'Bursa-İzmir yolu babamın malı'
Abone olBursa-İzmir karayolu arazimizden geçiyor. Orası babamın malı. Ya paramı verin, ya da malımı. Aksi halde karayolunu trafiğe kapatacağım..
Karayollarında 1976 yılından bu yana kullanılan
Bursa-Balıkesir- İzmir Karayolu Karacabey Kavşağı'nda ortaya çıkan
kamulaştırma sorunları bitmedi.
Yolun geçtiği Çatrık Mevkii'ndeki 282 ada 17 parselin babasına ait
olduğunu ve tapusunun bulunduğunu söyleyen Sait Bademlioğlu, babası
vefat ettikten sonra bu parselin bir bölümünün miras yoluyla
kendisine intikal ettiğini, yolun geçtiği alanın ya
kamulaştırılmasını ya da kendisine iade edilmesini istedi. 38
yıldır hukuk mücadelesi verdiğini belirten Bademlioğlu, şöyle
dedi:
"Valiliğe, kaymakamlığa ve jandarmaya müracaatlarımız var. Bu
taşınmazda malik ve hissedarıyım. O zamanlar bu araziden yol
geçirmek için kamulaştırmasız el atma işlemi yapılmış, biz de hukuk
mücadelesinden sonuç alamayınca yolu kapatmayı planlıyoruz. Mal
bizim, elimizde tapusu var, kısacası yolu kapatmaya da hakkımız
var."
Yolun arazi üzerinden geçen kısmını trafiğe kapatacağını birer
dilekçeyle Valilik, Karacabey Kaymakamlığı ve Jandarma
Komutanlığı'na bildirdiğini açıklayan Bademlioğlu, şöyle devam
etti:
"Dilekçe işleme konuldu, ancak henüz bir sonuç yok. Bursa-İzmir
karayolunun Karacabey'deki arazimizden geçen bölümünü kapatmakta
kararlıyız. Yol kapanırsa Bursa-İzmir arası ulaşım nasıl sağlanır
diye soruyorlar. O soruyu bana sormayın."
Avukat Özgür Çelebi, halen taşınmazda malik-hissedar olan Sait
Bademlioğlu'nun, yeri ile ilgili kamulaştırma işlemi yapılmamış
olması nedeniyle Valilik ve Karacabey Kaymakamlığı'na başvurarak
yolun trafiğe kapatılmasını, aksi halde kendi imkanları dahilinde
yolun kendi arazi üzerinden geçen kısmını trafiğe kapatacağını
resmi olarak ihtarname ile bildirdiğini açıkladı. Çelebi, şöyle
dedi:
"Kanun ve mevzuat gereğince kamulaştırmasız el atma olarak
nitelendirilen işleme karşı mal sahibinin böyle bir hakkı mevcut ve
görüldüğü kadarı ile yer sahibi yolu kapatmakta da kararlı. Çünkü
38 yıldır yerinin hukuksuz olarak Karayolları tarafından işgal
edildiğini belirtiyor ve artık bu duruma yeter diyeceğini, doğacak
mağduriyetten de devletin ve Karayolları Genel Müdürlüğü'nün
sorumlu olacağının altını çiziyor."