Çakıcı'dan tehdit mesajları!
Abone olAlaattin Çakıcı’nın Mehmet Eymür’e yazdığı tehdit dolu mektup ortaya çıktı
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen
“faili meçhul cinayetler” soruşturması kapsamında gözaltına alınan
MİT Kontrterör Dairesi eski Başkanı Mehmet Eymür’e, Alaattin
Çakıcı’nın Kandıra F Tipi Cezaevi’nden zehir zemberek bir mektup
yazdığı ortaya çıktı.
Çakıcı, ifadesinde ve değişik zamanlardaki açıklamalarında
kendisine “korkak” diyen Eymür’le ilgili önemli
açıklama ve imalarda bulundu. Eymür’le arasının açılmasından,
beraber yaptıkları operasyonlara kadar her şeyi mektubunda anlatan
Çakıcı, Eymür’ün elinde eski MİT Müsteşarı Sönmez Köksal’ın
“uygunsuz” resimlerinin bulunduğunu, bu resimleri
MİT Müsteşarı olduğu dönemde Köksal’a karşı kullandığını da iddia
etti.
Milliyet'in haberine göre, bugüne kadar birçok kişi hakkında
çeşitli açıklamalar yapan Eymür’e yönelik çok ciddi iddiaların yer
aldığı, “Sayın Eymür, bak Mehmet Bey” başlıklı
mektuptan bazı bölümler şöyle:
"OĞLUNU TEHDİT ETTİM ÇÜNKÜ..."
"6 yıl MİT’ten uzaklaşmıştın. Seni Çiller’le konuşarak Adil (Öngen)
ve (Mehmet) Üstünkaya işe aldı. Adil dışında onlar ve Çiller’i
Mesut Yılmaz’a sattın. Yılmaz’a yalakalık yaptın, benim kalemimi
kırdın. (...) Adil Öngen vurulunca seninle iplerimiz koptu. En kötü
baba bile oğlu için canını verir. Seni oğlunla tehdit ettim ki
burada aileme zarar vermeyesin diye... Çünkü kişilik yapın buna
müsait."
"O DA SENİN PİYONUNDU"
“Onurlu bir adam kimseye pislik atmaz. Beni kendine düşman ilan
ettikten sonra hazırladığın düzmece raporu Sönmez Köksal’a verip
CIA direktörüne gönderdin. Çünkü o da (Sönmez Köksal) senin
piyonundu. Dişişleri’nde resmi diplomatken, Türkiye’ye geldiği
zaman kendisini misafir edip tekne gezintilerinde uygunsuz
vaziyette resimlediğini ve ona karşı kullandığını Alaattin Çakıcı
bilmiyor mu sanıyorsun?"
"SANA KIYMAK İSTESEM ŞANSIN YOK!"
“Senin oğlun Alp, hayat boyu onu hep evladım ve kardeşim gibi
sevdim. O kozu oynamasam, seni başka türlü durduramazdım. Çünkü
sana kıymak isteseydim ne o zaman ne de şimdi hiçbir şansın yok.
(...) Beni aradın Ankara’ya geldim. Ulucanlar’a gidip oğlun Alp’in
hayatını kurtardığımı unutuyor musun?"
"MESUT YILMAZ VE ÇİLLER'İ YEDİM"
"11 Kasım 1993 yılında Ankara’dan uçtum. Nice’de yakalandıktan
sonra 14 Aralık 1999’da Türkiye’ye getirildim. Bu savaşın sonunda
sen beni yedin. Ben seni ve Mesut Yılmaz’ı yedim. Çiller’i de
yedim. Yedim anlamını yamyamlık anlamında sakın anlama. Eşref-i
mahluk, Allah’ın helal kıldığı rıskı yer."
KUR'AN'LI YEMİN
“ABD’de yaşıyordun. atin.org sitesinde benim eğitim aldığım sırada,
el bombasını erken attığım için beni ‘korkak’ diye nitelendirdin.
Benim Allah’ın dışında kimseye boyun eğmediğimi ve korkmadığımı en
iyi sen bilirsin. (...) Çeyrek asır önce bana dedin ki ‘Alaattin
gün gelir devran değişir.’ Beni devletin yeminli birinci derecede
resmi elemanı yaptınız. Ben de size şart koştum. Bayrak ve silahın
yanında Kuran-ı koyacaksınız. Bunların üzerine dünyanın hiçbir
yerinde hayatım pahasına da olsa Türkiye Cumhuriyeti’ne, milletine
ve devletine zarar vermeyeceğim diye ant içtim. 2 defa yurtdışında
yakalandım. O kadar işkenceler gördüm. Ama Avrupalılar Alaattin
Çakıcı’dan, yel kayadan ne alır? Bunu en iyi yetkililer ve teşkilat
biliyor. Çünkü hainler gibi konuşmadım. Hayatım pahasına da
olsa..."
"SANA DÜŞMAN OLURSAM ŞANSIN YOK!"
"Sen Şeker Fabrikaları’ndan ayrıldıktan sonra ABD’den Türkiye’yi
tehdit ettin. Bunlar arşivlerde mevcuttur. Mesleki birikimimden
dolayı CIA ve FBI’da müşavirlik yapabilirim (dedin). Ta babadan
beri şerefli bir kurumun ekmeğini yiyen biri, devletini ve o kurumu
nasıl tehdit edebilir?..” “Bugüne kadar seni hep ürküttüm. Hiç
düşman olmadım. Eğer sana düşman olursam, hiç şansın yok. Ne
Türkiye’de ne de dünyanın başka bir yerinde... Alp senin oğlun,
sana zarar versem ona asla zarar vermem. Bunu o yaşlanmış, sulanmış
beynine iyi yerleştir."