Sunucu, oyuncu, model. ‘10 parmağında 10 marifet’ dediklerimizden. Yıllardır ekranda ama yüzü hiç eskimiyor. Şimdi de yeni programının heyecanını yaşıyor. Konu aşka gelince şöyle diyor: Aşk için dualar etmiyorum. Olursa ne alâ olmazsa Mualla! Posta gazetesine konuşan Çağla Şıkel, özel hayatıyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. ‘Çağla İle Yeni Bir Gün’ başlıyor. Hayırlı olsun. Teşekkürler. Güzel ve enerjik bir program olacak. Güzellik, moda, yemek, aklınıza ne gelirse var. YouTube kanalınız da benzer konular üzerine... Ama izleyici profili çok farklı. YouTube’daki paylaşımlarım ve diyaloglarım çok farklı. YouTube sayesinde, televizyon izlemeyen, beni yıllardır yaptığım diğer işlerden tanımayan genç bir hayran kitlem oluştu. Yaş kompleksini 35’te bırakmışsınız. Şimdi 39’sunuz. 35 neyin dönemeciydi? Ne bileyim... Ben aslında saymanın, zamanın ve yaşın olmadığını düşünüyorum. Hani bu işte döngü var ya... Her sene bir yaş alıyoruz, haftada yedi gün 24 saat var vesaire gibi. Bunlar bana bir şey ifade etmiyor. Ben şu an yaşadığım yaştayım, ama sen buna istersen beş de istersen 15 de. Bir an geliyor 70 yaşında bir insan gibi hissettiğim de oluyor. “Her insan hissettiği yaştadır” sözünü çok içselleştirdim sanırım. “Gerçekten kıskanıyorum. Çok güzel ya!” dediğiniz bir kadın oldu mu hiç? Valla ben kendi hayatımı, ruhumu kıskanıyorum. Güzellik benim için çok boş bir kavram. Çünkü geçici. Beğendiğim kişinin de güzelliği geçici. Düşünsene bir yıl sonra bile aynı güzellikte olmayacak. Çünkü bir yaş daha ilerleyecek, yaşlanacak. Dolayısıyla böyle görsel algımızı süsleyen geçici, fani şeylerle kıskanabileceğim kimse yok hayatımda. Tüm bu koşturmaca içinde zaman bir şekilde geçiyor ve biz “Çağla Şıkel yeniden aşık oldu” haberini bir türlü okumuyoruz. Neden? Yani bu beklediğim, hayalini kurduğum bir şey değil. Bir gün olursa tamam, neden olmasın! Tabii ki olabilir. Aşk güzel bir şey. Kesinle yaşamak istemem diye bir durumum yok. Ama bunun için çabalamıyorum, dualar etmiyorum. Nasip kısmet meselesi. Ben şu an zamanı izleyen, gözlemleyen, benim için en doğrusunun doğru zamanda bana geleceğini bilmenin olgunluğunda yaşayan bir insanım. Şu ana kadar olmadı. Olursa ne alâ, olmazsa Mualla! (Gülüyor) "Bu işi yapmasam çok iyi garsonluk yapardım” demiştiniz. Sizin birlikte olacağınız kişinin ne iş yaptığı ya da hangi sosyal çevreden geldiği önemli mi? Yani ruhunu eğitmiş, ruhu zengin bir insan olması gerekiyor. Abuk sabuk şeyleri kıskanmayacak. Anlayışlı, olgun, hayata benim baktığım gibi bakabilecek biri olmalı. Ben elim ayağım tuttuğu sürece çalışırım, bir gün Türkiye’nin en büyük kanallarından birinde program yapamayabilirim ama onu da hazmederim, gider başka bir iş yaparım demek istemiştim. Çok da tatlı olur, niye olmasın? Çocuklarım için her şeyi yaparım demek bu.