomlar, bakıcının
tepkisine yol açabilir.
Ayrıca anne, çocuğa bakan kişiyi, çocuğa karşı tavır almaya itici
herhangi bir tutuma girmesine engel olmaya çalışmalı ve olumsuz
davranışların ortaya çıkmasına neden olabilecek duygu ve
düşüncelerin doğmasına fırsat vermemelidir. Tüm bunlar, annenin
yeterli bir iletişim kurması ile mümkün olabilir. Patron tavrı ile
verilen tüm ültimatomlar, bakıcının tepkisine yol açabilir. Alttan
alarak yaklaşmak, karşı tarafın “ bildiğini okumasına” neden
olabilir.
En iyi şekilde yetiştirilmek istenen bebek, en çok zarar gören
olur. Esasında çocuk kendi genlerinin elverdiği ölçüde olağanüstü
bir gelişme potansiyeli barındırır. En iyiye ulaşmak, öncelikle bu
potansiyeli örselemektir. Daha iyisi için çaba sarf etmekten çok,
önce zarar vermemek için çaba sarf etmek daha doğru bir
yaklaşımdır. Bu da, yine onun emanet edildiği kişiler ile iyi bir
iletişim kurmakla mümkündür. Kısacası çalışan anne, sadece çocuğu
ile değil, onu teslim edeceği kişiler ile de, ki bu annesi kadar
yakın olsa bile, iletişim sıkıntısı yaşar.
Prof. Dr. Sabiha Paktuna Keskin