- Etrafımız bikini, mayo dolu. Yaz geliyor. Diyet krizi yaşanıyor ve sen de asla bir şey yemiyorsun... Belli bir yaştan sonra yediğin her şey yarıyor. Bunları bilerek yiyemem. Ben o dondurmayı, kebapları alıp kalçama yapıştırayım daha iyi. Yediğim her şey sanki öğütülmüyor, buralara doğru inmeye başlıyor. (Bacaklarını gösteriyor.) - Kaç senedir ekmek yemiyorsun? Beyaz ekmek var ya, hani fırından çıkar sıcak sıcak. Ben onu 15 senedir yemiyorum. Geçen pazar yarım simit-peynir filan yedim, sonra suçluluktan gittim Belgrad Ormanı’nda koştum. Dondurmayıysa ayın sadece sinirlerimin bozuk olduğu bir gününde yiyorum. - Kaçamağın ne senin? Triliçe. Ayda 1 kez 2 kişilik yerim. Ama triliçe yüzünden haftanın 5 günü spor yapıyorum. Su içsem yarıyor kardeşim! Dikkat etmemiz lazım, sen biliyorsun. - Kaç kilosun? 52 kiloyum. - Yağ oranını biliyor musun? Yüzde 12. Ama benim ölçüm kıyafet. 1997 senesinde aldığım bir takımım var hâlâ onu giyebiliyorum. Benim kilo kıstasım, tartım o kıyafet. - Buzdolabın bomboş değil mi? Buradan söylüyorum; evde kocanız, sevgiliniz yemek beklemiyorsa mutfak alışverişi yapmayın. Onun yerine güzel ayakkabılar, bluzlar, kıyafetler alın kendinize. Atıştırmalık alışveriş asla yapmayın. - Yaz demek evlilik sezonu da demek. Millet olarak sen evlenince rahatlayacağız sanırım... Bence artık benimle eğleniyorlar. Benim evlenip boşandığımı insanlar unutuyor bence. Ben evde kalmadım, kimse benim için üzülmesin. Erkek arkadaşlarım bana evlenme teklif ediyor. O noktaya geliyoruz şükürler olsun ama evlilik zor. Daha önce yaşadığım şeylerden ötürü evlilik beni korkutuyor. Benim ayaklarımı yerden kesmesi, alıp götürmesi gerekiyor. - Evlilikle ilgili kafana takılan, seni korkutan şeyler ne mesela? Mesela seninle Paris’e tatile gitmek istiyorum. Evliysen bu kadar rahat hareket edemiyorsun. İlla sorman gerekiyor. - Herkes seni evlilik meraklısı gibi görüyor... Ben evlilik meraklısı değilim, onlar evlilik meraklısı. - Peki neden herkes seni evlenmek isteyen kişi olarak görüyor? Maalesef haberler öyle yapılıyor. Kadınları çok düşürüyorlar. Bazı arkadaşlarımız var; erkek evlenme teklif ediyor, kız istemiyor, ayrılıyor ama tam tersi olmuş gibi haber yapılıyor. Şunu unutuyorlar; biz evlenmek istesek bir erkeği nikâh masasına nasıl götüreceğimizi çok iyi biliyoruz. Evlenmek isteyen kadın her erkeği nikâh masasına oturtur. Kimsenin şüphesi olmasın. Sürekli “Erkek istemiyor, erkek evliliği tercih etmedi” gibi haberler yapılıyor. İşin aslı böyle değil. - Yaz planın nedir? Benim rotam Alaçatı biliyorsun. Rahatsız edilmeyeceğim ve insanları rahatsız etmeyeceğim şekilde Alaçatı’ya gideceğim.A laçatı’nın dar sokaklarında basın mensupları bizi çekerlerken bazı insanlar rahatsız olabiliyor. Sorun yaşatıyoruz ister istemez. Bazen kaçamak gelinmiş oluyor, biliyorsun. Kameraman arkadaşlar ister istemez çarpabiliyor. Kimseyi rahatsız etmek istemiyorum. Daha boş olduğu zaman da gitmek istemiyorum. Onun dışında Tuna Enişten (Aksu) başka şehirlerde tatil organizasyonu yapmış. Erken rezervasyon yapıp bana “Şu tarihte şuralardayız, haberin olsun” diye mesaj attı. - Aşk nasıl gidiyor? Harika gidiyor. - Aşk şehrindeyiz. Romeo ve Juliet’in evine gittin mi? Evet gittim. Sevgilime uzun bir mektup yazıp yollayacağım buradan. - Dilek diledin mi? Benim dileklerim oluyor zaten, orada dilememe gerek yok.