'Bush' değil lütfen 'Sayın Bush' deyin
Abone olSaddam, röportaj sırasında, sanki olası savaş sınırlarının binlerce kilometre dışındaymış gibi davranmaya çalıştı.
Irak lideri Saddam Hüseyin, geçtiğimiz günlerde CBS
televizyonuna bir röportaj verdi. Sarayında yapılan söyleşide
Saddam, savaşın eşiğinde olan bir ülke liderinden uzak bir portre
çizdi. ABD'ye karşı kullandığı sözcükleri eskiye oranla dikkatli
seçtiği ve çok daha kibar olduğu gözlendi. Cevaplarında da tutarlı
olan Saddam, CBS muhabiri Dan Rather'i bile şaşırttı.
Danışmanlarını bile ayağa kaldıran sorulara sakince yanıt verdi.
Irak'ı Körfez Savaşı'nın yenilen tarafı olarak nitelendiren
muhabire tepki göstermedi, kelime oyunlarına başvurarak
"Yenilseydik burada olabilir miydim?" cevabını verdi. Rahattı,
neşeliydi, 'kanlı bir diktatör' yerine demokratik bir lideri
andırıyordu. Bush isminin başına "Sayın" ifadesi getirmeyen
tercümanını uyardı. İşte CBS'den Dan Rather'ın yaptığı röportajın
çarpıcı bölümleri: Buyrun kahve için RATHER: Sayın Bask.....
SADDAM: Cevaplarım uzundur. Katlanmanızı rica ediyorum... RATHER:
Sayın Başkan, ben bütün gece kalabilirim. (Gülüşmeler) SADDAM:
Tercümeden memnun musunuz? RATHER: Evet harika, çok teşekkür
ederim... RATHER: Sayın Başk... SADDAM: Bilirim siz Amerikalılar
kahveyi çok seversiniz. Lütfen buyrun için. (Gülüşmeler)
TERCÜMAN:... Basra kıyılarında Baba Bush'un... SADDAM: Bush değil
Sayın Bush demelisiniz... Bakın bay Rather, birkaç dakikanızı almak
istiyorum. Biz insanlara karşı her zaman saygılıyız. Düşmanımız
bile olsa. RATHER: Sanırım bu cümleniz, Bush yerine Sayın Bush
demek gerektiğini açıklamak içindi. SADDAM: Evet. Ancak size bir
şey itiraf etmek isterim. Baba Bush yönetimdeyken ona "sayın" diye
hitap etmezdim. Ancak artık böyle düşünmüyorum. Düşmanınıza bile
insanlık adına saygı göstermek zorundasınız. Bu nedenle artık
sözlerimde sayın ifadesini kullanıyorum. RATHER: 11 Eylül
saldırılarını prensip olarak desteklediğiniz söylenebilir mi?
SADDAM: Biz insani prensiplere inanırız. Bu nedenle birinin bir
başkasını öldürmesini istemeyiz. Kimsenin bunu alkışlamasını da
kabul edemeyiz. Ancak hiçbir ulus bir başkasının topraklarını işgal
edemez. Siz misafirimizsiniz SADDAM: ...Ülkemize gelmek isteyen
bütün Amerikalılar'a hoşgeldiniz deriz. Siz bizim ülkemizi tehdit
eden bir ülkeden bile gelmiş olsanız burada bizim misafirimizsiniz.
Örneğin siz sayın Rather, buraya geldiğinizden beri kötü bir
muamele ile karşılaştınız mı? Misafir olduğunuz sürece bizim size
saygımız vardır... SADDAM: Sizinle 1990'da tanışmıştık. Sizinle
hiçbir bağımız yok. Bakın karışılıklı konuşabiliyoruz. RATHER: Beni
hatırlamış olmanız benim için çok değerli. Sizce bu yaptığımız son
röportaj mı olacak? SADDAM: Kader Allah'ın elindedir. Ben Irak ve
Amerikan halkının barış içinde yaşamasını isterim. Umarım ki bir
daha görüşürüz. RATHER: Öncelikle Arapça konuşamadığım için özür
dilerim. Acaba siz İngilizce konuşabiliyor musunuz? SADDAM:
Üzgünüm. İyi konuştuğumu söyleyemem. RATHER: Anlıyorum. Peki benim
için birkaç ingilizce kelime söyler misiniz? Ne tercih ederseniz...
SADDAM: Benim dilim Arapça. RATHER: Amerika'da veya dünyanın
herhangi bir yerinde sizin söylediklerinizi dinleyenler "Ne diyor
bu adam, ne yenilmemesi" diyor. SADDAM: Bay Rather, biz yenilseydik
Baba Bush, bize ateş açmaya devam eder miydi? Yenildiğimizi
söylemek yanlış olur. Hem yenilmiş olsaydım sizinle bu röportajı
nasıl yapabilirdim ki? Kaynak : Vatan