Burhan Kuzu’dan Balbay açıklaması
Abone olTBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, Mustafa Balbay’ın tahliyesine ilişkin, “Tutuksuz yargılansın diye çıkarılanlar için sanki beraat...
TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, Mustafa Balbay’ın
tahliyesine ilişkin, “Tutuksuz yargılansın diye çıkarılanlar için
sanki beraat etmişler gibi davullar zurnalar çalınıyor. Şuan Balbay
ile ilgili doğru ya da yanlış 35 yıllık bir mahkumiyet kararı var.
Konuşmalarına bakıyoruz, demokrasi nasihati veriyor” dedi.
TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, TGRT Haber’de
yayınlanan “Ankara’nın Gündemi” programına konuk oldu. Programın
sunucusu TGRT ve İhlas Haber Ajansı Ankara Temsilcisi Batuhan
Yaşar, İhlas Medya Ankara Medya Grup Başkanı Nuri Elibol ve Türkiye
Gazetesi Ankara Temsilci Yardımcısı Ercan Gürses’in sorularını
cevaplayan Kuzu, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Uzun
tutukluluk süreleriyle ilgili açıklamalarda bulunan Kuzu, “Anayasa
Mahkemesi bir karar verdi. ‘10 yıla kadar çıkan tutukluluk süresi
uzundur. Bunun düzeltilmesi lazım’ dedi. Bize de 1 yıllık bir süre
verdi. 1 sene içerisinde rötuş yapılıp bir orta yol bulunacak. Biz
iki tane paket çıkardık. Orada mahkemelere, ‘Tutuklulukla alakalı
somut, daha net deliller olsun ki, adamı tutuklu yargıla’ dedik.
Biz bunu dedik ama mahkemeler bunu içeride olanlar bakımından çok
fazla uygulayamadı. ‘Madem ki elinde çok somut delil var, niye
karar veremiyorsun’ eleştirisinden çekindikleri için o yöne
gitmediler. Ama yeni gelen tutuklu taleplerini çoğu kez
reddettiler. İktidara geldiğimiz zaman yüzde 65 tutuklu varsa,
yüzde 35 mahkum vardı. Bunun tersi olması lazımdı. Şuan ise yüzde
22 tutuklu, yüzde 78 mahkum var. Evvela millet bunu bilsin. Ama
millet tabi buradan değil de, Balyoz, Ayışığı, Karakız, Sarıkız,
Ergenekon üzerinden gittiği için oralarda tutukluluk biraz fazla
olduğu için herkesin öyle olduğunu zannediyor. Evvela bunu
düzeltelim ve adaletin hakkını verelim” şeklinde konuştu.
“BALBAY DEMOKRASİ NASİHATİ VERİYOR”
Mustafa Balbay’ın tahliyesini de değerlendiren Kuzu, “Mahkemenin
Balbay ile ilgili verdiği kararı okudum. Hakimler oy birliği ile
karar vermiş ama sitem var. Mahkeme, Anayasa Mahkemesi’ne, ‘Tamam
bu kararı verdin ama burada uzunluğun sebebi biz değiliz. Her
duruşmada Balbay dahil tamamı olay çıkardı’ diyor. Tabi insanların
içeride kalması bizi sevindirmez. Halbuki biz hep, ‘Şartlar var
ise, tutukluluk bir tedbirdir, mecbur kalınmadığı sürece yurt dışı
yasağı gibi tedbirler de konularak dışarıdan yargılanmalı’ dedik.
Tutuksuz yargılansın diye çıkarılanlar için sanki beraat etmişler
gibi davullar zurnalar çalınıyor. Şuan Balbay ile ilgili doğru ya
da yanlış 35 yıllık bir mahkumiyet kararı var. Kesinleşmemiş de
olsa bir mahkeme kararı var ortada. Konuşmalarına bakıyoruz,
demokrasi nasihati veriyor. Kurulan örgüt, demokrasiyi, özellikle
yemin ettikleri Meclis’i yok edecek bir yapı. Ben bunu daha önce
Fenerbahçe Başkanı’nda da gördüm. Yani sen bir insana ceza
veriyorsun. Çıktığı zaman davullar, zurnalar ile karşılanıyor.
Sonra bana Twitter’dan mesajlar geliyor. ‘Niye içeri attınız’,
‘Bunun hesabını nasıl vereceksiniz’ falan. Sanki içeri biz attık.
Birinin dışarıdan yargılanması suçsuz olduğu anlamına gelmiyor”
dedi.
“AİHM DİNİ İÇERİKLİ DAVALARI HAKSIZ, TERÖR İÇERİKLİ DAVALARI HAKLI
BULDU”
Gazetecilerin yargılanmasının gerekli durumlarda normal olduğunu
ifade eden Kuzu, İngiltere’de yargılanan gazetecileri örnek verdi.
Avrupa Birliği ve İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) bazı
kararlarında çifte standart uyguladığını kaydeden Kuzu, “Bizde
gazeteciler yargılanıyor, orada yok diyorlar. Daha geçen hafta
İngiltere’de 100’e yakın gazeteci mahkeme huzuruna çıktı. Tablo bu.
Bunlar iyi örnekler değil tabi ama Avrupa Birliği bunları görmüyor.
Bizde tutukluluk ve gözaltı süreleri teröristler için uzun bulunur.
Biz bunları oldukça kısalttık. İnsan Hakları Mahkemesi en çok 4 gün
olsun dedi. İngiltere’de gözaltı süresi 28 gün. Dolayısıyla İnsan
Hakları Mahkemesi farklı uygulamalarda bulunuyor. Bizde başörtüsü
konusunda, siyasi parti kapatmalarda, atılan subaylarda dini yönü
olanların hepsini haksız buldu ama ülkeyi bölme noktasında giden
PKK davalarının hepsinde haklı buldu. Kapatılan bütün Kürt
davaları, bölgecilik yapan partiler, BDP’ye gelene kadar kapatılan
bütün partilerde Türkiye’yi haksız buldu ama Refah, Fazilet
kapamalarında haklı buldu. Başörtüsü konusunda da aynı şekilde
yaptı. Dini konularda Avrupa, Türkiye’de bir dindarlık olur diye
çekiniyor. Bizi almama sebepleri de bu” diye konuştu.
“AVRUPA BİRLİĞİ’NDEKİ STANDART TÜRKİYE İÇİN FARKLI UYGULANIYOR”
Avrupa Birliği’nin Türkiye’yi bünyesine kabul edeceğine
inanmadığını belirten Kuzu, şunları ifade etti:
“80 milyona yakın nüfusla Türkiye, Almanya’dan sonra ikinci sırada.
Daha sonra birinci de olabiliriz. Nüfusa göre oradaki fondan alınan
para değişiyor. Parlamentodaki temsil gücün ona göre artıyor,
temsil gücün artıyor. Dolayısıyla Avrupa Birliği’ndeki standart
Türkiye için farklı uygulanıyor. Malta dahil 1 günde 10 tane ülke
aldılar. Toplamları Türkiye kadar yok. Gelir düzeyleri iyi
seviyelerde değil. Mesela İspanya ve Portekiz birliğe girdiği zaman
Türkiye’nin çok çok gerisindeydiler. Yunanistan’ı fonlarla
beslediler, şimdi fon gelmeyince Yunanistan’ın halini görüyorsunuz.
Zamanında Yunanistan’da kişi başına 20 bin dolar düşüyordu. Şimdi
kişi başına 4 bin dolar düşüyor. Derslerde Avrupa Birliği bir gün
sıkıntıya girer, ciddi sorunlar yaşanırsa belki biz birliğe girmek
istemeyebiliriz dediğim zaman, gençler arka tarafa dönüp
gülüyorlardı. Şimdi ‘Hocam sen nasıl bilmişsin bunları’ diyorlar.
Mesela yer altı kaynakları bitmiş, nüfus gittikçe azalıyor. Bundan
100 sene önce dünya nüfusunun yüzde 20’si Avrupa’da yaşıyordu.
Şimdi bakıyorsunuz yüzde 12 buçuk. Bu bir tükeniştir. Ama
Türkiye’yi alırlarsa Avrupa bakımından daha iyi olur. Avrupa
Birliği’ne girer miyiz bilemem ama bana almazlar gibi geliyor. Biz
Avrupa Birliği’ne girelim diye uğraşıyoruz. Ama almazlarsa da ‘Aman
niye almadılar’ demeyiz.”
(İHA)