Tasavvuf eğitimi almak için gittiği Urfa’da evlenip bir çocuk sahibi olan kadın ralli sporcularından Burcu Çetinkaya, geçtiğimiz hafta İstanbul Rallisi'nde yarıştı. Türkiye'de beş kez kadın pilotlar birinciliği dahil, karışık klasmanda da birçok derece kazanarak ülkemizi uluslararası arenada temsil eden Çetinkaya, son yıllarda sporcu kimliğinden çok değiştirdiği yaşam tarzıyla konuşuldu. Robert Koleji'nde okuyan, Koç Üniversitesi'nde Ekonomi Bölümü'nü bitiren Çetinkaya, ralli kariyerine devam ederken yaklaşık altı yıl önce başını örtüp Şanlıurfa'ya gidince ralliyi bıraktı sanıldı. Tesettüre girdikten sonra Harran Üniversitesi'nde yüksek lisans yapmak üzere Şanlıurfa'ya taşınan, Şanlıurfa'da bir sene yaşadıktan sonra orada eşi Fatih Mehmet Bucak'la tanışıp evlenen, 14 aylık bir çocuk annesi sporcu Çetinkaya, bir alışveriş sitesinin reklam yüzü olmak için İstanbul'a geldi. Ünlü rallici, Sabah gazetesinden İlker Gezici'ye de samimi açıklamalarda bulundu. İşte o açıklamaların satır başları: - Önce yarıştan başlayalım. Nasıl bir yarış oldu? - Bu yarışta yuvaya geri döndük. Dört sezon boyunca yarışıp uluslararası birçok başarıya imza attığımız Ford Ralli Sport Türkiye takımında yarıştık. Birincilik hedefimiz vardı, bu yarışta maalesef üçüncü olduk. Ama sonuçta iki kupa kaldırdık. - Başörtüsüyle yarışmanın herhangi bir zorluğu var mı? - Hayır, hiç zorlayıcı olmuyor; aksine tesettürle yapacağınız en rahat sporlardan biri. Çünkü zaten tesettürlü olmasanız bile rallide adeta tesettüre girmek zorundasınız. Tulumun içinde bile içlik var düşünün. Bu sporda rahatlıktan çok güvenlik önemli. - Başarılarınızın altında bu teslimiyet mi yatıyor? - Çok mutsuzdum ve şu soruyu soruyordum kendime, 'Her şeyim var ama ben niye mutsuzum? Ailem var, aç değilim açıkta değilim, sevdiğim sporu yapıyorum. Mutsuz olmaya hakkım yok benim' diyordum. Sabah gülümseyerek kalkmıyordum, sürekli ağlak vaziyetteydim. Bunun böyle olmaması lazımdı. Bunu sorgulamaya başladığımda bir şeyler değişmeye başladı hayatımda, çareyi teslim olmakta buldum. - Eski fotoğraflarınızı gördüğünüzde ne düşünüyorsunuz? Kaldırmayı düşündünüz mü hiç? - Hayır, kaldırmam, milyonlarca yerde fotoğrafım var. Onlar da benim sınavımdı. - Bu değişiminizi samimi bulmayanlar da oldu, bazı kırıcı yorumlar yapıldı... - Başımı örtmeden önce üç kez Umre'ye gittim. 10 sene önce alkolü, sigarayı bıraktım. Yedi senedir namaz kılmaya başladım. Yani tesettüre bir anda girmedim. Urfa'ya değil Bodrum'a gitsem kimse yadırgamazdı. - Eşinizle nasıl tanıştınız? - Bununla ilgili de yanlış haberler çıktı. Seçim röportajı yaparken tanıştı dediler. Benim orada çok sevdiğim Urfalı gazeteci arkadaşım Nedim Atilla, sürekli Fatih'i anlatıyordu. "Bir gün bizi tanıştır" dedim. O şekilde tanıştık. - Sizi ne motive ediyor? - Bir haksızlıkla ya da önyargıyla karşılaştığımda daha iyisini yapmak için motive oluyorum. - Kaç kupanız var? - Saymadım, çok var. Bir kısmı babamın memleketimiz Nallıhan'da yaptığı müzede duruyor. Urfa'da özel bir ralli sonrası kupa aldığımız sırada Cumhurbaşkanımız, Hanımefendi'yle birlikte gelmişlerdi. Bir kupamı Sayın Cumhurbaşkanımız'a hediye ettim. - Babanız müze mi yaptı? - Babam, rahmetli babaannemin oturduğu evi müze yaptı. Eski eşyaları var müzede. Tamamen aile müzesi. Babam memleketine bağlı olduğu için o evi atmadı, satmadı müzeye dönüştürdü.