Bürokratların zamanaşımı keyfi!
Abone olMesut Yılmaz, Hüsamettin Özkan gibi siyasilerin yolsuzluk iddiası ile Yüce Divan'a gitmeleri sözkonusuyken, olaya karışan bürokratlar gayet rahat…
Mesut Yılmaz, Hüsamettin Özkan gibi siyasiler yolsuzluk iddiası
ile Yüce Divan'a giderken, olaya karışan bürokratlar rahat… 40
bürokrat 'zamanaşımı'ndan yırttı Hüsamettin Özkan ve Recep Önal,
Halkbank'ta yolsuzluk iddiasıyla Yüce Divan'a çıkacak. Halkbank
eski Genel Müdürü Yenal ansen hakkındaki 19 dava zaman aşımından
dolayı düştü. İki dava sürüyor. Mesut Yılmaz TBMM Yolsuzlukları
Araştırma Komisyonu iki sonuç doğurdu. Biri bürokratlar hakkında
yapılan suç duyuruları, diğeri eski başbakan ve bakanlar hakkında
kurulan soruşturma komisyonları. Herkesin gözü Mesut Yılmaz ve
Hüsamettin Özkan başta olmak üzere Yüce Divan'a gidecek siyasilere
odaklanırken, komisyonun suç duyurusunda bulunduğu 40'tan fazla
bürokrat hakkındaki 19 davanın zaman aşımından sessiz sedasız
düşmesi dikkatlerden kaçtı. TBMM'de geçmiş dönemlerin yolsuzluk
iddialarını araştırmak için bir araştırma komisyonunun kurulmasıyla
birlikte, bürokrasi, yargı ve meclis cenahında alışılmışın dışında
gariplikler yaşanmaya başladı. TBMM Yolsuzlukları Araştırma
Komisyonu, ele aldığı birçok dosyanın, Ecevit hükümeti döneminde
çıkarılan af yasası kapsamına girdiğini görerek çaresiz kaldı; bazı
dosyaların zaman aşımı nedeniyle tozlu raflardaki yerini almasını
engelleyemedi. İlk hüsran Çiller dosyası Araştırma komisyonu ilk
hüsranını Çiller dönemiyle ilgili bir incelemesinde yaşadı.
Komisyon, 20 milyar dolara yaklaşan "Kütlü Pamuk" alımında devleti
zarara uğrattığı iddiasıyla, Çiller ile ilgili bir çalışma
başlattı. Ancak, eski başbakan ve DYP eski lideri Tansu Çiller
hakkındaki dosya zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle rafa
kaldırıldı. Ateş'in nafile çabası Komisyonun soruşturma istediği ve
suç duyurusunda bulunduğu konularda da sadece Türkiye'de
yaşanabilecek tuhaflıklar meydana geldi.AKP İstanbul Milletvekili
ve Komisyon Başkanı Azmi Ateş, 20'nin üzerinde dosyayı tamamlayarak
bürokratlar hakkında suç duyurusunda bulunmaya başladı. Ateş'in ilk
hedefi, Halkbank'ın eski genel müdürü Yenal Ansen oldu. Ansen ve
diğer yöneticiler hakkında "görevi kötüye kullanmak, hizmet
sebebiyle emniyeti suiistimal ve suçu ihbar etmemek" iddialarıyla
suç duyurusunda bulundu. Dosyaların büyük bölümü çeşitli şirketlere
usulsüz krediler verildiği yönündeki iddialardan oluşuyordu. Azmi
Ateş ayrıca, Hazine eski müsteşarlarından Selçuk Demiralp hakkında
"görevi kötüye kullanmak ve dolandırıcılık", SPK'nın eski başkanı
Muhsin Mengütürk hakkında ise "görevi kötüye kullanmak"
iddialarıyla suç duyurularında bulundu. Ateş muhatap değil
Araştırma Komisyonu'nun suç duyurularını inceleyen Ankara
Cumhuriyet Başsavcılığı ise 2003 yılının Aralık ayından itibaren
ardı ardına "takipsizlik" kararı vermeye başladı. Azmi Ateş'in
savcılığın takipsizlik kararına itirazları da sonuç vermedi.
Ateş'in başvurularını inceleyen Ankara, Sincan Ağır Ceza Mahkemesi,
"Azmi Ateş konunun muhatabı değil" gerekçesiyle takipsizliğe karşı
yapılan itirazı reddetti. Mahkeme, aynı şekilde 26 Ocak 2004
tarihinde, Yenal Ansen, Selçuk Demiralp ve Muhsin Mengütürk
hakkında savcılığın verdiği takipsizliklere yapılan itirazların da,
esasa girilmeden "taraf yönünden" usülden reddine karar verdi. Azmi
Ateş'in bu çabaları devam ederken, çoğu 1997, 1998 ve 1999
yıllarını konu alan dosyalarda da zamanaşımı işlemeye devam etti.
Yargı önünde "konunun muhatabı kabul edilmeyen" Azmi Ateş'in
yapacağı tek şey ise, işin muhatabının kararlara itiraz etmesini
sağlamaktı. Azmi Ateş bu amaçla ilgili kurumların teftiş kurulları
ve hukuk müşavirlikleri ile tek tek görüştü ve Halkbank
yetkililerini takipsizlik kararlarına itiraz etmeye razı etti.
Zaman aşımından takipsizlik Bu arada Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı
da komisyonun suç duyuruları hakkında ardı ardına "takipsizlik"
kararı vermeye devam etti. Suç duyurularının büyük bölümü 5 yıllık
zamanaşımı sürelerinin dolması gerekçesiyle reddediliyordu. Azmi
Ateş'in çabalarıyla 2004 yılının Nisan ve Mayıs aylarında Türkiye
Halk Bankası'nın avukatları takipsizlik kararlarına itiraz etmeye
başladı. Yasa gereği Ankara'ya en yakın mahkeme sıfatıyla
Başsavcılığın kararlarına yapılan itirazları incelemekle görevli
olan Sincan Ağır Ceza Mahkemesi'ne Halkbank'taki iddiaları kapsayan
yığınla klasör geldi. Ancak, Halkbank avukatlarının itirazları da
sonuç getirmedi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na Halkbank
avukatlarının yaptığı itirazı inceleyen Sincan Ağır Ceza Mahkemesi,
itirazların reddine karar verdi. Gerekçe ise zamanaşımıydı ve bu
hususta yargının yapabileceği hiçbir şey kalmamıştı. Bürokratlar
hakkında, yargı son sözü söylemiş oldu: "Gereği düşünüldü...
Zamanaşımı ziyadesiyle geçtiğinden reddine." Mahkeme, Halkbank'taki
yolsuzluk iddialarını esastan inceleme olanağı bulamadığından,
klasörlerin bağlarını bile çözmedi. Esasa bile girilmeden eski
banka yöneticileri hakkında açılan 19 ayrı dava kapanmış oldu.
Bürokratlar hakkındaki davaların çoğu zamanaşımından düşerken, bazı
dosyalar da daha önce adli takibata uğrayan konular olduğu
gerekçesiyle reddedildi. Mahkemenin onadığı bu karar da CMUK'un
253/3 maddesindeki "Aynı konuda aynı sanık için evvelce verilmiş
bir hüküm veya açılmış bir dava varsa davanın reddine karar
verilir" hükmüne dayandırıldı. Bürokratlar kurtuldu, siyasiler Yüce
Divan'a İşin tuhaflığı da bu dönemde başladı. TBMM Yolsuzlukları
Araştırma Komisyonu, çalışmalarını tamamlayıp, raporunu Meclis
Başkanlığı'na verip savcılıklara da suç duyurularını yaptı.
Ardından da raporlar dayanak alınarak eski bakanlar hakkında
soruşturma komisyonları kuruldu. Yenal Ansen başta olmak üzere,
suçlanan 42 bürokrat haklarındaki davalardan kurtulurken, siyasiler
için ise yargı süreci henüz ilk dönemlerini yaşıyor. Bürokratların
zamanaşımından kurtulduğu davalar şimdi siyasilerin başını
ağrıtacak. Çünkü, TCK'nın 102/4 maddesine göre "görevi kötüye
kullanmak" gibi suçlar açısından 5 yıllık zaman aşımı öngörülüyor.
Zamanaşımı dolunca bürokrat hakkında hiçbir işlem yapılamıyor.
Ancak, siyasiler için durum aynı değil. Anayasa'nın 83'üncü
maddesine göre dokunulmazlığı devam ettiği sürece milletvekilleri
ve bakanlar için zamanaşımı süreleri işlemiyor. Yani Ansen ve diğer
bürokratlar için işleyen zamanaşımı, Yüce Divan'a gidecek olan eski
başbakan ve bakanlar için geçerli değil. Dolayısıyla, Yenal Ansen
kurtuldu ve hakkındaki dosyalar tekrar raflara döndü. Ancak, bu
dosyalar Hüsamettin Özkan için raflardan bir kez daha inecek.
Ansen'in iki davası kaldı Soruşturma komisyonunun yaptığı suç
duyuruları sonucu 19 davanın düşmesinden sonra Halkbank eski Genel
Müdürü Yenal Ansen ve banka yöneticileri hakkında devam eden iki
dava kaldı. Halkbank bürokratları, Ankara 11. Asliye Ceza
Mahkemesi'nde, Ekinciler Grubu ve Doğuş Tekstil firmalarına usulsüz
kredi verildiği iddiasıyla 1 yıl 2 ay ile 15 yıl arasında değişen
hapis cezası istemiyle yargılanıyor. Ayrıca, Ankara 7. Asliye Ceza
Mahkemesi'nde de Aksan Ev Gereçleri A.Ş. ile Transtürk Holding
A.Ş.ye verilen krediler nedeniyle açılan dava da sürüyor.
Haklarında takipsizlik kararı verilen bürokratlar: Yenal Ansen,
Osman Nuri Ertuğ, Ali ihsan Elgin, Hasan Özcan, Hasan Sarıaslan,
Turan Kalaycıoğlu, Muazzez Ela, Hüsnü Barbaros Olcay, Şirin
Bağaycı, Yücel Dirik, A. Nuri Kora, Ulvi Ay, İnciser Çeliker,
Nurhan Sarıkuzu, Muzaffer Tek, İ. Tevfik Sekizinci, F. Yıldız
Vidinli, Orhan Recen, Salih Şevki Doruk, Mualla Halistürk,Sümer
Diyar, Melahat Kaya, Cumhur Pamuk, Cavit Kamacı, Ender Altun,
Dursun Dursun, Muzaffer Emlak, Kemal Baytaş, M. Cihan Paçacı, M.
Metin Tunçsu, Ünsal Taş, Sevim Aymelek, R. Ali Yılmaz, İsmail
Kocaer, Mahmut Ünsal, Erşan Altay, Ayla Velioğlu, Özcan Kadakoğlu,
Ali Aytekin, S. Selçuk Türkmen, Recep Şiray, İ. Bülent Özer. Kaynak
: Tempo