C vitamini gribe iyi gelmiyormuş!
Abone olÇukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Başhekim Yardımcısı Doç. Dr. Nejat Narlı, C vitamininin gribi önlediği yönündeki inanışın yanlış olduğunu ifade etti.
Narlı, yaptığı açıklamada, C vitamininin halk arasında bilindiği
gibi gribi önlemediğini, aşırı derecede kullanılması ile hastalığın
ağırlaşmasına ve iyileşmenin gecikmesine yol açacağını vurgulayarak
hastalıktan korunmanın en iyi yolunun grip aşısı olmaktan geçtiğini
ifade etti. Narlı, grip olanların aşırı derecede C vitamini içeren
ilaçlar içip, meyve yiyerek hastalığı atlatmaya çalıştığını
belirterek, "C Vitamini sistemi güçlendirir, hastalıklara karşı
vücut direncini hafifçe artırabilir ama gribi kapmamızı ve hasta
olmamızı kesinlikle önleyemez, hatta aşırı derecede C vitamini,
özellikle çocuklar ve yaşlılarda ishale sebep olabilir. Bu da
hastalığın ağırlaşmasına, iyileşmenin gecikmesine yol açabilir"
dedi. Hastalığın yanlış bilindiğini de kaydeden Narlı, gribin;
influenza adı verilen bir virüs tarafından oluşturulan, ani olarak
39 derece üzerinde ateş, şiddetli kas ve eklem ağrıları, halsizlik,
bitkinlik, titreme, baş ağrısı ve kuru öksürük gibi belirtiler ile
başlayan bir enfeksiyon hastalığı olduğunu söyledi. Daha sonra
hastalık tablosuna boğaz ağrısı, burun akıntısı, hapşırma, gözlerin
akması ve kanlanması gibi belirtiler de eklendiğini ve bazı
vakalarda da karın ağrısı, bulantı, kusma görülebildiğini anlatan
Narlı, "Ateşin 39 derecenin üzerinde olması, şiddetli kas ağrıları
ve halsizlik nedeniyle hastalığı ayakta geçirmek mümkün değildir.
Grip, hastaları en az 3 - 7 gün yatağa mahkum eder. Yaklaşık bir
hafta içinde belirtiler kaybolur, ancak halsizlik, belirtilerin
kaybolmasından sonra da devam eder ve 2 hafta kadar sürebilir" diye
konuştu. Hastalığın özellikle çocuklarda, yaşlılarda ve kalp,
akciğer, böbrek, şeker gibi kronik hastalığı olan kişilerde gerekli
önlemler alınmadığı takdirde ölüme bile yol açabileceğinin altını
çizen Narlı, "Bu kadar ciddi tablolara yol açabilen grip, halk
arasında çok sık olarak soğuk algınlığı ve nezle ile karıştırılır.
Oysa soğuk algınlığı ateş yükselmeden, hafif kırgınlık, burun
akıntısı, hapşırma gibi belirtiler ile kendini gösteren, halsizliğe
yol açmadığı için yatak istirahatı gerektirmeyen bir hastalıktır ve
grip ile kesinlikle karıştırılmamalıdır" şeklinde konuştu. Gribi
"Kesin tedavisi olmayan" bir hastalık olarak tanımlayan Narlı,
korunmak için risk grubundaki kişilerin mutlaka her yıl aşı
olmaları gerektiğini de belirterek şunları kaydetti: "65 yaşından
büyük kişiler, 0 - 23 ay arası sağlıklı bebekler, şeker hastaları,
astım hastaları, kronik akciğer hastaları, kronik kalp ve damar
sistemi hastaları, bağışıklık sistemi baskılanmış kişiler, kanser
hastaları, huzurevi, bakımevi gibi ortamlarda yaşayanlar mutlaka
grip aşısı olmalı. Çünkü grip bu kişiler üzerinde yaşamsal risk
oluşturmaktadır. Grip aşısı işe gelmeme oranını yüzde 43, doktora
başvurma oranını yüzde 44, üst solunum yolu hastalıklarını yüzde 25
azaltır. Aşılanan kişilerde kişi başına en az 47 dolar tasarruf
edilir. Aşılamanın bir sosyal fayda olması nedeniyle, iş yeri
çalışanlarının şirket bağlılığı ve yönetime bakışı olumlu
etkilenir."