Büyük şirket olma ve Turkcell
Abone olGazeteci Ali Saydam nasıl büyük şirket olunuru irdelerken Türkcell'le kurduğu bağlantıyı anlatıyor.
ALİ SAYDAM Turkcell'de büyük şirket olmanın 3 sırrını gördüm Hep kafamı kurcalamıştır Büyük futbol takımı, büyük başkan, büyük oyuncu, büyük sanatçı, büyük şirket, büyük marka nasıl olunur... Cuma günü Turkcell'in öğle yemeği davetine gittiğimde bu merakımla ilgili ciddi ipuçları elde ettim. Onlara halkla ilişkiler hizmeti veren Necla Zarakol dostumuz, bizi bir araya getirdi. İki konu vardı üzerine sohbet ettiğimiz Turkcell'in 'Çağdaş Türkiye'nin Çağdaş Kızları'ndan sonra ikinci büyük PR atağı olan "Futbolun Değerleri" Ödülü. Bence her ikisi de ders olarak okutulacak, büyük şirket olmanın sırlarını ortaya koyan çap ve nitelikte PR çalışmalarıdır. İkinci konu da yeni reklam atakları idi... Büyük şirket olma sırrı 1 Açıklık ve şeffaflık... 10 gün öncesinden kampanyalarını, konseptlerini anlatmaları, bize duydukları güvenden çok kendilerine duydukları güvenin ifadesiydi. Eleştiriye açıklıkları da duyulan güvenin KDV'si. SABAH Büyük şirket olma sırrı 2 Strateji ve entegrasyon... Küçük bir örnek İş hedefleri doğrultusunda futbola mı el atacaklar... Hemen o konuyu çevreliyorlar. Süper Lig sponsorluğu, Milli Takım sponsorluğu, Futbolun Değerleri Ödülü. O zaman hepsi birbirine çarpan etkisi yapıyor. Yine Sinan Çetin'in çektiği yeni reklam filminde eski konsepte yepyeni bir boyut getirmişler Özgür kızla özgür oğlan bu kez kendilerini, özgürlükleri için savaşmak zorunda kalacakları polisiye bir macera içinde buluyorlar. Şimdi bu boyutu mutlaka internet ve CD ortamındaki oyunlara, 'bilin, kazanın' şeklinde yarışma programlarına, çizgi romanlara vs. taşıyacaklardır. Bu arada Nil Karaibrahimgil'in bestelediği kampanya parçası listelerin başına kurulmaya namzet. Büyük şirket olma sırrı 3 Kurumsallaşma... İletişimi, finansal süreçlerde, üretim ya da insan kaynakları süreçlerinde olduğu gibi kurumsal refleks haline getirmek, günümüzde rekabet avantajı sağlayan temel faktörlerden biri. Büyük şirket, büyük marka olmak kolay değil yani... Demekle olmuyor... Değerler, bilgi ve başta insana, yatırım gerektiriyor. Turkcell bir de o muhteşem binasındaki güvenlik meselesini abartmasa... En iyi güvenlik, kendini hissettirmeyendir çünkü... Muya'nın genleri... Geçen hafta Muya reklamı için ne demişiz önce onu bir hatırlayalım 1. Okan Bayülgen ve arkadaşının oynadığı o bölüm, Bayülgen'in hedef kitlesi ile buluşsa da, Muya'nın hedef kitlesiyle buluşmaz. 2. Oyuncuların o bölümde ne dedikleri anlaşılmamaktadır. Mesaj geçmemektedir. 3. Eğer yanılıyorsak, rekabetle, karşılaştırılmalı satış ve pazar payı rakamları tersini kanıtlıyorsa, bunu bize bildirsinler, zevkle yayınlarız. Şimdi sıkı durun... Muya'nın reklam ajansı Balajans'tan imzasız bir mektup geldi. Fıkra gibi... Herhangi bir araştırma verisi söz konusu olmadığı için 'Kerameti kendinden menkul' söylemlerin altını ben çizdim. Buyrun "Türk terlik sektörünün öncü firması Muya Poliüretan ve Kauçuk San. Tic. AŞ., kalitesi, ekonomikliği, yaratıcılığı ve cesareti ile sektöre damgasını vurmuştur. ...8 yıllık geçmişi olan genç Muya sektöre yıllarını vermiş diğer firmalar ile rekabete girmiş ve liderlik koltuğuna oturmuştur. ...Gerçekleştirdiği reklam ve tanıtım yatırımları ile bir marka haline dönüşen Muya'nın şimdiki hedefi terliğin adını Muya olarak benimsetmektir. Bu doğrultuda son 5 yıldır reklama yatırım yapan firmamız genlerinden gelen önderlik ve ilk olma duygusu ile sektördeki ilk prodüksiyonlu reklam filmini çekmiş ve yayınlatmıştır. Daha sonraki yıllarda ülkemizin içine düştüğü darboğaza rağmen reklam yatırımlarından vazgeçmeyen Muya, her yıl marka olma hedefine bir adım daha yaklaşmış ve günümüze damgasını vuran Muya markası olmuştur. Son gerçekleştirdiği reklam kampanyası ile Muya, sektörde çizgi ötesine geçmiş ve çıtayı yukarı çekmiştir. Yaptıklarının yapacaklarının bir kanıtı olan Muya gelecekte de "Her yaşa, her ayağa Muya" giydirmeye devam edecek ve hep sizinle olacaktır. Bir gün herkes "çifter, çifter Muya alacaktır." Gelin de şimdi Fenerbahçeli dostlarınızı anmayın... Onlar vermemişler, biz verelim bazı rakamlar. Power dergisinden arkadaşların bildirdiğine göre, reklamlarda 5-9 Mayıs tarihlerinde hatırlanma oranları yüzde olarak şöyleymiş Polaris 27, Muya 17, Arçelik 16, Algida 13, Çamlıca 10, Ariel 10, Ceyo 8. En çok konuşulanlar Polaris, Muya, Tofita. Üzerine en çok olumsuz konuşulan Muya. Satın alma etkisi en fazla olan reklamlar ise Pepsi-Cola, Coca-Cola, Alo, Algida, Çamlıca imiş... Kıssadan hisse İnsanlar bildiklerini değil, beğendiklerini satın alıyorlar. İxir battığında, onu bilmeyen yok gibiydi... Apo'yu da hepimiz biliyoruz... Nice yıllara Singer Feneryolu'ndakİ evde annem dikiş dikerken, bazen bana izin verirdi. Makinenin altındaki tablayı elimle hareket ettirip aleti çalıştırmaya bayılırdım. Türkiye'de dikiş makinesi denildiğinde akla gelen ilk isim Singer 150'nci yılını kutluyormuş. Bu vesile ile ilginç bir de kitap yayınlamış '150 Yılın Anıları'. Uyuyan dev uyandı sanki... Singer'in adını hem de bu hoş projede görmek çok keyif verici. Nice yıllara Singer. 'Savaş sonrası marka sahipliği' araştırması Capitol Halkla İlişkiler'den Leyla Bozkurt, bir araştırma gönderdi. Ogilvy Türkiye Planlama Grubu'nca hazırlanmış. Konusu 'Savaş sonrası dönemde marka sahipliği'. 25 sayfada 11 araştırmadan derlenmiş sonuçlar ve yorumları var. İş dünyasında pazarlamanın orasından burasından tutan herkesin edinmesi gereken bir çalışma.