Bürokrasi terörünün maliyeti
Abone olÇin'de 70 işçi çalıştıran bir fabrikanın Türk sahibinin Yalçın Bayer'e yazdıkları bürokrasiyi gözler önüne seriyor.
Türkiye'de bürokrasiden herkes şikayet ediyor. Hükümetin
bürokrasiyi azaltmak konusunda ciddi atılımları var. Özellikle
Kürşat Tüzmen'in bu yöndeki gayretleri biilniyor.
Gelin görünki Türkiye'de son yılarda Türk işadamları yurt dışına
kaçıyor. Sermaye artık yabancı ülkelerde. En başlıca nedenleri
yatırımcının önündeki engellerin kaldırılması.
Türkiye'de ise yatırımın ve müteşebbisin önüne engeller ardı ardına
sıralandığı gibi rüşvet te işin en kötü yanını oluşturuyor.
Adını açıklanmasını istemeyen bir Türk işadamı Atatürk
Havalimanı'nda gümrükte memurlar ve polisin işbirliği yapıp rüşvet
koparmaya çalıştığını iddia ettiğini Bayer'e anlatmış..
Bayer köşesinde bu konuyu detaylı bir şekilde ele alırken
işadamının anlattıkları hayli düşündürücü:
‘‘Çin'de, ses sistemleri ve bilgisayar parçaları üzerine
üretim yapan 70 işçinin çalıştığı fabrikam var. Aylık 50
konteynerden fazla ürün satmaktayım. İşlerim dolayısıyla Türkiye'ye
çok sık seyahat ediyorum.
5.2.2004 tarihinde Atatürk Havalimanı'ndan Emirates Havayolları ile
buraya gelirken, rüşvet almak için beni durduran gümrük görevlisi
yüzünden ilk kez uçağımı kaçırdım. Birçok defa aynı muameleyle
karşılaştım.
Son olay da bana gösteriyor ki, bu bozuk yapı halen sürüyor. Şu an
ikinci fabrikamı Bulgaristan'da açmayı düşünüyorum. Sınırını geçer
geçmez Türkiye'ye en yakın noktadan birinde olacak. Üreteceğim
malların ana pazarı ise Türkiye olacak...
İş hayatım vesilesiyle tanıdığım birçok potansiyel yabancı
yatırımcı bana Türkiye'ye yatırım yapmak için fikrimi soruyor. Ne
yazık ki hepsine 'Sakın Türkiye'ye yatırımı düşünmeyin' diyorum.
Vatanımı ve insanlarımı seven biri olarak Bulgaristan'da fabrika
açmayı düşünmem karşısında Türkiye'yi bu hale getirenler utanır mı
acaba?
Bu kafayla hareket edildiği sürece yabancı yatırımcıyı çekmek için
boşa uğraşılıp durulacaktır. Bırakın yabancı bir yatırımcıyı, önce
ben kendi ülkemde yatırım yapmaktan kaçınıyorum. Bunun çok iyi
düşünülmesi gerekiyor.
Böyle söyleyen işadamını bayer daha sonra tekrar telefonla irtibat
kurup gümrükte neler yaşandığını anlattırmış. İşte yaşananlar:
Daha sonra kendisini telefonla bulup konuştuk; gümrükle ilgili
kızgınlığının ne olduğunu sorduk. Yanıtı şöyle oldu:
‘‘Atatürk Havalimanı Mülki İdare Amirliği'ne bir şikáyet
dilekçesi verdim. Kapıda birçok insanın para koparılmak için
durdurulduğunu, polis ve gümrük memurlarının bu meyanda işbirliği
yaptığını bildirdim. Vaktim olmadığından Türkiye'ye bir dahaki
gelişimde arayıp görüşeceğim kendileriyle.’’
Sorun neydi?
- Çıkış sırasında burada incelemek ve üretmek üzere önemsiz bazı
örnek parçalar götürüyordum. Bunu gelirken de yapıyorum; çünkü
Türkiye ile önemli çapta ticaret yapıyorum, hizmet ediyorum. Ama
gümrükçü niye geldin, niye götürüyorsun diye soruyor. Özellikle
çıkarken rüşvete takılıyorum. Açıkçası beni bırakın birçok işadamı
'gümrük tacizi'ne uğruyor.