Büyükanıt'tan Rumlara sert çıkış
Abone olKara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Rumlara yönelik sert sözlerini bugün de sürdürdü. Adadan ayrılmadan önce konuşan Büyükanıt, Rumları kızdıracak.
Türkiye Cumhuriyeti Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar
Büyükanıt, Türkiye ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin dayanağını ve
meşruiyetini uluslararası anlaşmalardan alan bir güç olarak,
Kıbrıs'ta uluslararası anlaşmalardan doğan hak ve sorumluluklarını
korumaya, Kıbrıs Türk halkına karşı tarihi bağlarından kaynaklanan
yükümlülüklerini yerine getirmeye, uluslararası barış anlaşmaları
çerçevesinde bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da adada barışı,
Kıbrıs Türk halkının huzur ve güvenini sağlamaya devam edeceğini
vurguladı. Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki temaslarını ve Kıbrıs Türk Barış
Kuvvetleri Komutanlığı'ndaki denetlemelerini tamamlayarak adadan
ayrıldı. Orgeneral Büyükanıt'ı Ercan Havaalanı'nda Cumhuriyet
Meclisi Başkanı Fatma Ekenoğlu, Lefkoşa Büyükelçisi Aydan Karahan,
Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Hasan Memişoğlu,
28. Tümen Komutanı Tümgeneral Aydemir Cülcüoğlu, 39. Tümen Komutanı
Tümgeneral Yalçın Pehlivanoğlu, Güvenlik Kuvvetleri Komutanı
Tümgeneral Tevfik Özkılıç, 14. Zırhlı Tugay Komutanı Tuğgeneral
Yaşar Bal, Başbakan Yardımcısı Dışişleri Bakanı Serdar Denktaş,
Cumhurbaşkanlığı Müsteşarı Ergün Olgun, Başbakanlık Müsteşarı Eşref
Vaiz ve diğer yetkililer uğurladı. Büyükanıt, Ercan Havaalanı'nda
düzenlediği basın toplantısında, Kıbrıs'ta istikrarlı, adil ve
kalıcı bir barışın tesisinin güvenlik mülahazalarıyla doğrudan
ilişkili olduğuna dikkati çekerek "Adil ve kalıcı özelliklere sahip
olmayan bir barışın güvenlik boyutunun hassas ve kırılgan olacağını
da ifade edebilirim. Adil ve sürdürülebilir bir barışın temini
ancak eşitler arasında mümkün olabileceğinin teslim edilmesi ve
çözüme engel olan ve buna rağmen uluslararası anlaşmalara aykırı
olarak Avrupa Birliği'ne tam üye yapılan Rum Yönetimi'nin
şantajlarına da daha fazla boyun eğilmeyerek, çözüm yönünde
gerçekçi ve adil açılımlar yapmaya ve bu iradeyi göstermeye gerek
duyulmaktadır" dedi. GÜVENLİK DUYGUSUNUN ÖNEMİ "Unutulmamalıdır ki
güvenlik konusu her şeyden önce duygusal bir algılama sorunudur.
Güven duygusunun güvensizlik duygusu haline dönüşmesi geçmişte
yaşananlarla doğrudan ilişkilidir. Tabii ki geçmişe saplanıp
kalmayacağız ama geçmişte yaşananları da ders olarak almak
durumundayız. Geçmişte yaşananlar Türk milletinde ve Kıbrıs Türk
halkında geleceğe güvenle bakma açısından çok ciddi soru işaretleri
doğurmuştur" diyen Büyükanıt, referandum öncesinde Kıbrıs
Türklerine uygulanan haksız izolasyonların kaldırılacağı sözü
verilmesine rağmen bu konuda somut bir gelişme sağlanamamasının
Türk ve Kıbrıs Türk halkı üzerinde ciddi bir hayal kırıklığı ve
bunun sonucu olarak da bir güvensizlik duygusu yarattığına dikkati
çekti. Türk Silahlı Kuvvetleri olarak sorunun güvenlik boyutuyla
yakından ilgilenmekte olduklarına da işaret eden Orgeneral
Büyükanıt sözlerini şöyle sürdürdü: "Bir düşünürün ifade ettiği
gibi 'Bugünün sorunları dünün çözümleridir'. Duyarlılıkla üzerinde
durduğumuz konu bugün çözüm olarak ortaya konan kararların yarın
güvenlik sorunu olarak ortaya çıkmamasıdır. Bunu arzu etmekteyiz.
Bu düşüncelerden hareket ettiğimizde Kıbrıs'ın ve Kıbrıs Türk
halkının ve Türkiye'nin güvenlik endişesi duymayacağı bir
anlaşmada, adada uluslararası anlaşmalarla sağlanan Türk-Yunan
dengesinin bozulmaması 'mutadis-mutandis' anlayışıyla garantörlük
haklarımızın zaman içerisinde ortadan kaldırılmaması, Türk kurucu
devleti içerisinde ileride çatışmalara kaynak teşkil edecek boyutta
heterojen bir yapının ortaya çıkmaması, Annan Planı'nda da yer alan
derogasyonların Avrupa Birliği'nin birincil hukuku haline
getirilmesi; ki bu hayati derecede önemlidir. Yoksa alındığı
sanılan şeyleri zaman içerisinde kaybetmemiz kaçınılmaz olur. Bu
nedenle mutlaka birincil hukuk olmalıdır. Ve özetle olası bir
planın adil ve kalıcı bir barışı sağlaması önem taşımaktadır."
BİRLİK VE BERABERLİK ÇAĞRISI Bunların sağlanamaması durumunda ada
güvenlik sorununun hep var olacağı uyarısında bulunan Kara
Kuvvetleri Komutanı Büyükanıt "Geldiğimiz noktada güvenlikleri için
canımızı vermeye hazır olduğumuz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
halkına ifade etmek istediğim bir duygum var. Bu güzel halkın
birlik ve beraberlik içinde hareket etmesinin çok önem arz ettiğine
inanıyorum. Çünkü içinde güçlü olmayan toplumların dışarıda güçlü
olması mümkün değildir" dedi. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bugüne
kadar olduğu gibi bundan sonra da, başta tarihe mal olmuş kişiliği
ve devlet adamlığıyla Kıbrıs davasından bir sembol haline gelen
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş olmak üzere Türk halkının yanında olmaya
devam edeceğini vurgulayan Büyükanıt şöyle konuştu: "Çeşitli
fırsatlarla adada bulunan Türk askeri varlığını konu eden bazı
odakların tarihi gerçekler ışığında neden askerin burada
bulunduğunu özellikle Kıbrıs Rum kesimine sormaları gerektiğini
hatırlatmak istiyorum. Tarih toplumsal hafıza kaybına uğrayan
toplumların karşılaştıkları kötü sonuçların örnekleriyle doludur."
Büyükanıt, basın mensuplarının "Rum Yönetimi'nin adadan asker
çekilmesiyle ilgili açıklamalarınıza tepkisini nasıl
değerlendiriyorsunuz" şeklindeki bir soruyu ise şöyle yanıtladı:
"Bazı tepkiler ve bazı makamların tepkileri olmuş. Ben yaptıkları
tenkitleri kesinlikle kabul etmiyorum. Kesinlikle doğru değil. Eğer
kendileri referanduma sunulan Annan Planı'nı onaylasalardı Türk
askeri varlığı yıllara bağlı olarak 600'e kadar düşecektir. Kıbrıs
Rum kesimi bunu arzu etmedi ve anlaşmayı reddetti. Şimdi bu durumda
bir barış sağlanamamıştır. Barışın sağlanamadığı bir ortamda Türk
Silahlı Kuvvetleri'nin kendisine verilen görevde de bir değişiklik
olmamıştır. Dolayısıyla buradaki varlığına devam edecektir. Ancak
adil ve kalıcı bir barış olduğu taktirde, bu anlaşmanın hükümlerf
bunun sonucu olarak da bir güvine göre, her nasıl olacaksa tabii ki
riayet edecektir. Ama Rum kesiminde yapılan tenkitleri doğal bir
refleks olarak görüyorum. O kadar da çok önemsemiyorum." Büyükanıt,
"Değerli basın mensupları sizleri vasıtasıyla Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti'nin sevgili halkına birlik ve beraberlik içinde huzur
ve güven dolu bir gelecek diliyorum" diyerek basın toplantısını
tamamladı.