Busha gönderilen o mektup
Abone olİran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad'ın ABD Başkanı Bush'a yazdığı mektubun yankıları sürüyor.
İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, ABD Başkanı George Bush'a
yazdığı mektupta, Irak'ın işgalinden, 11 Eylül saldırılarına,
İsrail ve Filistin sorunundan tevhid inancına kadar bir çok
konudaki görüşlerini dile getirdi.
Ahmedinejad mektubunda, İsrail hakkında ''eski haritalarda İsrail
diye bir ülke göremiyoruz'' derken, 11 Eylül saldırıları konusunda
da ''İstihbarat ve güvenlik sistemlerinin koordinesi olmaksızın 11
Eylül gibi bir saldırı nasıl planlanabilir?'' sorunu yöneltti.
Mahmud Ahmedinejad, Bush'a yazdığı, dün akşam tam metni yayımlanan
ve İran devlet televizyonunda okunan mektubuna, ''Sayın George W.
Bush, uzun zamandan beri, uluslararası arenada ve siyasi çevrelerde
konuşulan inkar edilemeyecek çelişkilere nasıl bir gerekçe
gösterebiliriz diye düşünüyorum. Bu konuda bir çok soru cevapsız
kalmıştır. Bu yüzden bazı çelişki ve soruların gündeme
getirilmesine karar verdim. Belki onların çözülmesi için bir fırsat
sağlanabilir'' ifadeleriyle başladı.
ABD Başkanı Bush'u, ''Büyük ilahi mesih peygamberine (Hz. İsa) tabi
olan, insan haklarına kendini bağlı hisseden, liberalizmi
medeniyetin bir örneği olarak tanıtan, nükleer ve kitle imha
silahlarına karşı çıkan, terörizmle mücadeleyi kendi sloganı olarak
benimseyen, sonunda da evrensel tek bir toplumun kurulmasına çaba
gösteren'' şeklinde nitelendiren Ahmedinejad, şunları kaydetti:
''Ama bunlara rağmen bazı ülkeler saldırıya maruz kalıyor.
İnsanların can ve haysiyetine kastediliyor. Bir köyde veya bir
şehirde bazı suçluların bulunması olasılığıyla o köy yerle bir
ediliyor. Bir ülkede kitle imha silahlarının bulunması olasılığına
karşı o ülke işgal ediliyor. Yüzbinlerce insan ölüyor. O ülkenin
bütün kaynakları yok ediliyor ve o ülkede 180 bin asker
bulunduruluyor. Bütün bunlar bir ülkeyi 50 yıl geriye götürebilir.
Bir ülkenin 100 milyar dolar harcamasıyla ve onbinlerce askerin o
ülkeye gönderilmesiyle çok sayıda günahsız insan ölüyor.''
IRAK'IN İŞGALİ
''Kitle imha silahları bulunması bahanesiyle hem Irak halkı hem de
işgalci ülke halkları büyük bir trajedi yaşıyor'' diyen
Ahmedinejad, ''sonunda Irak'ta kitle imha silahlarının olmadığının
anlaşıldığını'' belirtti.
Ahmedinejad, mektubunda, ''elbette Saddam Hüseyin cinayet işleyen
bir diktatördü ama savaşın hedefi, Saddam'ın devrilmesi değil kitle
imha silahlarının yok edilmesiydi. Saddam bu süreçte devrildi ve
bölge halkı bundan çok memnuniyet duydu. Saddam, İran'a karşı
savaşın bütün
döneminde Batı'nın himayesindeydi'' dedi.
ABD'nin Irak konusunda ''yalan söylendiğini'' kaydeden Ahmedinejad,
''Bu yalanın sonucu ne oldu? Yalan söylemenin bütün toplumlarda
kötü sayıldığından şüphem yok. Siz de kendinize yalan
söylenmesinden hoşlanmazsınız'' ifadesini kullandı.
Irak'ın işgali için yüzmilyarlarca dolar harcandığına işaret eden
Ahmedinejad, mektubuna, ''Bu, Amerikan halkı için nasıl bir kazanç
sağladı? ABD'nin bazı eyaletlerinde çok fakir insanlar var.
Binlerce insan evsiz, işsizlik de büyük bir sorun. Bu koşullarda
Irak'a saldırmak ve halkın cebinden bu miktarda paralar harcamanın
bir gerekçesi var mı?'' diye devam etti.
İSRAİL VE FİLİSTİN SORUNU
İsrail ve Filistin konusundaki düşüncelerini açıkladığı bölüme
''Sayın Başkan, bildiğiniz gibi ben bir öğretmenim; öğrencilerim
bana bazı sorular soruyor'' diye başlayan Ahmedinejad, mektubunda
şunları kaydetti:
''Bana bu girişimlerin, barış ve rahmet peygamberi olan Hz. İsa'nın
öğretisine ne derece uygun olduğunu soruyorlar. Şu anda Guantanamo
hapishanesinde çok sayıda tutuklu var. Onların avukatları yok,
aileleriyle görüşemiyorlar, uluslararası kurumlar da onları
gözlemleyemiyor. Bunların savaş esiri olup olmadığı da belli değil.
AB müfettişleri de Avrupa'da gizli cezaevleri bulunduğunu teyit
etti. Bu girişimler Hz. İsa'nın söylediklerine, insan haklarına ve
liberalist değerlere uyuyor mu?
Gençler, öğrenciler ve halkın da İsrail konusunda çok soruları var;
onların bazılarını siz de duymuşsunuzdur. Tarih boyunca çok sayıda
ülke işgal edildi. Ama bu çağda yeni bir ülke (İsrail), yeni bir
halkla kuruldu. Öğrenciler, 60 yıl önce böyle bir ülkenin
yeryüzünde olmadığını söylüyor. Eski haritalar ve eski
belgelere
baktığımızda da İsrail diye bir ülke göremiyoruz.''
II. Dünya Savaşı'ndan sonra ''6 milyon Yahudi'nin öldürüldüğünün
iddia edildiğini'' belirten Ahmedinejad, ''Varsayalım ki bu
iddialar doğru. Acaba bunun mantıklı sonucu, Ortadoğu'da İsrail
ülkesinin kurulmasına ve bu ülkenin desteklenmesine neden olabilir
mi?'' dedi.
ABD Başkanı Bush'a ''Sayın Başkan, İsrail'in hangi harcama ve
sonuçlarla kurulduğunu siz de biliyorsunuz'' diye hitap eden
Ahmedinejad, İsrail konusundaki görüşlerini şu ifadelerle dile
getirdi:
''İsrail, binlerce insanın katledilmesiyle, bölgedeki birkaç milyon
yerli insanın göç ettirilmesiyle, şehir ve köylerin tahrip
edilmesiyle kuruldu. Bu trajedi, İsrail'in kuruluş dönemine ait
değil. Bu trajedi, maalesef 60 yıldan beri devam ediyor. Bu rejim,
çocuklara bile acımıyor. Onların evlerini tahrip ediyor, binlerce
Filistinliyi cezaevinde tutuyor. Bu, son yüzyıllarda benzeri hiç
görülmemiş bir olaydır.
Halk, böyle bir rejimin niçin desteklendiğini soruyor. Böyle bir
rejimi desteklemek, Hz. İsa'nın ve Hz. Musa'nın şeriatının
desteklenmesi midir? Bunları desteklemek liberal değerlere uygun
mudur? Filistin topraklarının kaderini belirleme hakkını bu
toprakların asıl sahiplerine vermek, insan hakları ve demokrasi
ilkelerine aykırı mıdır? Eğer aykırı değilse niçin orada bir
referandum yapılmasına karşı çıkıyorsunuz? Niçin BM Güvenlik
Konseyinde Siyonist rejimle ilgili bütün bildiriler veto
ediliyor.''
''Niçin Ortadoğu'da teknoloji ve bilim alanında her ilerleme
Siyonist rejime karşı bir tehdit olarak algılanıyor?'' diye soran
Ahmedinejad, ''Acaba bilimsel çabalar ve araştırmalar, milletlerin
temel hakkı değil mi? Siz, tarihten de biliyorsunuz; Ortaçağ
dışında tarihin hangi döneminde, dünyanın hangi yerinde bilim ve
teknik alanında ilerleme suç sayılmıştır?'' sorusuna da mektubunda
yer verdi.
''DARBECİLERİ DESTEKLİYORSUNUZ''
Latin Amerika ve Afrika'ya da değinen Ahmedinejad, ''Niçin onlar
tarafından seçilen hükümetlere karşı çıkıyorsunuz? Siz bu kıtalarda
darbecileri destekliyorsunuz. Niçin onları devamlı tehdit
ediyorsunuz? Niçin onların servet ve madenleri yağmalanıyor? Acaba
bu girişimler Hz. İsa'nın öğretisine, insan haklarına uyuyor mu?''
dedi.
Ahmedinejad, İran halkının da ''1954 darbesinin desteklenmesi,
İslam devrimine karşı çıkılması, İran'daki ABD elçiliğinin ülke
karşıtlarını destekleyen bir merkez haline dönüştürülmesi,
İran-Irak savaşında Saddam Hüseyin'in desteklenmesi, İran yolcu
uçağının düşürülmesi, İran halkının mallarının bloke edilmesi,
halkın nükleer teknoloji alanında ilerlemesinden kaygı duyularak
her gün İran'ın tehdit edilmesi'' konularında soruları olduğunu
belirtti.
''11 EYLÜL OLAYI, DEHŞET VERİCİ BİR HADİSEDİR''
Ahmedinejad, 11 Eylül saldırısına ilişkin de şu görüşleri ifade
etti: ''11 Eylül olayı, dehşet verici bir hadisedir. Bütün dünyada
günahsız insanları öldürmek, üzüntü verici bir olaydır.
İran hükümeti saldırının ardından olayı kınadı. 11 Eylül saldırısı,
basit bir saldırı değildi. İstihbarat ve güvenlik sistemlerinin
koordinesi olmaksızın böyle bir operasyon nasıl planlanabilir? Çok
ilerlemiş istihbarat ve güvenlik sistemine sahip olduğunuz
söyleniyor. Siz hatta kendi düşmanlarınızı sınırlar ötesinden de
vurabilirsiniz. Buna rağmen niçin bu olayın boyutları gizli kaldı
ve hala açıklanmadı? Niçin bu olayda kusuru olanlar ortaya
çıkarılmadı?''
11 Eylül saldırılarının ardından Batı medyasının takındığı tutumu
da eleştiren Ahmedinejad, medyanın sürekli terör saldırılarını
gündeme getirerek halkı korkuttuğunu ileri sürdü. Ahmedinejad,
ABD'nin Afganistan'a saldırmasına zemin hazırlamak için bu şekilde
davrandığını savunduğu Batı medyasını eleştirdi.
''DÜNYANIN BU DURUMUNDAN MEMNUN MUSUNUZ?''
Mektubunda dünyadaki mevcut sorunlardan da bahseden Ahmedinejad,
şunları kaydetti. ''Dünya ne zamana kadar böyle bir duruma tahammül
edebilir? Bu gidişle dünya hangi tarafa yönelecek? Dünya halkı ne
zamana kadar, bazı devlet adamlarının yanlış kararlarının bedelini
ödeyecek? Ne
zamana kadar kitle imha silahlarının üretiminden kaynaklanan
güvensizlik dünya halklarının huzurunu gölgeleyecek? Ne zamana
kadar çocukların, erkeklerin, kadınların kanları sokaklarda
dökülecek?
Acaba siz dünyanın bugünkü durumundan memnun musunuz? Bu siyasetin
devam etmesini mi istiyorsunuz? Askeri ve güvenlik konularında
yüzmilyarlarca doların harcanması yerine yoksul ülkelerde sağlık,
çeşitli hastalıklarla mücadele, eğitim ve öğretim alınları ile
doğal afetlerden zarar görenlere yatırım yapsaydınız daha iyi olmaz
mıydı? Eğer bunları yapsaydınız bugün dünya hangi konumda olurdu?
Sizin hükümetiniz ve halkınız bundan gurur duymaz mıydı?
Sizin hükümetinizin siyasi ve ekonomik konumu daha sağlam olmaz
mıydı? Ben çok üzüntü duyarak şunu söylüyorum: Acaba o durumda,
dünya halkının ABD hükümetine karşı nefreti olur muydu?''
TEVHİD İNANCI
Ahmedinejad, ''Sayın Başkan, milletler ve dünyayla işbirliği yapmak
için daha iyi bir yol yok mu? '' diye devam ettiği mektubunda,
''Dünyada yüzmilyonlarca Hristiyan, yüzmilyonlarca Müslüman,
yüzmilyonlarca da Hz. Musa ümmetinin yaşadığını, bütün ilahi
dinlerin tevhid (birlik) gibi ortak bir kelimesi olduğunu''
kaydetti.
Mektubunda, Kur'an-ı Kerim'deki Ali İmran Suresi'nin 63. ayetine de
yer veren Ahmedinejad, ''Allah hepimizi, tek Allah'a tapmaya ve
O'nun gönderdiği peygamberlere tabi olmaya çağırıyor'' ifadesini
kullandı. İnsanlığın tek kurtuluş yolunun ilahi peygamberlerin
öğretisine dönmek olduğuna inandıklarını ifade eden Ahmedinejad,
şunları dile getirdi:
''Sizin de Hz. İsa'ya eğiliminiz olduğunu duydum. Dünyada, sonunda
iyi ve doğru olanların yeryüzüne hakim olacağına inanıyorsunuz. Biz
de Hz. İsa'yı Allah'ın büyük ilahi peygamberlerinden biri olarak
biliyoruz. Bütün ilahi peygamberler, bütün insanların bir gün
Allah'ın önünde hazır olacaklarını söylemiştir. İnsanların dünyada
yaptıkları incelenecek, iyi işler yapanlar cennete gidecek, kötü
amel işleyenler de Allah'ın azabına çarptırılacaklar. Ben ikimizin
de böyle bir güne (kıyamet gününe)inandığımızı düşünüyorum. Ama
devlet adamlarının hesap vermesi kolay olmayacak. Çünkü bizim,
halkımıza ve dünyadaki bütün insanlara cevap vermemiz
gerekiyor.''
Bütün peygamberlerin insanlık için huzur ve barış istediğini
belirten Ahmedinejad, ''Tevhid, adalet ilkeleri ve kıyamet gününe
inanmakla dünyadaki mevcut sorunların üstesinden gelinebileceğini''
ifade etti. Ahmedinejad, ''dünyadaki bütün sorunların, Allah'tan ve
peygamberlerin ilkelerinden uzaklaşmaktan kaynaklandığı'' görüşünü
savunduğu mektubunu, ''Biz istesek de istemesek de dünya Allah'a
ibadet etme ve adalete doğru gidiyor. Allah'ın iradesi her şeye
galip gelecek'' satırlarıyla bitirdi.