Çalışan anne bebeğiyle daha fazla vakit geçirebilecek
Abone olAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, kadın istihdamı ve çalışan annelere yardım paketinin detayları açıkladı.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, yarı zamanlı ve kısmi çalışma modeli ile çalışan annenin bebeğiyle daha fazla vakit geçirebileceğini söyledi.
Bakan İslam, doğum izninde uygulanacak yarı zamanlı ve kısmi çalışma modeline ilişkin, "Her iki sistem de anneye ve istekli ebeveyne tanınmış fırsat eşitlikleridir. Anne ya da baba bu sistemlere mecburen geçmez. Sadece bir haktır, zorunluluk yoktur, bu hakkı isteyenler kullanır" dedi. "Ailenin ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunması Programı"na ilişkin eylem planındaki uygulamalara yönelik açıklamalarda bulunan Bakan İslam, programın, dinamik nüfus yapısının ve ailenin korunması amacıyla hazırlanan bir paket olduğunu hatırlatarak, başta kadınlar olmak üzere anne ve babaya da bir çok hak tanıdığını söyledi.
PAKET, ÇALIŞAN ANNE VE BABAYA DESTEK
İslam, paketin, anne ve babaların hayatını kolaylaştırma, istedikleri kadar çocuk sahibi olabilme, ev hayatı ile iş hayatını uyumlaştırabilme, onlara çocuklarıyla daha fazla vakit geçirebilme imkanı sunma amacıyla hazırlandığını, çalışan anne ve babalara destekler içerdiğini kaydetti.
Bakan İslam, paketin kanunlaştırma sürecine ilişkin şu bilgileri verdi:
"Mümkün olduğu kadar kısa süre içerisinde Bakanlar Kurulundan geçmesini ve Türkiye Büyük Millet Meclisine gelmesini sağlamaya çalışıyoruz. Ondan sonraki süreci Meclisin işleyişi belirleyecektir. Muhalefet partilerinin bugüne kadar yaptığı gibi bizim Bakanlığımızdan giden tekliflere tasarılara destek vermeleri. Onların desteğini alırsak çok kısa bir süre içerisinde geçeceğini, kanunlaşacağını düşünüyoruz. Uygulama konusunda, kanunlaşır kanunlaşmaz yürürlüğe girer ama alt mevzuat çalışmaları tamamlandıkça da hemen süreç işlemeye başlar."
Esnek çalışma modellerinin Avrupa'da da kullanıldığına işaret eden İslam, " Anne kamuda da çalışsa özel sektörde de çalışsa doğumu takip eden 16 haftalık iznini tamamladıktan sonra işverene ya da işyerine müracaat edebiliyor. Çocuk sayısına göre, 2 aylık, 4 aylık ya da 6 aylık, 'Ben yarı zamanlıçalışma sistemine geçmek istiyorum' diyebiliyor. İşyeri eğer özel sektörse, özel istihdam bürosunu devreye sokuyor. Yarı zamanlı çalışma sistemine geçmek isteyen annenin yerine aynı vasıfları taşıyan bir başka eleman buluyor" şeklinde konuştu.
ÇALIŞAN ANNE, BEBEĞİYLE DAHA FAZLA VAKİT GEÇİRECEK
Ayşenur İslam, düzenlemeyle işgücü kaybı ya da performans kaybının meydana gelmediğine, annenin izinli olduğu yarım günün ücretini tam olarak aldığı bir sistem olduğuna ve devlet sübvansiyonu bulunduğuna dikkati çekti.
İşverenin bu elemanı için yarı zamanlı ücret ödeyeceğini, yerine gelen eleman için ise diğer yarı ücreti ödeyeceğini anlatan İslam, çalışan annenin bebeğiyle daha fazla vakit geçireceğini, aynı işi yapabilecek bir başka elemana da belli bir süreliğine iş bulunacağını kaydetti.
Kısmi çalışma modelinin, doğum sonrası hem anne hem de baba için çalışma imkanı getirdiğini ifade eden İslam, bu modele anne ve babaların birlikte ya da içlerinden birinin başvurabileceğinin altını çizdi.
Çocuk okul çağına gelene kadar bu modelin uygulanabileceğini dile getiren İslam, kısmi çalışma modelinde devlet sübvansiyonu olmadığını, ebeveynin çalıştığı süre kadar maaşını alacağını belirtti.
İslam, "Her iki sistem de anneye ve istekli ebeveyne tanınmış fırsat eşitlikleridir. Anne ya da baba bu sistemlere mecburen geçmez. Sadece bir haktır, zorunluluk yoktur, bu hakkı isteyenler kullanır" dedi.
ÜCRETSİZ İZİNDE GEÇEN SÜRELER DEVLET TARAFINDAN DONDURULMAYACAK
Çalışma modellerinin kadının iş hayatında tercih edilmemesine sebep olacağı yönündeki tartışmalara da açıklık getiren İslam, tartışmaların hiçbir dayanağının bulunmadığını ifade etti.
İslam, işverenin herhangi bir kaybının olmayacağını, yarı zamanlı çalıştırdığına yarım ücret ödeyeceğini, böylece "kadın elemanı niye tercih edeyim" sorununun yaşanmayacağını dile getirdi.
Türkiye'de esnek çalışma yöntemlerinin uygulanması gerektiğini düşündüklerini dile getiren İslam, bütün sosyal sistemlerin belli süreler sonra çalışanın lehine revize edilebileceğini kaydetti.
İslam, doğum yapan kadınların meslekte kademe ve derece ilerlemelerine ilişkin de şunları söyledi:
"Kadınlar eğer doğuma bağlı ücretsiz izin kullanıyorlarsa, o süre içerisinde ilerlemelerinin dondurulmamasının çalışma hayatı içinde değerlendirilerek, kademe ve derece ilerlemelerinin kendiliğinden yapılmasını sağlıyoruz. Ücretsiz izinde geçen süreler devlet tarafından dondurulmayacak, kademeniz için çalışmanız gereken süreye dahil edilecek. Dolayısıyla erkekler ya da doğum yapmayan kadınlar derece alırken sizin derece almamanız gibi bir sorun ortadan kaldırılmış olacak."
Bakan İslam, düzenlemeyle engelli çocuğa sahip ve çocuğunda süregelen hastalığı olan anne babaların da çocuklarının tedavilerini yaptırabilmeleri için yılda 10 gün mazeret izni kullanabileceklerini söyledi.
BABALARA 5 GÜN DOĞUM İZNİ
Prematüre doğum, annenin vefatı, evlat edinme halinde de işçilere birtakım haklar tanındığını vurgulayan İslam, "Eğer işçi bir ailede annenin doğumundan sonra vefatı söz konusu olursa, annenin hakettiği izin kadar süre babaya veriliyor, analık hakkını baba kullanabiliyor. İşçiler evlat edindikleri takdirde ücretli ve ücretsiz doğuma bağlı izinlerden kullanabiliyorlar. Prematüre yani erken doğumlarda annelere tanınan haklar var. Diyelim ki çocuk 20 gün erken doğdu anne doğum öncesi iznini tam olarak kullanamadı o süre doğum sonrasına eklenebiliyor. Hak kaybı meydana gelmiyor. İşçilerde babalara doğum izni yoktu, şimdi 5 gün doğum izni tanınıyor" ifadesini kullandı.
HER 500 AİLEYE BİR SOSYAL HİZMET GÖREVLİSİ
Aile Sosyal Destek Programı (ASDEP) kapsamında da her 500 ailenin bir sosyal hizmet görevlisi olacağını belirten İslam, çalışmaya risk altında bulunan ailelerin yoğun olduğu bölgelerden başlayacaklarını anlattı.
Türkiye'de risk altında olduğunu düşündükleri 6 milyon ailenin kaydının bulunduğunu bildiren İslam, şunları kaydetti:
"Onlara ait bir risk haritası oluşturduk her il için. Sosyal hizmet görevlimiz mahalle muhtarıyla o bölgedeki bütün kamu görevlileri ve il müdürlükleriyle, ileri gelenlerle irtibat halinde olacaklar. Farkında olmadığımız risk altındaki aileleri keşfederek kapsamı genişletme imkanımız var. Görevlilerimiz risk altındaki ailelerle iletişim halinde olacaklar, eğitimden uzaklaştırılmış veya küçük yaşta evlendirilme riski bulunan çocuk var mı, aile içi şiddet, arızi bir yoksulluk, işsizlik kaynaklı bir geçim sıkıntısı, engelli birey, bakılamayan yaşlı, uyuşturucu problemi var mı, bütün bunlar tespit edilecek ve doğru yönlendirmeler yapılarak sorun giderilinceye kadar takip edilecek, çözüm önerileri sunacağız. Çözüm önerisini sunmakla yetinmeyeceğiz bunların yerine getirilip getirilmediğini her iki taraf açısından da denetleyeceğiz."
Bakan İslam, çalışmalar kapsamında ilave 5 bin kişilik uzman kadroya ihtiyaç duyulduğunu vurguladı.
Bu doğrultuda, ihtiyaç duyulan 5 bin kişilik uzman kadroyu peyder pey alacaklarına işaret eden İslam, "Hemen yarın 5 bin uzman almayacağız. İhtiyaca göre illere yayılma arttıkça alacağız. Şu anda 4 ilde programı başlattık. Kendi elemanlarımız şu anda kafi. Ama il sayısı 20'ye, 30'a çıktıkça elemana ihtiyaç duyacağız. Bu 5 bin kişinin içinde sosyologlar, psikologlar da olacak" şeklinde konuştu.
İslam, ASDEP kapsamında bir kampanya başlatılacağını belirterek, kadına yönelik şiddetin önlenmesi için çalışmalar yürüteceklerini kaydetti.