O, kendini “hayvanlara fısıldayan adam” olarak tanımlıyor ve pek de haksız sayılmaz. Çünkü biz zaman zaman arkadaşlar arasında bile doğru düzgün bir selfie çekemezken o, küçük büyük, çeşit çeşit hayvanla kanka gibi poz verebiliyor. Evet, karşınızda Avustralyalı maceraperest Allan Dixion! Bir hayvanla iletişim kurmak zaten yeterince özveri isteyen bir durumken Dixon onları bir de beraber selfie çektirmeye nasıl ikna ediyor dersiniz? Dixion işin püf noktlarını şöyle anlatıyor: “Hareketsiz olmalısınız, yere yatmalı ve bir süre onların çevresinde güvenlerini kazanmalısınız. Çoğu zaman onlardan korktuğunuzdan daha çok onlar sizden korkuyordur.” ixion’un hayvan selfie‘leri çekmek isteyenlere tavsiyeleri ise şöyle: “Önce flaşı ve kameranızdaki diğer sesleri kapatın ki onları ürkütmeyesiniz. Ardından elinizde kamerayı tutarak onların çevresine girin; böylece kameranın vücudunuzun bir parçası olduğunu düşünebilirler. Ve selfie vakti geldiğinde, deklanşöre art arda defalarca basmaya hazır olun.” ixion bu sırada onların da sizi merak edip kontrol etmek üzere yanınıza geleceklerini söylüyor ve ekliyor: “Merak ve hayatta kalmak arasında ince bir çizgi var. Asıl amaç onların sizin etrafınızdayken güvende olduklarını bilmelerini sağlamak.”