Bursa'da kız arkadaşının ailesi önce otomobille çarptı sonra yoğun bakımlık etti
Abone olBURSA'da yol kenarında yürüyen Vedat Buğdaycı'ya (37) otomobille çarpan 3 kişi, daha sonra da dövdü. Vücuduna aldığı darbeler nedeniyle 10 gün yoğun bakımda yaşam savaşı veren Buğdaycı'nın başına da 42 zımba dikiş atıldı. Buğdaycı, "Bu öldü' diyerek beni bıraktılar. Hastaneye geldim, doktorlar da beni öldü zannetmiş" dedi.
Bursa’da, yaklaşık 1,5 yıldır birlikte olduğu kız
arkadaşı Z.A.’dan 6 ay önce ayrılan Vedat
Buğdaycı ile kızın babası N. A. ve ağabeyi R.A. arasında
husumet oldu. İddiaya göre, baba N. A., Vedat Buğdaycı’nın
eniştesinin üzerine olan evi ve iş yerini değerinin altında bir
fiyata kendilerine devretmesini ve kentten ayrılmasını istedi.
Önce otomobille çarptılar
Evini ve iş yerini devretmek istemeyen enişte ile N.A.
arabulucularla bir araya geldi ancak husumet barışla sonlanmadı. 1
Temmuz günü saat 12.00 sıralarında merkez Yıldırım ilçesi Hacivat
Mahallesi’nde bulunan evinden yaya olarak ayrılan Vedat Buğdaycı
yaklaşık 10 dakika sonra takip edildiğini fark etti. Buğdaycı, 11
Eylül Bulvarı’na çıkarak iş yerine yöneldi. Ancak bu sırada karşı
yönden hızla gelen bir otomobil manevra yaparak yol
kenarında yürüyen Vedat Buğdaycı'ya çarptı.
Taş, sopa ve bıçakla darp
Çarpmanın etkisiyle havalanan Buğdaycı, yol kenarındaki bir
inşaatın önünde istiflenmiş halde bulunan tuğlalara çarparak yere
düştü. Bunun üzerine otomobilden inen Z.A.’nın babası N. A.,
ağabeyi R. A. ve amcası F. A. olduğu iddia edilen 3 kişi yerde acı
içinde kıvranan Buğdaycı’yı taş, sopa ve bıçakla öldüresiye darp
etti. Saldırganlar bir süre sonra aynı otomobile binerek olay
yerinden hızla uzaklaştı.
10 günlük yaşam savaşı, 42 zımba
dikiş
Kanlar içinde yerde yatan Vedat Buğdaycı’yı
görenler yardıma koşarken durumu polis ekiplerine bildirdi. Sağlık
ekipleri tarafından olay yerinde ilk müdahalesi yapılan Buğdaycı
Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılarak
tedaviye alındı. Vedat Buğdaycı yoğun bakımda 10 gün süren yaşam
savaşını kazandı. Kafasına toplam 42 zımba dikiş atılan Buğdaycı,
saldırganların kendisini öldüğünü düşünerek bıraktığını
belirtti.
Hepsi adli kontrolle serbest
Olayın ardından harekete geçen polis ekipleri çevrede geniş çaplı
incelemede bulundu. Çevredeki vatandaşların ve Buğdaycı’nın
ailesinin ifadesine başvuran ekipler N. A., R.A. ve F. A.’yı
gözaltına aldı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk
edilen 3 şüpheli adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
"Bu öldü' diyerek beni bıraktılar"
Husumetlilerinin kendisini ölümle tehdit ettiğini ve olay yerinde
de öldüğünü düşünerek bıraktıklarını ifade eden Vedat Buğdaycı,
“Dükkanıma giderken 3-5 araba beni bekliyordu. Arabayla bana
vurdular, tuğlaların üzerine fırladım. Sonra da kafama sallama diye
tabir edilen bıçaklarla vurdular. 'Bu öldü' diyerek beni
bıraktılar. Hastaneye geldim, doktorlar beni öldü zannetmiş. Devlet
bize yardımcı olsun. Beni orada öldü, diye bıraktılar, Allah beni
korudu ben ölmedim. 10 gündür hastanede yatıyorum” dedi.
Husumetlilerinin, eniştesinin evini ve iş yerini kendilerine devretmesini istedikleri için saldırıya uğradığını ortada namus meselesi olmadığını iddia eden Buğdaycı, şunları söyledi:
“Ben evlenmek amacıyla Z.A.’ya yaklaştım. Sonra bana ailesi dedi ki 'Bu işi namus meselesine dökeceğiz, seni de öldürteceğiz. Ya malınızı mülkünüzü bize verin ya da biz namusumuza baktı diyeceğiz' Bana Z.A.’nın 'Numarasını sil' dediler 'Tamam sileceğim' dedim, ardından da ablanın oturduğu evi bize vereceksin, dediler. Ben eniştemin evi olduğu için veremeyeceğimi söyledim, onlar da namus meselesi güdeceklerini söylediler. Bunlar beni zaten ölümle tehdit ediyordu."
"Bu benim kocam, her yere götürür"
'Bursa’dan git yoksa seni öldürteceğiz. Bursa’da biz kime ne
söylersek o olur' dediler. Z.A. kendi isteğiyle her gün yanıma
geliyordu. Onu arabayla gezdirmemi istiyordu, ben de gezdiriyordum.
Her gün benden 50-100 TL para alıyordu evdeki ailesine de her gün
sigara alıyordum. Bana, 'Bu benim kocam, her yere götürür'
diyordu."
"Sonra biz evlenmeye karar verdik. Ancak ailesi demiş ki 'Bunun evi, arabası yok. Bu çocukla birlikte olma biz bunun 50 bin TL parasını alalım. Bu zaten korkar Diyarbakır’a gider. Gitmezse de ölümle tehdit ederiz.' Beni öldü diye kenara atmışlar. 'Biz aşiretiz, kimse bizle baş edemez. Ya buraları terk et yoksa seni öldüreceğiz' dediler.”
Avukat: Namus kavramı içerisinde değerlendirilebilecek
bir eylem tespit edemedik
Vedat Buğdaycı’nın avukatı Tuncay İlçim de yazılı açıklama yaparak,
olayın namus meselesinden farklı bir boyutta olduğunu belirterek,
“Adli tahkikat dosyalarına yansıyan tüm mesajlaşma, video ve ses
kayıtları tetkik edildiğinde namus kavramı içerisinde
değerlendirilebilecek bir eylem tespit edemedik. Farazi kavramlar
üretilerek hadisenin gayrimenkul pazarlıkları ve tapu devirlerine
yönelik tehdit, baskı ve cebre dönüştürülmesi ayrıca
düşündürücüdür. Devletin tüzel kişiliği ve hukukuna saygı
göstermeyen taraflara bu saatten sonra yetkili mercilerin de saygı
göstermeyeceği kanaatindeyim. Adli mercilere somut delilleri ile
yansımamış ve farklı şekilde aksettirilmiş çokça konu var, bu
veriler delilleri ile birlikte ibraz edildiğinde gerekli yasal
yaptırımların olması gerektiği şekilde uygulanacağını umuyoruz"
dedi.