Yargıdan bir bildiri daha
Abone olAdalet Bakanı Cemil Çiçek 'tartışmalara kurumları bulaştırmayalım' diyor ama kurumlar öyle düşünmüyor. Bildiriye Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu da katıldı.
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyeleri, 2802 sayılı Hakimler
ve Savcılar Kanunu'nda yapılan değişiklikle yürütmenin, yargıyı
etki altına almayı hedeflediği bildirildi. Hakimler ve Savcılar
Yüksek Kurulu'ndan yapılan yazılı açıklamada Anayasa'ya göre yargı
yetkisinin, Türk milleti adına bağımsız mahkemeler eliyle
yürütüldüğü bildirilerek temel hak ve özgürlüklerin demokratik,
laik hukuk devleti ilkelerinin sağlam ve sarsılmaz güvencesinin,
Cumhuriyetin temel niteliklerini ilke edinen, hukuk devletinin
yaşamına ve devamına hayat veren kurum olan yargı olduğu
vurgulandı. Demokratik hukuk devletinde saygın olan ve herkesin
saygı göstermesi gereken kurumlar bulunduğu ifade edilen
açıklamada, bunların başında yargının yer aldığı kaydedildi.
Yargının daima en güçlüye karşı en güçsüzü koruyabilecek kudret ve
kuvvette tutulması gerektiği belirtilen açıklamada yargının onur ve
güvenilirliğinin, şahsi ve siyasi düşüncelere vasıta yapılmaması
gerektiği vurgulandı. Yargı bağımsızlığı ve hakim teminatının,
hakimlerin dokunulmaz olduklarını göstermeyeceği ifade edilen
açıklamada, bu teminatların hakimler ve savcılar için değil yargı
hizmetlerinden yararlanan Türk milletinin güvencesi olarak
tanındığına işaret edildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Anayasamız kuvvetler ayrılığını esas almıştır. Erkler arasındaki
bu ayrımın sonucu olarak yargı, üstlendiği hassas adalet dağıtımı
ve yargısal görevini ancak bağımsızlığı ve tarafsızlığıyla yerine
getirebilir. Yargı üzerinde yürütme erkine denetim ve vesayet
yetkileri tanınması halinde yargı bağımsızlığı ve hakim teminatı
istenilen düzeyde gerçekleştirilemez. Bu alandaki müdahale
izlenimleri yargı içinde ve dışında huzursuzluklara yol açmaktadır.
Hukukun üstünlüğüyle yargı bağımsızlığı arasındaki bağ çok iyi
değerlendirilerek hassas dengeler bozulmamalıdır. Yargı hakettiği
konuma getirilmiyorsa mutlaka baskı altındadır ve bağımsız
değildir." Yargının sorunlarının gün geçtikçe arttığı kaydedilen
açıklamada, yargının ve sorunlarının bugüne kadar ihmal edildiği,
çözümünün de düşünülmediği bildirildi. AB İlerleme Yargı Bölümü
Komisyon raporunda yargı bağımsızlığının sağlanmasının ısrarla
vurgulandığı kaydedilen açıklamada bu hususların AB istediği için
değil demokratik, laik, hukuk devleti için gerekli olduğu ifade
edildi. 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu'nda yapılan
değişiklikte, yargının biriken sorunlarını çözmekten uzaklaştığı ve
yürütmenin, yargıyı etki altına almayı hedeflediği bildirilen
açıklamada hakim adaylarıyla avukatlıktan alınacakların mülakatının
ve mevcut yargıçlardan da Teftiş Kurulu'na alınacak müfettişlerin
atanmalarının Bakanlıkça yapılmasının, Hakimler ve Savcılar Yüksek
Kurulu sekreteryasıyla müstakil bütçe ve binasının bulunmamasının,
bunların çözümü için herhangi bir gayret gösterilmemesinin, yargı
bağımsızlığını engelleyeceği gibi yargıda siyasallaşma
yaratacağının da açık olduğu ifade edildi. Açıklamada şöyle
denildi: "Kurulumuzun bu husustaki görüşleri, defalarca yazılı ve
sözlü olarak yetkili mercilere intikal ettirildiği halde, bir sonuç
alınamamıştır. Bu durum karşısında yargı bağımsızlığının önündeki
engellerin kaldırılması ve yargının siyasallaşmasının önlenmesi
yolundaki düşüncelerimizin, kamuoyunun bilgi ve takdirlerine
sunulması uygun görülmüştür." Açıklamada, ortaya koyulan
görüşlerin, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyelerinin kişisel
görüşleri olduğu bildirildi.