Bursa'da kentsel dönüşüm tutmadı
Abone olBMHabitatKent Planlama'nın yaptığı araştırmalar sonucu kentsel dönüşümde Bursa sınıfta kaldı.
BMHabitatKent Planlama, Gelişim ve
Tasarım Bölümü Yöneticisi Laura Petrella ile Danışmanı Şehir
Plancısı Thomas Stellmach, "Kentsel Dönüşüm yasası içinde,
vatandaşı ve çevreyi gözetmedan proje üretiliyor"
dedi.
Kentsel dönüşümde çevre ve insan gözetilmiyor. Birleşmiş Milletler Habitat uzmanları Laura Petrella ile Thomas Stellmach, Bursa'da bulundukları iki gün boyunca kentsel yenilemeyi mercek altına aldılar. Doğanbey ve Kamberler Kentsel Dönüşüm Projelerini herkes için ön emli bir ders olarak gördüklerini söyleyen uzmanlar, "Hayal kırıklığının yeniden güvene dönmesi için yeni bir modele ihtiyaç var" dediler.
Geçtiğimiz günlerde Nilüfer Belediyesinin "Kentsel Yenilemede Yeni Arayışlar" başlığı altında düzenlenen çalıştayı için Birleşmiş Milletler Habitat'tan iki önemli konuğu vardı. BM Habitat Kent Planlama, Gelişim ve Tasarım Bölümü Yöneticisi Laura Petrella ile BM Habitat Danışmanı Şehir Plancısı Thomas Stellmach, Bursa'da bulundukları iki gün boyunca kentsel yenilemeyi mercek altına aldılar. Çok yoğun bir program arasında, kentsel dönüşümün sosyal, çevresel, yasal ve ekonomik boyutlarını ele aldığımız bu röportajın sizlere ulaşmasında, Delft Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi'nden Merve Bedir'in büyük katkısı olduğunu belirtmek isterim. Koordinasyonumuzu sağlayan Nilüfer Kent Konseyi'nden İkbal Polat'a da ayrıca teşekkür ediyorum. Biliyorsunuz, ülkemizde ve kentimizde, kentsel dönüşüm yenileme, iyileştirme, dönüşüm kavramlarının yanı sıra yoksulluk, yüksek katlı binalar ve rant kavramları ile de anılmaya başlandı. Özellikle İstanbul'da Tarlabaşı, Bursa'da Doğanbey projeleri kentsel dönüşümde olumsuz örnek olarak sıkça dillendirilirken, işin doğrusunu uzmanlarına sormamak olmazdı. Dolayısıyla bir çok yönüyle eleştirilen projelerden, Afet Riski Altındaki Alanların Dönüşümü Hakkında Kanunu'na, örnek dünya uygulamalarına kadar bir çok soruya bu röportajda cevap bulabileceğinizi umuyorum.
Türkiye'de 'kaçak' yaplaşma bazı kentlerde yapıların önemli bir bölümünü oluşturuyor. 'Kentsel dönüşüm' uygulamalarının ise kentte yoksulluğu ortadan kaldıracağı iddia ediliyor. Ancak uygulamalarda yoksulluğun derinleştiğini görüyoruz. Dünya kentlerinde durum nasıl?
TS: Mülkiyet hakkının korunması refahın sağlanması için bir ön
koşuldur. Yerel ya da merkezi yönetimler mevcut mahallelerin yasal
duruma geçmesine yardım ederse, belki maddi devlet desteğine büe
gerek olmadan, yavaş yavaş mahallelerin iyüeştirümesi sağlanabilir.
Ancak galiba sorunuz daha çok merkezi yönetim tarafından planlanmış
kentsel dönüşüm üzerine. Tabi ki dünyada yoksulluğa neden olmadan,
farklı stratejilerle kentsel dönüşüm gerçekleştirilen pek çok ömek
mevcut: Bunların bazdan mahalleleri bir anda tümüyle yıkmadan,
insanlan yer değiştirmeye zorlamadan; aşama aşama geliştiren;
bazdan da ekonomik stratejüeri kullanan, mevcut alt yapı ve
yerleşim yapışma destek olacak kendisi küçük, iyileştirici etkisi
büyük projeler.
KAR MAHALLEYE DÖNMELİ
Örnek kentsel dönüşüm projesinden bahsedebilir misiniz?
TS: Mekansal değişimi emsal alan dönüşüm biçimine ömek verisem;
Barselona'da 1992 Olimpiyatlan'ndan hemen önce kent içinde suç
oranının yüksek olduğu bir mahallede, kamuya ait açık alanların
tasarım ve kullanımına yönelik bir proje yapıldı. Tamamen mekansal
kalitenin artırılması amaçlananarak, sokaklara aydınlatma
elemanları yerleştirildi, kaldırım ve sokak döşemeleri
iyileştirildi, dekoratif olmayan parklar ve çocuk oyun alanlan
uygulandı. Tüm bunlar uzun vadede mahalleyi olumlu etkiledi. Suç
oram azaldı, küçük ölçekli işler kurulmaya başlandı, tüm mahalle
kalkınmaya başladı. Tabi ki bu projenin az da olsa soylulaşma
etkisi oldu ancak bu etki olumlu algılandı çünkü mahallede sosyal
çeşitlilik sağlandı, zaten tüm mahalle sakinlerinin yerinden
edilmesi söz konusu değildi. Burada vurgulamamız gereken en önemli
nokta, dönüşümden elde edilen karın mahalleliye dönmesi ve projenin
mahalleliyi yerinden etmemesidir. Barselona örneğinde olduğu gibi,
'vatandaş için koruma' mekanizması ön planda olmalı.
LP: Bu örnekten de anlaşıldığı üzere; ancak yerine özgü üretilen,
sakinlerin haklarmı gözeten, uygun maliyetli ve sadece konut
üretimine odaklanmayan, değer ve fırsatlar yaratan karma kullanımlı
yerleşimlerin sürdürülebilir olmasını ve yoksulluğu azaltmasını
bekleyebüiriz. Belli hedeflere yönelik devletin maddi desteği
oldukça önemli tabi ki, ancak özel sektörün de aynı duyarlılıklarla
ve kontrol mekanizmaları altında bu projelere dahü olması
gerekiyor.
EN İYİ YATIRIM İYİ TASARIMDIR[PAGE]
Bahsettiğiniz prensipleri biraz açarmısınız. 21'inci yüzyü kent modeli nasıl bir model olmalı?
LP: Bizim burada vurguladığımız şey 20 yy. kent modelinin ötesine geçmemiz gerektiği, modernist planlamanın tekrar yorumlanması üe yeni bir model aramamız gerektiğidir, ihtiyacımız olan şey kent planlamanın temel prensipleri olan; kamusal alan, sokak, karma kullanım, sosyal çeşitlilik ve yaşanabilirliktir. Bu yaklaşım günümüz kentinin ana problemleri olan; yayılma, dışlanma, ayncalığı vurgulamak için önemli. Hızla büyüyen kentlerde kamusal alan ile sokak tasarımı alınabüecek belki de en önemli ve uzun ömürlü karardır. Kamusal alanın varlığı özel mülkiyetin değerini artıracaktır ve iyi tasarım mülk sahiplerinin yapabileceği en iyi yatırımdır.
BURSA'DA SONUÇ HAYAL KIRIKLIĞI
Bursa'da Doğanbey ve Kamberler Kentsel Dönüşüm Projeleri halkta kentsel dönüşüme karşı güvensizlik yarattı. Bu güven nasıl geri kazanılır?
TS: Bu gördüğümüz projeler herkes İçin önemli bir ders. Doğanbey
örneğinde gördük ki mahalle sakinleri yeni yapılan projeden, aile
butçelerine gelen zarardan, genel olarak süreçten çok rahatsızlar.
Aynı zamanda TOKI de maddi olarak zarar etmiş, politikacılar da
durumdan memnun değiller. Sonuç herkes için hayal kırıklığı. Bu,
sürece dahil olan tüm aktörler üzerinde yeniden başlamak: güven ve
birliktelik üzerine bir model bulmak için önemli bir motivasyon
yaratılmalıdır.
Kentsel dönüşüm yüksek yoğunluk demektir'
algısı oluştu. Bu konuda yorumlarınızı alabilir
miyiz?
TS: Yoğunluk, belli bir sınıra kadar, tek başına bir problem
değildir. Tartışmanın yoğunluktan kentsel mekanın kalitesine
çekilmesi gerekiyor. Bursa'da yatay yaşam diye bir tabir duyduk.
Biz yatay yaşamın düşey yaşamın üstünde olduğunu düşünmüyoruz.
Kentlerde yatay yaşam da oldukça pahalı. Belki burada her ıkisinide
kapsayan karma yaşamdan bahsetmeliyiz. Kastettiğimiz şey kamusal
alanlar.yürüncbılır mesafeler, çalışma alanlarının aynı mahallede
sakinlere sunulmasıdıt. Avrupa'da ve Asya'da çok iyi örnekleri
var.
YEREL YÖNETİMLER GÜÇLENDİRİLMELİ
Afet Riski Altındaki Alanların Dönüşümü Hakkında Kanun'un uygulamasında yetkiler merkezileştiriliyor, yerel yönetimler güçsüzleşiyor. Kentsel dönüşüm projelerinin başarısı için önerilen yönetim biçimi nedir?
TS: Türkiye hızla değişen/dönüşen bir ülke, burada gelişmekte
olan sözünü kullanmak istemiyorum çünkü Türkiye zaten bunun çok
ötesine ulaşmış durumda. Yerel yönetimlerde doğrudan demokrasiyi
uygulayacak artan bir kapasite var. Sonuç olarak, yerel ve merkezi
hükümet arasında, hem tüm ülke genelinde eşitlik sağlanması hem de
yerelde vatandaşların ilgi ve ihtiyaçlarının doğru bir şekilde
dikkate alınması noktasında bir denge kurulması gerekiyor.
LP: Modern yönetim ilkelerine göre, en verimli yönetim biçimi
kaliteden vazgeçmeyecek şekilde sorumlulukları müm; kün olduğunca
yerele devretmektir. Maddi destek mekanizmaları oluşturmak,
finansal çözümler ve genel prensipler önermek için merkezi yönetim
tarafından ulusal fonlar oluşturulurken, yerel yönetimler ise durum
değerlendirmesi, vatandaşların karar verme mekanizmasına katılımı
ve uygulama anlamında çalışırlar. Yerelde kentsel dönüşüm
programlarını başarıyla ele alabilmek için yerel kapasitenin
güçlendirilmesi ve desteklenmesi gereklidir. İlgili kanunun
bütüncül yaklaşım, katılımcılık ve şeffaflık ile ilgili hükümleri
barındırmadığı eleştirisi yapılıyor.
Sizce bu durum kentsel dönüşüm
projelerinin niteliklerini nasıl etkiler?
TS: Kentsel dönüşümün başarısı iyi yasal mevzuat ve bununla
birlikte sürece dahil olan herkesin yasal mevzuatın doğruluğuna
inanmasını gerektirir. Burada kanun kendi başına kötü olmak zorunda
değil. Ama uygulanması anlamında çok fazla problemler olduğunu
görüyoruz.
YASA OLUMSUZ PROJELER İÇİN KULLANILDI
Kentsel dönüşüm için öncelikli itici
güç nedenleri nelerdir?
TS: Türkiye'de deprem tehdidine karşı bir yasa üretilmiş ve bu yasa
önemli bir fırsat sunuyor. Bu yasanın bir yandan hızlı üretilen,
vatandaşı ve çevreyi gözetmeyen projeler için kullanıldığını
görüyoruz. Ancak diğer yandan iyi projeler üretilmesi için bir şans
olarak değerlendirilebilir.
LP: Kentsel dönüşüm için toplumun ortak yararı olan konular
yanında, kent içinde yüksek arsa fiyatları yakalamak, avantajlı
konumdaki yerleri sömürmek, yüksek gelir grubundaki insanlardan
gelen arsa ve konut baskısı gibi motivasyonlarda olabilir. Kişisel
ve özel motivasyonların ortak fayda ve ihtiyaçlarla dengelenmesi
gerekir. Pek çok AB, ulusal ve yerel kentsel dönüşüm programları
mahalle sakinlerini ve korunmasız olan vatandaşları korumaya
odaklanmaktadır. Prensip olarak kentlerin yayılması ve daha çok
alan kaplaması yerine kent içinde uygun alanların dönüştürülmesi ve
geliştirilmesini daha olumiu buluyoruz. Sadece konutların
kalitesini değil toplam sosyo-ekonomik seviyeyi yükseltmeye
odaklanmalı.