Burun tıkanlıklığı neden olur?
Abone olBurun tıkanıklığı nasıl anlaşılır? Ciddiye almalı mıyız? Çocukarda buru tıkanıklığı neden önemlidir? Gniz eti tıkanıklığa yol açar mı? İşte yanıtları...
Burun tıkanıklığı nedir; nasıl anlaşılır?
Burun tıkanıklığı en sık bildirilen şikayetlerden birisi olmasına karşın çoğu kez yeterince önem verilmeyen fakat aslında değişik durumlarda hayati önem taşıyabilecek bir belirtidir.
Burundan rahat solunum hissi karmaşık bir olaydır. İnsanların çoğu gün boyunca ağızları kapalı burunlarından nefes alma rahatlığını yaşarken bir kısmı ise bazen hiçbir şikayeti olmadan yaşamlarını ağız solunumuyla geçirmektedirler. Normal bir burun solunumunda hava burun içi örtüsüyle maksimum miktarda temas ederek akciğerlere gider. Burun tıkanıklığı nedenleri arasında mukozal ödem ya da hava yolu şekil bozukluğuna bağlı hava yolu direncinin artmış olması ilk sıralarda gelmektedir. Burun içerisindeki yapıların birbiriyle olan ilişkisine göre tıkanıklık değişik yerlerde olabilir. Tıkanıklığın yerini ve derecesini belirlemede ilk önce klinik muayene yapılmalıdır. Klinik muayene endoskopik olarak yapılırsa daha net olarak görülebilir. Bir çok kez burun tıkanıklığının kesin sebebi muayene ile anlaşılır ve herhangi bir tetkike gerek kalmaz. Ancak bazen bilgisayarlı tomografi, rinomanometri, akustik rinometri ve alerji testleri gibi tetkikler gerekebilir.
Rinomanometri ve Akustik Rinometri: Rinomanometri ve akustik rinometri burun tıkanıklığını objektif olarak değerlendirebilen cihazlardır. Rinomanometri, burun boşluğu açıklığını aerodinamik bir terim olan rezistans ile ölçen bir yöntemdir. Akustik rinometri ise burun direncini akustik dalga yardımıyla ölçen bir cihazdır; klinik muayeneye ek bilgiler sağlarlar ve burun problemlerinin tanısına yardımcı olurlar. Statik bir yöntemle burun içinde kesit alanlarını ve onların hacimlerini ölçebilen akustik rinometri hızlı bir ölçüm olması, basitliği ve hastaya bir zarar vermemesi yönünden avantajlıdır. Akustik tekniklere dayanan bu ölçümde geniş band ses sinyalleri buruna gönderilir ve yansıyan ses incelenir. Böylece burun içi coğrafyası açığa konmuş olur. Hızlı ve objektif olarak burun boşluğu boyutlarını grafiksel ve şekillerle ortaya koyar. Tıkanıklığın pozisyonu hakkında bilgi verir. Burnun ön tarafındaki bozuklukları değerlendirmede, arka tarafı değerlendirmeden daha faydalıdır. Bu da bu testin özellikle valvleri değerlendirmede çok kullanışlı olmasını sağlar. Akustik rinometri nazal valvin simetrisini değerlendirmede önemlidir. Her iki cihaz da alerjik rinitli hastalarda nazal uyarının objektif olarak değerlendirilmesinde yardımcı olmaktadır. Ayrıca tedaviye cevabın değerlendirilmesinde de kullanılmaktadır.
İnsanların yüzde 80'inde fizyolojik olarak 2,5-4 saatlik aralarla yer değiştiren tek taraflı burun tıkanıklıkları görülebilir. Ancak toplam hava yolu direnci değişmediği için tıkanıklık hissedilmez. Gerilim tipi baş ağrısında, çene eklemi sorunlarında ya da ruhsal gerginlik durumlarında sürekli burun tıkanıklığı hissedilebilir.
Nasıl Teşhis Edilir?
Burun tıkanıklığının nedeninin belirlenmesi konusunda en önemli bilgiler burnun muayenesi ile elde edilir.
Burun Tıkanıklığının Nedenleri:
1.Anatomik-yapısal-nedenler:
Burun bölmesinin orta hattan belirgin biçimde bir tarafa doğru sapması(septal deviyasyon) tıkanıklığa yol açar. Bu durum genellikle daha önceden geçirilmiş bir burun kazasına bağlıdır ya da gelişme sırasında bu bölme eğilebilir. Oluşan bozukluk burun tıkanıklığına yol açıyorsa cerrahi olarak düzeltilebilir.(septoplasti ameliyatı)
Burun içerisinde özellikle çocukluk döneminde görülen yabancı cisimler de tıkanıklığa neden olabilmektedir. Özellikle uzun süre burun içerisinde kalan yabancı cisimler tıkanıklık, kötü kokulu ve kanlı olabilen burun akıntısına neden olabilir. Burun içi dokuları hasar görebilir.
Burun taşları (rinolitler) bakteri, kan, iltihap hücreleri ya da yabancı cisimler etrafında biriken minerallerden oluşur. Genellikle tek taraflı olarak görülür ve çocukluk yıllarında burun içerisine yanlışlıkla itilmiş olan yabancı cisimler (düğme, çengelli iğne, oyuncak parçaları, bezelye ya da nohut gibi) burun taşlarına neden olur.
Burun arkasından genize geçiş bölümünün kapalı olması özellikle yenidoğan çocukların burun tıkanıklıklarının en önemli nedenidir. Basit bir operasyonla kapalı olan bölge açılabilir.
Çocukluk çağında en sık görülen burun tıkanıklığı nedeni geniz etinin büyümesidir.
Geniz eti bademciğe benzeyen damağın gerisinde ve üstünde bulunan bir dokudur. Geniz eti büyük olan çocuklar uyku sırasında sesli nefes alıp verme, horlama, kulak enfeksiyonları, işitme güçlüğü, yüz kemiklerinde farklılaşma, ağız ve diş yapılarında bozulma sorunlarıyla karşılaşabilirler. Tedavisinde cerrahi girişimler önerilebilir.
Konka Hipertrofisi: Burunda normalde bulunan konka adı verilen etlerin büyümesidir. Bu büyüme alerji ya da iltihaplara bağlı olabilir.
Burun Boşluğu İltihapları:
Nezle grip gibi geçici rahatsızlıklara bağlı olabildiği gibi kronik iltihaba bağlı burun tıkanıklığı da gelişebilir.
Allerjik Rinit:Allerjiye bağlı olarak burun mukozasında şişme, akıntı ve et büyümesi burun tıkanıklığı yapabilir.
Dar Burun Sendromu: Belirgin bir hastalık olmamasına rağmen yapısal olarak burun boşluğu dardır.
Nazal polipler, burun içerisinde oluşan iyi huylu dokulardır. Allerjik nedenler, sık burun enfeksiyonları, aspirin ve benzeri ağrı kesiciler polip oluşturabilir. En sık şikayet nedeni burun tıkanıklığı, koku almada güçlük, berrak veya sarı-yeşil renkli burun akıntısıdır. Polipler grimsi renkli yuvarlak, genellikle ince bir bağlantısı olan, hareketli, ağrıya duyarsız ve kanamayan yapılardır. Allerjik nedenler varsa tedavisi yapılır. İlaçlarla küçülmeyen polipler operasyonla tamamen temizlenirler. Polipler bazen tekrar oluşabilir.
Papillomlar yine iyi huylu, siğil benzeri tümörlerdir. Burun orta duvarı ve yan duvarlarından çıkarak hava yolunu tıkayabilirler. Bazen kanama yapabilirler.
Daha nadir olarak görülen sinir dokusu kökenli tümörler de büyüdükten sonra burun tıkanıklığı yaparlar.
2-Çevresel faktörler:
Kent yaşamının getirdiği zorunluluklar nedeniyle neredeyse sürekli olarak kapalı ortamlarda bulunan, atmosferik kirliliğe maruz kalan kişilerde kimyasal uyarılar nedeniyle burun tıkanıklığı görülebilmektedir. (kuru hava, sigara dumanı, sülfürdioksit,hava sıcaklığı).
3-Hormonal nedenler:
Hamilelikte görülen burun tıkanıklığı östrojen hormonuyla ilişkilidir. Genellikle ilk 3 aydan sonra ortaya çıkar; giderek kötüleşir ve doğumdan hemen sonra kaybolur. Benzer tıkanıklık hissi gebelik önleyici hapların kullanımı sırasında, adet dönemlerinde de görülebilir. Tiroid hormonlarının azalması durumunda da tıkanıklık görülebilir.
4-Enfeksiyonlar:
Normal bir insan yılda ortalama bir iki kez soğuk algınlığı geçirebilir , özellikle kış aylarında ve mevsim dönümlerinde soğuk algınlığı artmaktadır. Virüslerin neden olduğu bir enfeksiyondur. Hava yolu ve yakın el-beden teması ile bulaşırlar. Burun mukozasına yerleşince histamin denen kimyasal madde salınımına yol açarlar. Bu madde buruna giden kan miktarının artmasına ve sıvı salgısının artmasına yol açar. Virüs enfeksiyonları sırasında burnun ve sinüslerin direnci azaldığından bakteri enfeksiyonları da kolaylıkla ortaya çıkabilir. Berrak olan akıntı sarı-yeşil renge dönüşür. Bu durumda mutlaka doktora başvurulmalıdır.
Sinüs enfeksiyonlarında burun tıkanıklığı, sarı-yeşil iltihabi burun akıntısı , baş ağrısı ve üst dişlerde, gözlerin arasında ve gerisinde veya üzerinde ağrı ve hassasiyet bulunur. Tedavisi öncelikle ilaç tedavisidir. İyileşmeyen veya sık tekrarlayıp uzun süren sinüzitlerde cerrahi girişim önerilir.
Kronik sinüs enfeksiyonları ağrı yapabilir veya yapmayabilir. Fakat burun tıkanıklığı ve burun akıntısı sürekli vardır. Bazı hastalarda sinüslerden polip denilen yapılar gelişir. Hastalık aşağı hava yollarına da yayılarak kronik öksürük, bronşit ve astıma neden olabilir. Akut sinüzit genellikle antibiyotik tedavisine cevap verir, kronik sinüzit için ise genellikle cerrahi tedavi önerilir.
5-Vazomotor rinit :
Rinit, burnun ve burun içi örtüsünün enflamatuar (iltihabi) reaksiyonu demektir. Vazomotor terimi ise "kan damarlarıyla ilgili" anlamında kullanılır. Burun içi örtüsü genişleme ve daralma özelliğine sahip çok miktarda atardamar, toplardamar ve kılcal damarlara sahiptir. Normalde bu damarların yarısı açık, yarısı kapalıdır. Daha çok burun içi damarların kontrolünü sağlayan sinir sisteminin düzensiz çalışması nedeniyle görülür. Bu durum aspirin kullanımı, çevresel kirlilik faktörleri, stres, tiroid hormonlarında yetersizlik, hamilelik, bazı tansiyon ilaçları, doğum kontrol hapları, sıcak içecekler, alkol, dekonjestan ilaçların aşırı veya uzun süreli kullanımı ile ortaya çıkmaktadır. Tedavisi genellikle ilaçlarla yapılır. Tedaviye yanıt vermeyen büyümüş burun içi dokuların cerrahi olarak küçültülmesi gerekebilir.
6-Allerjik rinit:
Saman nezlesi allerjik rinite verilen isimdir. Allerji ; yabancı bir cisim, polen, ev tozu akarı, hayvan atıkları veya ev tozundaki bazı parçacıklara karşı oluşan aşırı enflamasyon yanıtıdır. Bazen besinler de rol oynamaktadır. Polenler ilkbaharda veya sonbahar da sorun yaratırlar. Bunun yanında ev tozu bütün bir yıl boyunca rahatsız edebilir. Bunun ideal tedavisi şikayetlere neden olan şeylerden uzak durmaktır. Ancak çoğu zaman bu pratik değildir. Allerjik hastalarda, soğuk algınlığında olduğu gibi, vücutta histamin salgılanmasına neden olan parçacıklar sonucunca burun tıkanıklığı ve akıntısı oluşur. Antihistaminik ilaçlar histaminin etkisini önleyerek şikayetleri ortadan kaldırabilir. Dekonjestanlar genişlemiş kan damarlarını büzerek burnun açılmasını sağlarlar. Antihistaminiklerin büyük çoğunluğu uykuya meyli arttırırken dekonjestanlar tam bunun aksi olarak uyarıcı etki gösterir. Bu nedenle bu ilaçları bir arada kullanmak en doğru seçim olacaktır.
UYARI
Antihistaminik kullanırken uykuya meyilli olanların otomobil kullanmaları veya tehlikeli işlerde çalışmaları çok sakıncalıdır. Dekonjestanlar kalp hızını ve kan basıncını arttırdıkları için yüksek tansiyonu, kalp ritim bozukluğu, glokomu ve idrara çıkmada zorluğu olan hastalarda kullanılmamalıdır. Hamileler alacakları herhangi bir ilaç için mutlaka doktorlarına başvurmalıdırlar.
Kortikosteroidler (Kortizon) birçok allerjik hastada belirgin bir şekilde etkindir ancak bilinen yan etkilerinden dolayı muhakkak doktor kontrolünde kullanılmalıdır. Bunun yanında bu ilaçlar burun spreyi olarak kullanıldıklarında da etkilidirler ve bu kullanım şekli daha güvenlidir.
Allerji iğneleri en spesifik tedavi yöntemidir ve yüksek düzeyde başarıya sahiptir. Bazen hastanın hangi maddelere karşı allerjik oluşunu anlamak için kan ve deri testleri yapılır. Doktor tedavinin başlangıç şemasını belirleyecektir. Bunlar genelde enjeksiyonlar şeklinde olacaktır.
Bu tedavi insandaki antikorları bloke ederek allerjik reaksiyonun önlenmesi yoluyla etki gösterir. Birçok hasta ilaçların yan etkilerinden dolayı enjeksiyonu tercih eder.
Allerjisi olan hastaların sinüs enfeksiyonu olma eğilimleri daha da artmıştır.
Peki çocuklarda burun tıkanıklığı önemli midir?
Yeni doğanda burun tıkanıklığının burun içerisi veya geniz ile ilgili bir gelişme anomalisi nedeniyle olabileceğini belirtmiştik. Bu gibi durumlarda doğumdan hemen sonra hastane koşullarında tanı konularak gerekli önlemler alınması gerekir.
Geniz eti burun tıkanıklığına yol açar mı?
Bebeklik ve çocukluk dönemi burun tıkanıklıklarının en sık rastlanılan sebebi ise halk arasında geniz eti denilen adenoid büyüklüğüdür. Geniz etinin burun boşluğunu tamamen tıkıyor olması ya da orta kulak veya sinüslerle ilgili hastalıklara yol açması ameliyatla tedaviyi gerektirir . Bu ameliyat teknik olarak küçük fakat özellikli bir ameliyat olarak kabul edilir ve başarısı da yüksektir. Çocuk burun tıkanıklıklarının önemli bir sebebi de çocuk sinüzitleridir. Bu durum özellikli ve sabırlı bir ilaç tedavi sürecini gerektirir. Allerjik sebepler ve bazı gelişimsel anatomik koşullarda burun tıkanıklığı yapabilir. Çocuklarda tek taraflı burun tıkanıklığı ve akıntısı burun içerisine sokulmuş bir yabancı cisim nedeniyle olabileceği için ayrıca dikkat çekici kabul edilmelidir. Nadiren çocuklarda burun tıkanıklıkları iyi veya kötü huylu tümörlere bağlı da olabilir.
Burun tıkanıklığı ciddiye alınmalıdır.
Günlük hayat sırasında örneğin yol yürüme, merdiven çıkma gibi olağan fiziksel hareketleri güçleştiren bir burun tıkanıklığı varsa mutlaka araştırılması gerekir. Burun tıkanıklığının kendisinin başlı başına bir hastalılık belirtisi olabileceği gibi, burun akıntısı, geniz akıntısı, burundan konuşma, horlama, yüz ve baş ağrısı, çocuklarda yüzde ve dişlerde şekil bozukluğu, işitme kaybı, kişilik değişimleri gibi belirtilerle de ortaya çıkabilir. Burun tıkanıklıkları komşu organlar olan orta kulaklar ve sinüslerimiz ile ilgili hastalıklara da yol açabilirler. Özellikle çocuklarda yüz kemiklerinin gelişimini , dişlerin düzgün çıkmasını ve zihinsel aktiviteyi olumsuz etkileyebilirler. Ayrıca akciğer hastalıkları ve teorik olarak kalp hastalıklarının gelişiminde de olumsuz etki gösterebilirler.
Burun tıkanıklığı ne zaman önem kazanır?
Burun tıkanıklıkları tek taraflı , iki taraflı , bir tarafta daha fazla ya da bazen bir tarafta bazen de diğer tarafta olmak üzere değişken olabilir. Bütün bir yıl sürebileceği gibi mevsimsel şiddetlenmeler ya da ay içerisinde dönemsel değişmeler gösterebilir . Yıllardan beri var olabilir ya da yakın zamanda ortaya çıkmış olabilir . Her durumda da önemli bir şikayet olarak değerlendirilmelidir.
Erişkinlerde burun tıkanıklığı önemli midir?
Erişkinlerde en sık burun tıkanıklığı sebebi halk arasında kemik eğikliği olarak bilinen , burun boşluğu orta bölmesinin bir tarafa doğru eğik olması halidir bunun yanı sıra, sinüzit, alerjik koşullar, polipler, ve nadir olarak iyi ve kötü huylu tümörler burun tıkanıklığına yol açarlar. Burun boşluğu yan duvarlarında bulunan yumuşak dokuların (konkaların) şişmesi burun tıkanıklığını şiddetlendirir. Günümüzde konka şişmeleri eğer ilaç tedavilerine cevap vermiyorsa lazer ya da radyofrekans yardımlı girişimlerle oldukça rahat ve başarılı bir şekilde tedavi edilebilmektedirler.
Burun tıkanıklığının tedavisi var mıdır?
Burun tıkanıklığının nasıl tedavi edileceği, burun tıkanıklığının sebebinin ne olduğuna bağlıdır. Bu tedavi şekli her hastalığın kendi bölümünde anlatılmıştır. Eğer deviasyon varsa tedavi ameliyattır. Et büyümelerinde önce ilaç tedavisi denenebilir ancak ameliyat yine sık uygulanan tedavidir. Alerji tedavisi ilaçlarla olur ancak alerjiye bağlı et büyümesi ya da sinüzit gelişmişse ameliyat gerektirebilir. Geniz eti tedavisi hakkında ayrıca bilgi verilmiştir. İltihaplar ilaçla tedavi edilmesine rağmen tümörler ameliyat hatta sonrasında radyoterapi gerektirebilmektedir. Ayrıca son yıllarda lazer ve radyofrekans yardımı ile yapılan konka ameliyatları ile hastanın aynı gün taburcu edilmesi ve çoğu kez tampon kullanımının gerekmemesi gibi belirgin gelişmeler mevcuttur. (Amerikan hastanesi/Sağlık Kütüphanesi)