Cumhurbaşkanı’nın
“sahtecilikten” yargılanabilmesi için hakkındaki takipsizlik kararı
kaldırılmış…
Yani “evrakta sahtecilik”
suçu işlediği mahkemece iddia edilen biri devletin en geniş
koltuğunda önemli kararlar vermekte…
İster misiniz evrakta
sahtecilik suçu işlediği iddia edilen birine “Benim Cumhurbaşkanım”
demek…
Bekir Coşkun
çok haklı…
Ülkeye dışarıdan bakanlar
için ne içinden çıkılmaz bir durum söz konusudur değil
mi?
Gerçi içinden bakınca da
öyle…
Laikliğin karşısında
odak olduğu Anayasa Mahkemesi’nce karara
bağlanmış, bu yüzden ceza almış bir iktidar tarafından
yönetiliyoruz, iktidardakilerden bazıları yolsuzluğa bulaşmış
durumda, “Deniz Feneri Davası” onların etrafında dönüyor, dönüyor
dönmesine de henüz bir şeyi aydınlatamadı…
Laik Cumhuriyet
tanımlamasını sözlükten kaldırmak için uğraşanlar
da var, koltuk için “vatanını satan” da…
Burası gerçekten gençlere
emanet edilmiş Türkiye Cumhuriyeti mi?
Düşünmek lazım, okumak,
öğrenmek, sorgulamak…
En az yukarıda
sıraladıklarım kadar düşündürücü 19 Mayıs günü bunları
yazmak!
nsrnylmz@gmail.com