Politikacısı, gazetecisi, akademisyeni, taksicisi, berberi,
Yahudisi, Urumu…
Yıllardır sözbirliği etmişçesine
“Ülkede muhalefet yok canım” nev’inden bir türkü
tutturmuşlardı.
“CHP liderlik, MHP baraj, BDP Öcalan derdinde”
lakırdıları semaya yükselmişti.
Durumdan cesaret alan Başbakan’da her daim
muhalefete “Bunlar bırakın devlet idare etmeyi, iki koyun
versen akşama birini kaybedip gelirler.” diyerek ha babam
yüklenirdi.
Ama Sayın Başbakan’ın göremediği, bu ülkede ana
muhalefetten başka bir de “baba muhalefet” vardı ve Güniz sokakta
"kapı gibi" duruyordu.
TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu’nun Demirel
ziyaretini hep birlikte izledik.
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel lacivert
ceketi, açık mavi kravatı, şık yaka mendilini kuşanmış vaziyette,
komisyonu kapıda karşıladı.
Şıktı, zarifti.
Bütün üyelerin teker teker elini
sıktı.
Bu tablo karşısında duygulanan MHP Milletvekili
Özcan Yeniçeri’nin, Baba’nın elini sıkarken öpme seviyesine kadar
eğildiği bile görüldü.
Demirel, masaya dizilen üyeler karşısında
ayakta durarak hoş geldiniz konuşması yaptı.
Hala dinç, hala billur gibi hafızasıyla teker
teker tane tane döktürmüş Demirel…
Komisyon üyelerinin açıklamalarından
duyduk:
"Bugün siz geçmişteki eylemleri,
yanlışları araştırıyorsunuz, yarın da bugünkü yanlışları bir
başkası araştırır"
“Neden darbeleri önlemek için girişimde
bulunmadınız?" -"Ne yapacaktım, adam eline silahı
almış."
“Darbelerde halk hiçbir zaman seçtiği
iktidarlara sahip çıkmamıştır.”
"Darbelerde ABD'nin dahli yok, derin
devlet de darbeleri yapan da askeriyedir"
“28 Şubat darbe değildir. Alınan 18
maddelik MGK kararları yasaldır. Erbakan'a istifa et demedim.
Çiller'in çoğunluğu hükümet kurmaya yetmediği için yetki vermedim,
doğru da yaptım."
İçeriğini tartışırız.
Yapabilecekleri olduğu halde yapmadıklarını
konuşuruz.
Anlatmak istediğim başka…
Sağa sola döndürmece yok.
Her cümlesi bin ton çekiyor.
Tutarlı.
Düşünelim…
Bu kadar yalın, bu kadar net bir muhalif cümle
duydunuz mu hiç?
Geçmiş dönemi soran bir vekile cevaben:
“Dünün güneşiyle bugünkü çamaşır
kurutulmaz."
Buyur!
Ansiklopedi yazsan yine bir işe
yaramaz.
Eğitimlisi eğitimsizi, oturanı yürüyeni, büyüğü
küçüğü, hepsinin anladığı; dudaklarda tebessüm, akıllarda soru
işareti bırakan bir cümle daha…
Dünün güneşiyle bugünkü çamaşır
kurutulmaz."
Kabul edelim ki Demirel algı yönetimini çok iyi
biliyor ve bunu doksana yaklaşan ömründe bile çok iyi
yapıyor.
Merhum Ecevit’in ölüm yıldönümünde CHP lideri
Kemal Kılıçdaroğlu konuşmacı olarak Demirel’i davet etmişti de bazı
aklı yetmezler “ Olacak iş mi bu! Merhum mezarında yan
dönmüştür valla!” demişlerdi.
Tarih Kemal Bey'i haklı çıkarmıştır.
"Binaenaleyh" muhalefetin Demirel’den öğreneceği daha çok şey
vaadır!