Bush'la Blair İstanbul'da yargılanacak
Abone olBush ve Blair'i yargılayacak olan Irak Dünya Mahkemesi üyeleri İstanbul'a gelmeye başladı. İstanbul'a gelen ünlü aktivist Roy, ayağının tozuyla tüm dünyaya seslendi.
Dünya savaş karşıtı hareketinin girişimiyle oluşturulan Irak
Dünya Mahkemesi Cuma günü İstanbul’da toplanıyor.
1960’ların sonunda yapılan Russell Mahkemesi’nden esinlenen Irak
Dünya Mahkemesi, Irak’taki savaş ve işgale ilişkin gerçekleri
ortaya koymayı ve sonuçları kamuoyunda tartışmayı hedefliyor.
‘Sokaktaki İnsanın İmparatorluk Rehberi’ ve ‘Ya Çek Defteri Ya
Cruise Füzesi’ adlı kitapların yazarı Arundhati Roy, Irak Dünya
Mahkemesi için İstanbul’a geldi.
Mahkemenin son oturumunun açılışını dünyaca ünlü eylemci ve yazar
Arundhati Roy yapacak. 1997 yılında Booker Ödülü’nü alan ilk romanı
‘Küçük Şeylerin Tanrısı’ ile bir anda dünya çapında ün kazanan Roy,
küreselleşme karşıtı görüşleriyle tanınıyor. Roy NTV’nin sorularını
yanıtladı.
Roy, dünya mahkemesinin resmi bir yanı olup olmadığını ve amacının
ne olduğu yönündeki soruya, “Mahkemenin resmi, yasal bir yanı yok.
Ama Irak savaşının yasal bir yanı var mıydı? Savaş öncesi
milyonlarca kişi sokaklarda savaşa hayır demişlerdi. Onlar da resmi
görüşü temsil etmiyorlardı. İnsanlar bir gücü temsil etmeseler de
kendi yarattıkları boşluklarla kendi seslerini duyurmaya
çalışıyorlar. Mahkemenin işlevi de bu. Yaptırımı da yok. Amacı ise
geleceğe yönelik alternatif bir bilgi bankası oluşturmaktır”
yanıtını verdi.
“KÜRESEL HAREKET SIKIŞTIRILIYOR”
Küresel hareketin en önemli isimlerinden olan Roy, insanların
hükümetler, silah şirketleri ve medya tarafından sıkıştırıldığını
iddia etti. “Bir çıkış gerekiyor” diyen Roy “Bakın her türlü
direniş kötüleniyor. Hatta barışçıl direnişe bile karşı çıkılıyor.
Hindistan örneğinde olduğu gibi barşıçıl direniş yöntemlerini
artırmamız gerekir.”
Roy, terörizm, teröristler konusunda ise, “Terörizm savaşın
özelleştirilmesidir. Örneğin dünün teröristleri bugünün özgürlük
savaşçıları olabiliyor. Ama stratejik olarak bakarsanız ABD ve El
Kaide arasında felsefi açıdan bir fark yok. İkisi de insanlara
bedel ödetiyorlar. Aralarındaki fark ise ABD yönetiminin seçilmiş
olmasıdır. Diğer yandan ne Irak halkı Saddam Hüseyin’i ne de Afgan
halkı Taliban’ı seçerek iktidara getirmiştir. İronik bir durum ama
Bush ve Ladin aynı şekilde bedel ödetmektedir” diye kaydetti.
“İNSANLAR SESLERİNİ YÜKSELTMELİ”
İnsanların olanakları ölçüsünde barışçıl bir biçimde seslerini
yükseltmesi gerektiğini söyleyen Roy, küresel anlaşmaları
desteklediğini belirtti. Roy “Bizim için gerekli anlaşmaları
destekliyorum. Nükleer silahların yayılmasını engelleyen
anlaşmalar, Kyoto Protokolü, Uluslararası Adalet Divanı bunların
arasında. Ancak küreselleşme deyince onların anladığı sadece
sermayenin akışı oluyor” dedi.
Roy, önerilerini ise şöyle sıralıyor: “Dünya Irak Mahkemesi gibi
platformlarda sesimizi duyurmaya çalıyoruz. Çünkü ne Irak’tan ne de
Afganistan’dan medya aracılığı ile bilgi alamıyoruz. Önemli olan
direnişe katılmaktır. Irak’ta direniş demek terörizm demek
değildir. Çünkü bir çok büyük Amerikan şirketi, örneğin
Halliburton, Bectell gibi şirketler Irak’tan besleniyor. Direniş
sadece silah anlamına gelmez. Her alanda olması gerekiyor. Bu işi
silahsız olarak her alanda yapabiliriz.”
Haber: Mete Çubukçu
Kaynak: www.ntvmsnbc.com