Büyükelçi Çelikkol o anı anlattı
Abone olKendisine bir oyun oynandığını söyleyen büyükelçi Çelikkol, "İbranice bilsem salonu terk ederdim" dedi.
"Kurtlar Vadisi Pusu" dizisindeki bazı sahneler
tarafından İsrail Dışişleri Bakanlığı'na çağrılan Türkiye'nin Tel
Aviv Büyükelçisi Oğuz Çelikkol, hiç beklenmedik bir tavırla
karşılanmıştı.
Kendisiyle tokalaşmayan İsrail Dışişleri Bakanı Yardımcısı Danny
Ayalon, Büyükelçi Çelikkol'u kendisinden daha küçük bir koltuğa
oturtarak "kendince" aşağılamaya çalışmıştı.
İSRAİLLİ BAKAN TERBİYESİZLİĞİ PLANLAMIŞ! Haberin ayrıntılarını okumak için tıklayınız! |
Oğuz Çelikkol, İbranice konuşan Ayalon'un sözlerini anlamadığı
için tebessüm etmek zorunda kalmıştı.
Çelikkol, İsrail'in tepki çeken tavrıyla ilgili "Canlı
Gaste"ye konuştu.
Büyükelçi Çelikkol, şunları söyledi:
NEZAKET İÇİN SANIYORDUK
"Dışişleri Bakan Yardımcısı dün beni makamına davet etti. Biz
‘Nedir?’ diye telefonla konuyu sorduk. Bize verilen intiba, Bakan
Yardımcısı ile daha önce tespit edilen randevunun öne alındığıydı.
Bu bir tanışma, bir nezaket randevusuydu. Biliyorsunuz, ben
görevime 3.5 ay kadar önce başladım. Bu ziyaretim, bir nezaket
ziyareti içinde yapılacaktı. Dün telefon edildiğinde bu nezaket
ziyaretinin ele alındığı söylendi.
Sorulmasına rağmen toplantıda kesinlikle Kurtlar Vadisi veya başka
bir konunun gündeme gelebileceği yönünde hiçbir bilgi
verilmedi.
GAYET İYİ KARŞILANDIK
Toplantı, İsrail Parlamentosu’nda oldu. Parlamento’ya gittiğimizde
gayet iyi karşılandık. Birisi bizi kapıda karşıladı, yukarı kadar
götürdü.
Sayın Ayalon’un Meclis’teki odasına çıktık. Kapıda sadece 1
dakikalık bir aksama oldu. Ondan sonra kapı açıldı, içeri girdik.
El sıkışıldı, gayet iyi bir şekilde karşılandık. Kendisi ‘Böyle
acele çağrıldığım için özür dilerim' gibi ifadelerde bulundu,
iltifat etti ve ‘hoş geldin’ dedi.
YA DA KARIŞIK OTURACAKTIK
Ben hâlâ bir tanışma ziyareti için gitmiş olduğumu düşünüyordum.
Küçücük bir odada üç kişilik bir koltuk vardı. Müsteşar arkadaşımla
biz oraya oturduk, 4 tane de sandalye vardı. Zaten onlar 4
kişilerdi. Ya karışık oturacaktık ya da ben koltuğa oturacaktım.
Koltuklar arasında 3-4 santim fark olduğunu ben fark etmedim.
İBRANİCE'Yİ ANLAMADIM
Doğrusu böyle bir şeyin gündeme getirilebileceği aklıma bile
gelmedi. Daha sonra görüşme bittikten sonra o sırada fark etmedim
ama müsteşar arkadaşım fark etti; gazeteci İbranice Ayolan’a bir
şey söylemiş, o da çok kısa bir şekilde İbranice bir şeyler
söylemiş.
Toplantı bittikten sonra Kudüs’ten Tel Aviv’e gelmeden, bunlar
herhalde internet sitelerine İsrail Dışişleri Bakanlığı tarafından
verildi. ‘El sıkışırken fotoğraf çekemezsiniz’, ‘Büyükelçi daha
alçak bir koltukta oturuyor’ gibi ifadelerde bulunduğu bugünkü
gazetelerde yazıyor. İbranice olduğu için bizim bunu anlamamızın
imkanı yok.
CESARETİ OLSA İNGİLİZCE SÖYLERDİ
Eğer Bakan Yardımcısı bu ifadeleri İbranice değil İngilizce
kullanmak cesaretini gösterebilseydi kendisine gerekli cevabı
anında verirdik. Bakan Yardımcısı bunları İngilizce söylemek
cesaretini gösteremediği gibi tercüme etmek nezaketini de
gösteremedi.
SADECE DİZİYİ KONUŞTUK
Dizi hakkında üzüntülerini belirttiler, dizide bazı sahnelerin
kendilerini rencide ettiğini söylediler. Ve dizi dışında başka
hiçbir şey konuşulmadı.
BANA PUSU KURDULAR |
Türkiye’nin Tel Aviv Büyükelçisi Oğuz Çelikkol, İsrail Dışişleri
Bakan Yardımcı Danny Ayalon ile yaptığı görüşmede kendisine pusu
kurulduğunu söyledi. CNNTurk’e konuşan Büyükelçi Çelikkol, Ayalon ile görüşmesi sırasında olağan dışı herhangi bir şeyin farkına varmadığını, ancak daha sonra İsrailli bakanın İbranice ne söylediğini haberlerden izlediğinde kendisine bir pusu hazırlanmış olduğunu anladığını ifade etti. İşte Çelikkol’un açıklamaları: “Danny Ayalon her zaman Türkiye dostu bir kişiydi. Ben tamamıyla Türkiye dostu birinin daveti üzerine gittim. Parlamento binasındaki görüşme öncesi sadece 1 dakika bekletildim. Çok sıcak bir ortamda karşılandım. El sıkışıktık." “Sonra ‘Kurtlar Vadisi Pusu’ dizisi konusundaki rahatsızlıklarını ilettiler ve odadan dostane şekilde ayrıldık. “Ancak görüşme sırasında Ayalon’un foto muhabirleriyle İbranice çok kısa bir konuşması oldu. Muhabirlere heralde, 'Yeterince fotoğraf aldınız' şeklinde bir ifadede bulundu diye düşündüm. “Özellikle alçak koltukta oturtulduğum intibası almadım. Hatta onlar iskemlede otururken, ben daha rahat olduğu için koltukta oturtuldum diye düşündüm. "Ancak daha sonra Ayalon’un görüşmede İbranice ne söylediğini
öğrenince olanların tamamen bir pusu olduğunu anladım." |
OYUN OYNANDI
Hatta Sayın Bakan Yardımcısı’na ‘İçeride çok basın var’ dedim.
Kendisinin cevabı da ‘Türkiye gibi büyük bir ülkenin
büyükelçisisiniz, basının ilgi göstermesi normaldir’ oldu. Tamamen
bir oyun oynandığı kesin.
KOLTUĞA KENDİM OTURDUM
Bütün bu olayın patlamasına sebep olan İbranice ifadeleri, benim
biraz daha alçak bir koltukta oturduğum filan gibi bunlar gerçek
değil. Odaya giren herkes bunun gerçek olmadığını tespit edebilir.
Dediğim gibi, ben kimse tarafından oturtulmadım, odaya girdiğim
zaman üçlü koltuğa biz yöneldik.
TÜRK BAYRAĞI OLMAMASI NORMAL
Bir büyükelçinin, dışişleri bakanlığındaki bir toplantıya gittiği
zaman Türk bayrağı konması gibi zaten bir adet yoktur. Bir İsraill
Milletvekili ve Bakan Yardımcısı’nın odasında da İsrail bayrağı
olması gayet normaldir.
BİLSEM TERK EDERDİM
İbranice bilseydim odayı terk ederdim. Hiçbir kimse Türk
Büyükelçisi’ni daha aşağı bir yere oturmak gibi bir ifade
kullanılamaz.
3-4 SANTİM DAHA ÜSTÜN MÜ YAPIYOR?
Zaten bu son derece saçma bir olay; bir koltuk ile öteki arasında
3-4 santim fark olması, Bakan Yardımcısı’nı daha üstün bir duruma
mı sokuyor?
BÖYLE BİR MİZANSENE RASTLAMADIM
2000-2004 yılları arasında Şam’da görev yaptım.
Abdullah Öcalan, Şam’dan atıldıktan sonra görevime gittim. Atina’da
da görev yaptım. O dönemde Türk-Yunan ilişkilerinde çok zor
dönemler yaşanmıştı. 35 senelik diplomatlık hayatımda böyle
mizansen davranışı hiç yaşamadım.
İLKEL KAFA DÜŞÜNÜR ANCAK
O küçücük odada nereye oturulacağı, sandalyenin mi yüksek olduğu,
koltuğun, sandalyenin markası filan ancak ilkel bir kafanın
düşünebileceği hususlar olduğunu söylemek zorundayım. Bugün İsrail
basının da bu olaya gösterilen tepkinin ve İsrailli dostlarımızdan
Türkiye ile İsrail ilişkisi geliştirmek için çalışan birçok
insandan özür için aldığımız faks, telefon ve mektuplar dün yapılan
olayın çirkinliğini ortaya koyması bakımından bizim için de ilginç
bir gelişme oldu.”