Kocaeli’nin Karadeniz’e açılan kapısı antik çağlardan kalma Bitinya’nın bir limanı olan Kerpe koyu Roma, Bizans ve Ceneviz gemilerinin uğrak yeri haline gelmekle birlikte, Osmanlı Dönemi’nde ise İstanbul’un odun, kömür ve tomruk ihtiyaçlarını karşıladı. Son yıllarda ise, sular altında kalan Kerpe limanı dalış severlerin uğrak yeri olmaya başladı.Türkiye’nin çeşitli yerlerinden gelen dalışçılar, burada sular altına girerek, hem tarihe şahitlik ediyor, hem de deniz canlılarının büyüleyici güzelliğini görüyor.Romalıların kullandığı bir liman: Yaklaşık 8 yıldan bu yana dalış hizmeti verdiklerini dile getiren Kerpe Deniz Yıldızları dalış okulu eğitmenlerinden Sedat Türkmen, "Birçok ilden gelen dalıcı ve dalış okullarına lojistik destek veriyoruz. Aynı zamanda kendimizde dalış eğitimi vermekteyiz. Kerpe tarihte ceneviz ve Romalıların kullandığı tarihi bir liman ve yerleşkedir." dedi. Dalış 40 dakikadan aşağı sürmüyor: Türkmen "O yüzden biz burada sıfırdan başlayan ve on iki metrelere giden liman mendireği etrafında dalışlar yapıyoruz. Dalış derinliği burada çık fazla değildir. O yüzden dalış süresi çok uzun sürüyor. En az bir dalış 40 dakikadan aşağı sürmüyor. Bu da dalıcılar için çok güzel bir durum" diye konuştu. Deniz çayırları var: Kerpe’de dalış yapan vatandaşların Kaş sahilleri ile eşit derecede güzellikleri denizin dibinde gördüklerini belirten Türkmen, "Kaş ile eşit derecede su sıcaklığına sahibiz ve aynı netlikte denizi görebiliyoruz. Su altında en başta korumamız gereken deniz çayırlarımız var. Burası hiçbir yerde göremeyeceğiniz balıklara ev sahipliği yapmaktadır." şeklinde konuştu.Kavuk mağaraları var: Konuşmasının devamında "Ayrıca deniz çayırları soluduğumuz havadaki yüzde 60-70’ini oluşturan bitkileridir. Burada canlı olarak mavi yengeç, ilginç deniz anıları ve sardalya sürülerinin içinde yüzüyorsunuz. Türlü deniz hayvanlarını görebiliyorsunuz. Ayrıca doğal oluşum ile olan yaklaşık 13 metre derinliğinde kavuk mağaralarımız vardır" dedi.Türkmen, vatandaşların dalış yaptıkları zaman suyun altında sadece deniz canlılarını görmeyeceklerini, aynı zamanda tarihe de tanıklık edebileceklerini vurguladı.Türkmen, kıyıya doğru olan bölgelerde tarihten kalan gemilerin omurgaları olduğunu ve çok fazla amfora kırıklarının bulunduğunu kaydetti.