"Büyük yazar" bu sefer baltayı
taşa
vurdu. "Müstahaktır" saçmalığı
tepki alınca, politikacıları aratmayan
bir "U" dönüşü yaptı:
- Ben öyle demedim!
Dedi!
İnkâr fayda etmiyor.
Başbakan Erdoğan'ın marketteki
tokadı nasıl gün gibi ortadaysa, Yılmaz
Özdil'in "müstahak" sözünün de
kaçarı yok. Uğur Abi'nin (Dündar) şehadeti bile
gerçeklerin üzerini örtmeye ne yazık ki yetmiyor!
Yılmaz Özdil'in enfes
yazıları taraftar topladıkça daha genç
bir Emin Çölaşan çıkıyor
ortaya. Aydın Doğan'ı her yazısıyla
zora sokan ve iktidarlarla karşı karşıya
getiren Emin Çölaşan. Zor oldu
ama Aydın Bey'in elinden hiçbir şey gelmiyordu
artık.
Çölaşan'ı kovmaktan başka çaresi kalmamıştı.
Baskılara boyun eğdiği için değil!
Hürriyet'in yayın ilkelerini her
defasında yıkıp geçtiği için!
*
Aydın Doğan'ın bu
sefer "Büyük yazar" ya
da "Küçük Emin Çölaşan"la başı
belada!
Karşı tarafta lafını eğip bükmeden söyleyen
bir Başbakan var.
"Kov" diyor!
Öte tarafta, inkâr edilse
de, "müstahak" sözü kapı gibi
orta yerde duruyor.
Yılmaz Özdil ise ancak Zeybek oynarken
diz çöktüğünü söylüyor.
"Geri vites" yok yani!
"Demedim" demek
yerine "özür" dese diz çökmüş
olacak!
"Büyük" ya!
Dik duruyor!
Eğilmiyor!
Özdil'in
kovulmaya "müstahak" olduğunu
açık açık söyleyen Erdoğan, sonuca gitmeye
kararlı.
Aydın Doğan'ın Erdoğan istedi diye Özdil'e yol
vermesini kimse beklemesin! Ancak, Özdil'in Emin
Çölaşan'ın yolunda olmasını notlarının arasına alacaktır. Günü ve
zamanı geldiğinde baskı altında kalmadan karar vermek için!