Burhan Kuzu'dan kritik HDP ve çözüm süreci açıklaması
Abone olCumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof.Dr. Burhan Kuzu gündeme dair çarpıcı açıklamalar yaptı. HDP'nin barajı aşmasını hiç istemediğini belirten Kuzu, 'Çünkü koalisyonlara alerjim var, kaşıntım tutuyor' dedi.
AK Parti'de 3 dönem kuralına takılarak
Meclis dışında kalan daha sonra Cumhurbaşkanı Başdanışmanı olan
Prof.Dr. Burhan Kuzu, koalisyon görüşmeleri, çözüm süreci,
dokunulmazlıkların kaldırılması ve HDP'nin kapatılmasıyla ilgili
çok çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Habertürk'ten Balçiçek İlter'in sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Burhan Kuzu, Selahattin Demirtaş’ın "Burhan Kuzu partimizi kapatma planı yapıyor" iddiasına ilişkin, "Selahattin Demirtaş’ı ciddiye almıyorum çünkü sürekli yalan söylüyor. Benim üzerimden Cumhurbaşkanı’nı yaralamaya çalışıyor, bu oyun tutmaz. Deli saçması açıklamalar." dedi.
İşte Burhan Kuzu'nun açıklamaları:
"KOALİSYONLARA ALERJİM
VAR"
-“HDP’nin bu kadar oy alması AK Parti’yi ve Cumhurbaşkanı’nı rahatsız etti” deniliyor...
Ben bildiğimi konuşan bir insanım, çekincem olmaz. Ben şahsen HDP’nin barajı aşmasını hiç ama hiç istemedim. Çünkü koalisyonlara alerjim var, kaşıntım tutuyor koalisyon lafını duyunca, o derece yani. İstemeyişimin sebebi o.
-Demokrasi açısından doğru bir şey söylemiyorsunuz ama...
Koalisyon açısından söylüyorum.
"DOKUNULMAZLIK MUHALEFETİ İKTİDARDAN KORUMAK İÇİN"
-Yıl 2015 olmuş, dokunulmazlıkların kaldırılması, parti kapatma konusunun gündeme gelmesi doğru mu?
İkisi ayrı bunların. Birisi tüzel kişiliğin varlığı ya da yokluğu meselesi... Öteki tek tek kişilere verilen cezayla alakalı. Bir milletvekili, varsayalım yolsuzluk, hırsızlık yapmış ya da teröre destek vermiş.... O zaman bunların yargılanmaması normal vatandaşa kıyasla ayrımcılık olur. Dokunulmazlık bu durumlarını kurtarmıyor, erteliyor sadece. Aslında “dokunulmazlık’’ muhalefeti iktidardan korumak için çıkmıştır. İngiltere’de çıktığı zaman iktidar içişleri aracılığıyla “Muhalefet hakkında tahkikat var’’ diye ifadeye çağırıyor bazı vekilleri. O sıralarda mecliste önemli oylamalar var. 3-5 saatlik bir gecikme yetiyor iktidar için. Ondan dolayı çıkarılmıştır. İşin özü doğru.
"ŞOV YAPMAYA GEREK YOK"
-HDP yönetimi “Hodri meydan, kaldırın dokunulmazlıklarımızı” diyor.
Hepsi şov onların. Dokunulmazlığın sahibi kişinin kendisi değil. Hâkimlerdeki bağımsızlık gibi o konuma verilen bir paye o. “Dokunulmazlığımızı kaldırın’’ diyorlar ya... Senin demenle kaldırılmaz o. Şov yapmaya gerek yok. Daha önce de örneklerini yaşadık. CHP’li bir vekil yargılanmak istedi ama izin vermedik. İnsan Hakları Mahkemesi de reddetti.
-Dokunulmazlıkları sizce kaldırılmalı mı peki?
Mahkeme var zaten. Kimin suçu varsa bedelini ödeyecek.
-Ya Yüce Divan’a bile yollanmayan bakanlar?
Demin “Yolsuzluk” dediniz diye soruyorum. Aynı şeyler değil. Dokunulmazlık ayrı, Meclis soruşturması ayrı... Meclis karar verecek zaten yine.
"SUÇ MAKİNESİ OLMUŞLAR"
-“AK Parti’nin istediği yargılanıyor, istemediği yargılanmıyor” algısı çıkmaz mı bundan?
Hiç öyle olmadı bugüne kadar. Meclis soruşturmasını bir tarafa bırak. Kendini gönderme beni gönder; yok öyle bir şey. Lafta olur da, uygulamada asla olmaz. Bakın, geçen dönemde bu arkadaşlarımız suç makinesi olmuş.
-Selahattin Demirtaş’tan mı bahsediyorsunuz?
Öncelikle onun için ama aslında hepsi için söylüyorum... Bu arkadaşlar yaptıklarını suç olarak görmüyorlar. PKK’yı övmek, Öcalan’ı övmek...
"BU BAL GİBİ SUÇTUR"
-Tersten sorayım, devletin masaya oturduğu birini övmek suç mu?
O anlamda demedim. Bizim yasamızda suçluyu ve suçu övmek suçtur. Sıra dışı bir örnek verdin belki. Ama “Ben sırtımı PKK’ya dayadım, PYD’ye dayadım” dersen... “Ey millet silahlanın” dersen bu bal gibi suçtur. Kobani çağrısı 50 kişinin hayatına mal oldu. Bu da suçtur.
-Peki ne yapılması lazım?
Milletvekillerinin yargılanması sürecinin aynen kalmasından yanayım ama bu eylemleri suç olmaktan kesinlikle çıkaramayız...
"HDP KAPATILMAYI BİN KEZ HAK ETMİŞTİR"
-Ya parti kapatma? Niye sizin HDP’nin kapatılmasını istediğinizi düşünüyorlar?
HDP kapatılmayı bin kez hak etmiştir. Yasamızda ve Anayasa’mızda ne varsa hepsini yapmıştır, parti kapatmayı gerektiren... Dava açılsa asla hukuka aykırı olmaz. Böyle düşünüyorum.
-Dava açılsın mı yani?
Hayır. Parti kapatmada Türkiye adeta bir mezarlıktır Balçiçek. O başka bir şey. Parti kapatma oy veren seçmene haksızlık. Adam partiye oy veriyor, başındaki adamın birkaç yanlışı sebebiyle niye adam cezalandırılsın? O gider, başkası gelir. Bütün buna rağmen parti kapatmadaki hoyratça davranış bütün dünyada kalktı. Sadece “ırkçılık ve teröre destek olma” varsa parti kapatılabiliyor. İnsan Hakları Mahkemesi kararında var. O zaman kapatıyor.
"TERÖRE DESTEK VERİYOR"
-HDP açısından bakarsak...
Irkçılık yapmıyor kuşkusuz ama teröre destek veriyor. Terörle iç içe geçmişlerdir. HDP çizgisindeki arkadaşlarımızın Kandil’den asla bağlarını koparmadıklarını biliyorum. Kandil adayları belirliyor zaten... Bundan önce de partileri kapatıldı. Avrupa’da kazandılar... Dini gerekçelerle gidince kaybedersin ama bu tür bölücülükle gidince oradan kurtardılar. Buna rağmen niye parti kapatmak sonuç vermiyor? Çünkü bunu kapattıktan sonra başka parti gelir. Çok bir şey değişmez. Hangi partiyi kapatmışsa bu sistem, o damar daha gür gelmiştir. Biz de aynı durumdayız. AK Parti farklı bir parti ama Refah ve Fazilet özümüz var. 28 Şubat sonrası biz daha kuvvetlenerek geldik. Türkiye’de durum budur.
"BAŞKA BİR İŞİ YOK, GLADYO KURACAK"
-Selahattin Demirtaş “Suruç katliamı gladyonun işidir” dedi...
“Al bir kaya...”; devamını söylemeyeyim. Cumhurbaşkanı, başka bir işi yok, gladyo kuracak. Tayyip Bey az bile cevap verdi. Deli saçması açıklamalar. Diyarbakır’da “Biz yapmadık, etmedik” dedi. Ama PKK itirafçısı “Biz yaptık” açıklamasını yaptı. Demirtaş’ın ağlayan fotoğrafı, altında “Merak etme” cümleleri... Sonra gördük neler olduğunu... Güvenlik sorunu yüzünden sonuç bakın sandıklara nasıl yansıdı.
"DOLMABAHÇE, YÖNTEMİ YANLIŞ BİR GÖRÜŞMEYDİ"
-Çözüm süreci bitti mi?
Muhatap olarak almak istediğimiz HDP olmalı idi. Arka planda istihbarat başka görüşmeler yapsa dahi, Kandil, Oslo vs... Bu görüşmeler devam ederken, görüşmeler partiyle yürütüldü. Ama HDP kanadı bu işin yükünü çekemiyor. Arada kaldılarsa çıkıp açıkça söylesinler. Kandil’in talimatıyla hareket ediyorlar. Biz de artık muhatap bulamadığımız için bir kenara koymuş gözüküyoruz. Muhatabımız maalesef ortadan kalktı. Polisimiz, askerimiz infaz edilecek, sesimizi çıkarmayacağız... Olacak iş mi? Cumhurbaşkanı’nın söylemi yeni değil ki... “Kürt meselesi bitmiştir, Kürtlerin meselesi vardır’’ dedi. Demirtaş’a ben buradan sormak istiyorum. Sizin derdiniz ne? Ayrı bir devlet mi istiyorsun, özerk bir yapı mı istiyorsun? Söyle onu bilelim, ona göre gardımızı alalım. Nedir bu savaşın arkasındaki gayretiniz?
-Peki çözüm süreci konusunda AK Parti’de ikilik mi var? Dolmabahçe mutabakatından bahsediyorum.
Belki özünde doğru ama yöntemi fevkalade yanlış bir görüşme oldu. Cumhurbaşkanı da “Bu görüşme orada olmamalıydı!” dedi. Orada olmamalıydı. Aynı kanaatteyim.
-Neden orada olmamalıydı?
Atatürk’ün köşkünde ayrılıkçı örgütün sözcülerinin ağırlandığı yer... Görüşme yanlış oldu. Bilerek yapılan bir şey değil ama sanki yabancı güçlerle barış anlaşması gibi... Cumhurbaşkanı buna itiraz etti. Bu arada o görüntü sonrası ilk açıklamayı da Kandil yaptı, “Nedir bu mutabakat?” diye, unutmamak lazım. Uzun lafın kısası, çözüm süreci bir nevi askıya alındı.
Bir tarafta savaş, bir taraftan çözüm süreci olmaz tabii... Endişelerim var tabii. Birtakım işyerlerine, ortak alanlara terör saldırıları olabilir. Bundan korkulur. Terör eskideki çete türündeki savaşlara benziyor. Vurkaç taktiği maalesef. Kalleşçe yöntem ama bunlarla mücadelede başka yol yok. Operasyon yapacaksınız.
"KOALİSYON MEMLEKETE DERMAN OLMAZ"
-Gelelim koalisyona... CHP ile mi kurulacak, MHP ile mi?
“Alerjim var koalisyona” dedim ya... İki seçenekte de çok fark görmüyorum, bu koalisyonlar hır gür ile biter. Ne MHP ne CHP bir seneyi bulmaz. Tabanımız MHP’ye daha yakın ama acaba yukarısı nasıl? Kendi seçmenimiz zaten “CHP ile olmayın” diyor... Ama öte yandan iki koalisyon da memlekete derman olmaz.
"TAYYİP BEY İLE İLGİLİ ALGI TAMAMEN YANLIŞ"
-“Cumhurbaşkanı ‘başkanlık’ isteminden vazgeçmedi, seçim istiyor” deniliyor.
Diyelim ki seçime götürmek istiyor. Bu neyi kurtarır? AK Parti’yi tek başına getirir. Bir Anayasa değişikliği tablosu çıkmaz çünkü 330 rakamı zor. Başkanlık modeli rakamı bu seçimde yakalanamaz. Öte yandan tek parçalı bir parlamento olursa ülke daha rahat çalışır. Cumhurbaşkanı açısından konunun o tarafı var kuşkusuz. Ama Tayyip Bey ile algı tamamen yanlış, yakından biliyorum. Başkanlık modeli niyeti tabii ki var. Gündemden kalkmış değil. Rafa kalkmaz. Ondan hiç şüphe olmasın. O bir kenarda hep durur, altın bilezik gibi. Tayyip Bey’in kafasından çıkmaz ama “Bu seçimi bu yüzden istiyor” dersek günaha gireriz.
"MİLLETE BİR FIRSAT DAHA VERİLMELİ"
-Yani seçime gidilmeli...
Tek parçalı bir hükümet kurmak için bu millete bir fırsat daha verilmeli. Yakın zamanda... Kasım, aralık gibi... Kokuşmuş İngiliz parlamenter sisteminde kalacaksak, Allah’ın belası sistemde sürünmeye devam edeceksek, ki öyle gözüküyor, barajı yüzde 7’ye indirebiliriz. Bu seçime de yetişir. Bu seçimde uygulanması için Anayasa’da hüküm için geçici madde konulur, “İşbu seçimde uygulanmaz” denir... Çok eleştiri alıyor bu baraj, o anlamda rahatlatır herkesi... HDP’nin oyları baraj aşsın diye zorlandı, o detayı da unutmamak lazım.
"HDP'YE OY VEREN AK PARTİ DÜŞMANLARI"
-“Seçimde tablo değişir” mi diyorsunuz?
HDP’ye oy veren AK Parti düşmanları, asla AK Parti’ye oy vermeyecek olanlar, beyaz Türkler durumu görmüştür artık diye düşünüyorum.
-Onlar AKP’ye mi oy verecek yani seçimde?
Hayır, kendi partilerine oy versinler yeter, onu söylüyorum.