Bunları söyledi ve gözaltına alındı
Abone olCem Uzan, gözaltına alınmadan önce, Flash TV'de çarpıcı açıklamalar yapmıştı. Uzan, yakında 1 milyar dolarım olacak demiş, TMSF'yi topa tutmuştu. Uzan'ın açıklamaları:
Genç Parti Genel Başkanı Cem Uzan, önceki akşam Flash TV’de
yayınlanan “Ceviz Kabuğu” programına katıldı. Uzan kendisine
sorulan soruları şöyle yanıtladı:
Soru: Kim size siyasi linç yapıyor neden yapıyor? Hangi davayı
kaybettiniz?
Cem Uzan: Şu an davalarım sürüyor. Dünyada evrensel hukuk kuralları
var. Evrensel hukuk kuralları binlerce senelerde dünyada uygulanır.
Mesela, geçmişe şamil geçmişe yönelik kanun çıkarılamaz. İki, suçun
şahsiliği vardır.
Ben vatandaşlarına şu örneği veriyorum. Fenerbahçe Kulübü Başkanı
Aziz Yıldırım’ın babası annesini öldürdü. Babası yargılandı ama
babası yargılanmadı.
Yeni yasalarla suçun şahsiliği ortadan kaldırıldı. Kan bağından
dolayı insanlar suçlanamaz. Bunu CHP’den Anayasa Mahkemesi’ne
götürmesini beklerdim. Şimdi CHP ‘Siyasi rakip dayak yiyecek’ diye
ve medyadan korktuğu için bunu Anayasa Mahkemesi’ne götürmedi.
Dünyada insanın insan olmaktan gelen bir hakkı vardır.
Bugüne kadar kan bağından suçlama dünyada sadece Hitler
Almanyası’nda vardır. Anayasa Mahkemesi’ne başvuran mahkeme heyeti
Adalet Bakanlığı’nın baskısına uğradı.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne de süreç intikal etti. Şimdi onun
sonucu bekliyorum.
Soru: Siz hangi davayı kazandınız da hükümet bunun uygulanmasını
engelledi?
Cem Uzan: 5020 sayılı kanun kan bağına bağlı olanlar hakkında
tedbir talebinde bulunulabilir diyor. Mahkeme tedbir aldı. Bir sene
içinde bu kişilerle ilgili suç duyurusunda bulunulması gerekiyor.
Neden tedbir kararı alındığıyla ilgili. Şişli Savcılığı 400 kişi
hakkında tedbiri kaldırdı. Bundan sonrasında TMSF bir üst yargı
merci olan 1. Ağır Ceza’ya başvurdu. 1. Ağır Ceza Mahkemesi de bu
tedbirleri onayladı. Ancak bu insanların tedbirleri
kaldırılmadı.
Cem Şaşmaz, bundan Mart ayında bir kalp krizi geçiriyor. Benim
anjiyomdan önce. Kalbi 7-8 dakika duruyor. Komşusu eczacı olduğu
için yardım ediyor. Şu an yarı felçli durumda. Karısı tedavi
masrafları için Bodrum’daki yazlığını satacak. Buradan gelecek para
ile tedavi masraflarını karşılayacak.
Tedbir için mahkemeye başvurdular. 8. Ağır Ceza Mahkemesi ‘Ben
uygun görmüyorum’ dedi.
Suç tarihinden sonra suç hangi kapsama giriyorsa ilgili mahkeme,
daha sonra kurulan bir mahkemede yargılanamazsınız. Hukukta
İstanbul’da hangi mahkemeye düşüyorsan o mahkemede yargılanırsın.
İmar Bankası konusunda 8. Ağır Ceza Mahkemesi kuruldu.
İhtisas Mahkemesi geri doğru suça bakamaz. İhtisas Mahkemesi, kendi
kuruluşundan önce işlenen suçu yargılayamaz.
Yargıtay’a itirazınızı yapacaksınız. Politikacılar çok yakın bir
şekilde davaları takip ediyor ve davaların gidişini engelliyor. O
kişinin ismini verirsem suç olur.
TMSF’nin Avukatına şunu söyledim “Hitler Almanyası’da Yahudiler de
belli bir kanuna göre toplama kamplarına götürülüyordu”
İmar Bankası’na 2003 yılında el kondu. Benim küçük kızım bankaya el
konmasından 2 ay sonra doğdu. Benim çocuğum annesinin karnındayken
bankanın parasını zimmetine geçirmekten suçlandı. Kızıma ödeme emri
gönderildi. Yurtdışına çıkma yasağı kondu.
Bu yasaların hukuka aykırılığını Deniz Baykal’a anlattım. Baykal
‘Hukukçularımıza inceleteceğiz’ dedi. Ana muhalefet partisinin
yasaları Anayasa Mahkemesi’ne götürmesi için gereken süre
geçti.
Bazı şeyleri açık koymak gerek. Türkiye’de özellikle belli bir
medya grubunun tazyiki ile oluşturulan hortumla kavramının babam ve
kardeşim için gerçek olmadığını söylüyorum.
7.5 milyar zarar deniyor. Maliye müfettişlerinin hazırladığı bir
rapor var. Bankacılıkta esas olan bir şey vardır. Dünyanın en
yüksek teknolojisi bile olsa hesap açarken bir hesap açma kağıdı ve
imza vardır.
Amcama isnat edilen suçla, banka yöneticilerini isnat edilen suçlar
ayrıdır. Mahkeme iki şube seçti. İki tane örneğe baktı zarar
kaydetti. Türkiye’de belli kurumlar var. Merkezi İstanbul’da.
Maliye Türkiye’nin her tarafından var. 171 şubeyi fiziki
denetleyebilecek güce sahip. Maliye kendi başına bir vergi
incelemesi yapıyor. Maliye bu incelemede 5 katrilyon gibi bir
rakamı mudiye faiz olarak ödemişsin bunun vergisini ver diyor. 7,5
katrilyonun yaklaşık 5 katrilyona yakın bir kısmının vatandaşa
ödendiğini söylüyor. Tüm bankalar böyle faizler vermedi mi? Tüm
bankalarda böyle zararlar oluşmadı mı? Devlet bankaları zarar
etmedi mi? Kamu yönetici bankaları hortumcu mu oldu?
”TÜM BANKALAR ZARARLARINI GİZLİYOR”
Tüm bankalar zararlarını gizliyor. İmar Bankası’nda zarar oluştu. 5
katrilyon burada. Maliye’nin hazırladığı 5000 sayfa.
Bu bilgilerden 3 katrilyon kur farkı zararı vardır. Anayasa
kitapçığı fırlatıldığında bu zarar oluştu. Bu da zimmet gibi
gösteriliyor.
Benim İmar Bankası ile ilgili en ufak bir şeyim yok.
Soru: Bu hukuki tartışma olabilir. Benim ki felsefe bir soru
olacak. Evrensel hukuk kurallarına göre benim suçum yok diyorsunuz.
Şimdi herkesle siz muhatap oluyorsunuz?
TMSF’ye gidiyorum. TMSF’ye ilk günden beri gidiyorum. Yazılı olarak
9 teklif verdim. Ben TMSF’ye gittiğimde şunu söyledim: “Ben 5020
sayılı yasanın getirdiği ve benim babamın oğlu olmamdan kaynaklanan
gerekçeden karşınızdayım. Bu yasayı kaldırırsanız çayınızı bile
içmeye uğramam”
CEM UZAN: TMSF İLE ANLAŞMA OLURSA BEN İMZALARIM
Bir kanun var. Bu kanun şu an yürürlükte. Bu yasanın Anayasa’ya
aykırılığını tartışma platformu ayrıdır. Bu kanun beni sorumlu
kılıyor mu ? Kılıyor. Ben de kanuna uyuyorum. Siz beni babamın oğlu
olduğum için sorumlu tutuyorsunuz. O yüzden karşınızdayım. Anlaşma
olursa ben imza atacağım.
CEM UZAN EKRANLARDAN BABASINA: SENİ ÇOK ÖZLEDİM
1999 senesinde babamla mahkemelik oldum.
Bunun nedeni bir iş anlaşmazlığıydı. Ben haklarımı sonuna kadar
korurum. Babam bile olsa. Babamdır canım kadar sevdiğim bir
insandır. Çok da özledim. Ama benim kendi hakkım kendi hakkımdır.
Benim kendi alın terim benim alın terimdir.
Ben doğduğumda benim babam Aksaray’da yaptığı inşaata yürüyerek
gidip gelen bir insandır. Bana da hayatı çalışarak kazanmayı
öğretmiştir.
Ben Libya çöllerinde 7 yıl çalıştım. Orada kazandığım para ile
Star’ı kurdum. 1983-1988-1989.
Soru:Babanız bulunduğu yerlerden Türkiye’de yaşananları izliyor
mudur? İnternetten takip ediyor mudur?
Babam computer kullanmayı bilmez. Babam faks kullanır. Kardeşim
bilir.
Soru: Babanız şu an internete girip Türkiye izliyorlar mıdır?
Bilmiyorum. Bilmiyorum. Bilmiyorum. Bilsem de söyleyecek değilim.
Bu benim kanuni hakkım. Susma hakkım var.
Soru: Babanızı özlediğinizi söylüyorsunuz. Şu an ona dön der
misiniz?
Sippelhafftung’u dünya üzerinde ikinci uygulayan bir iktidarın
olduğu ülkeye ben olsam dönmezdim.(Kameralara dönen Cem Uzan) Baba
seni çok özledim
”YAKINDA BABAMDAN DAHA ZENGİN OLACAĞIM”
Soru: Keşke o çöllerde kalsaydım diyor musunuz?
O dönem orada yaşadım. Orada iyi para kazandım.
Soru: Ruhen bir çöllük hissediyor musunuz? Kalp rahatsızlıkları,
ağladınız? İnsani bir soru sordum
İnsan acı duyduğunda ağlar. Çok acı duymadım. İsyan duydum.
Ağlamadım gözlerim doldu. Suudi Arabistan’ın çöllerinden yola
çıkarak Türkiye’nin en büyük şirketlerini kurdum. Çok yakında daha
zengin olacağım. Kazanacağım tazminatlardan zengin olacağım. Ben
babamdan daha zengin olacağım.
ÇEAŞ ve KEPEZ çalışıp para üretiyor. Bu para şu an devletin
kasasında. Devlet bunu iade ederken kazandığı para ile iade etmeli.
ÇEAŞ ve KEPEZ’in 1 milyar doları devletin kasasında. Bu parayı
hisselerine dağıtmalı.
CEM UZAN: STAR GAZETESİ’NİN MANŞETİNE HİÇ KARIŞMADIM
Ben çalıştığım müesseselerde gazetecilere müdahale etmedim. Ancak
Doğan Grubu’nda bu böyle değildir.
Daha çok şey yaşanacak. O kadar kolay değil böyle şeyler. Şu an
Meclis toplanabilir sizi tarif eder ve sizin gazetecilik yapmanızı
engelleyebilirim.
Ben hiçbir zaman gazeteme manşet attırmadım. Gazeteme hiç
karışmadım. Ben hiçbir zaman ne yazmaları gerektiğini söyledim.
Onlar üzerilerine düşeni yapmalıydı.
40 gün küfrettiler, hakaret ettiler.
”AYDIN DOĞAN, HABER YAPMAMAK İÇİN BENDEN PARA İSTEDİ”
Soru: Siz gazetenize “Siz ne biçim gazetecisiniz, bunlara nasıl
müsaade ediyorsunuz?” dediniz mi?
40 gün saldırdılar. O zaman müdahale ettim. ‘Karşılık vermeyin’
dedim. Aydın Doğan’la Bodrum’daki evinde buluştum. Ne istiyorsun
dedim. Şirketime yüzde 25’le ortak ol dedi. Hatırlamıyorum 25
milyon mu, 50 milyon dolar istedi.
Orada kimse yoktu. Bu konuşmanın bant kaydı var. Bu kaset Şişli
Başsavcılığı’nda. Aydın Doğan’a bunu dinlettiler.
TSK’nın iş hayatına müdahalesi olmaz. Onların konudaki hareket
ettikleri yönündeki sözler yanlıştır.
”BABAMIN NEREDE OLDUĞUNU BİLMİYORUM. BİLSEM DE SÖYLEMEM”
Soru: Babanızı özlediğiniz söylemiştiniz.,
Babama Türkiye’ye dön diyebilecek durumda değilim. Babamın, onu bu
duruma düşürenlerin eline düşmesini istemedim.
”BABAMA YAPILANLAR TOPRAK GRUBUNA, KARAMEHMET’E NEDEN
YAPILMIYOR?”
Babam şundan şundan yargılanıyor. Aynısı neden Toprak Grubu’na
yapılmıyor? Neden Karamehmet’e yapılmıyor? Hangi bankaya o grubun
en kârlı şirketi yok edildi de o banka battı. ÇEAŞ ve Kepez 2002
yılı sonrasında vergi sonrası kârını 300 milyon dolara açıkladı.
Kemal Bey şahsi olarak vergi rekortmeniydi. Bir gecede yok
ediliyordu.
Osmaniye’ye yolunuz düşerse Berke Barajı’ı bir görün. Bir insan
olarak görün. Orada 7 sene gece gündüz o eseri ülkesine kazandırmış
bir insan. Bir lira hazine garantisi var mı? Hazine teşfiği var mı?
Bir gece kalkıyorsun ki barajlar yok.
3 Kasım seçimlerinden sonra beklediğimin altında bir oy almıştım.
Devam etmeli miydim, etmemeli miydim? O zaman Pamukova’daki şirketi
gittim.
O zaman şunu söyledim: 2,5 milyon insan Doğan Grubunun tüm
haberlerine karşın sana oy verdi.
Siyasi linçe bir örnek vermek istiyorum. Siyasi partiler Hazine
yardımı alır. Ancak Hazine yardımı engellendi. Anayasa Mahkemesi
uygulamayı durdurdu parayı geç aldık.
Motorola davaları bitti. Türkiye’de bir alacak davasında örneğinden
birinden alacağınız olduğu zaman alacağı tahsil etmek için teminat
vermeniz gerek. Karşınızda çok güçlü bir şirket var. Maçı
deplasmanda oynuyorsunuz.
”TMSF BAŞKANI ZIRHLI MERCEDES’İ MEDYA BASKISIYLA ALDIK DEDİ”
Benim can güvenliğim tehlikeye atıyorlar. Zırhlı bir Mercedes’im
vardı onu şimdi TMSF başkanı kullanıyor. Onun hikayesini
anlatayım.
Şirkete el koydukları zaman araçları götüreceklerini söylediler. O
zaman arkadaşlarımız zırhlı Mercedes alıp götürerek can güvenliğini
azaltıyorsunuz dediler.
O zaman telefon konuşmaları yaptılar. Kimle yaptılar bilmiyorum.
Ben zırhlı Mercedes’i kullanmaya devam ettim. Ta ki Ağustos ayına
kadar. Bir düğüne gitmiştim. Ertesi gün gazete manşetlerinde
‘Saltanat devam ediyor’
Daha sonra Mali Şube geldi. İnsanın eli ayağı çözülüyor. O araç
özel bir araç. Sonradan zırhlanmadı. O aracı benim şöforüm
götürdü.
Birkaç gün sonra TMSF Başkanı Ahmet Ertürk ‘Mercedes’i kamuoyu
baskısı ile geri almak zorunda kaldık’ dedi. Ona ‘Sizin de
avukatlarınız var bizim de avukatlarımız var. Açardınız telefonu
biz sana arabayı getirirdik’ dedim.
"FİYATINI 1 MİLYON EURO OLDUĞUNU SÖYLEYİNCE TMSF BAŞKANI, ZIRHLI MERCEDESİMİ KULLANMAYA BAŞLADI"
“Tahsilata yapmaya çalışıyorsunuz ancak bu aracı 260 milyara
satışa çıkarıyorsunuz. Bu araç 1 milyon euro“ dedim. O da “1 milyon
euro’luk” araç olur mu?” dedi. Ben “Açın Mercedes’e” sorun dedim.
Onun üzerine satıştan çektiler ve Ahmet Bey kendisi kullanmaya
çalışıyor.
”DUVARLARI DELMEDİM. ÇİFTLİKTEN SADECE ELBİSELERİMİ ALDIM”
Soru: Bakacak Köyü’ne baskın için mi gittiniz?
Burada Cem Uzan ve Hakan Uzan’a ait yazıyor. Zilliyetli. Tapusu
yoktur. Kullanımı bize ait. 7-8 senedir bizim kullanımımızda.
Meşhur ve maruf olan ispata gerekmez. Napolyon yaşadı mı, yaşamadı
mının? tartışması olmaz. Pamukova’daki su tesisatından, Endüstri
Meslek okuluna, yollarından Pamukova tren kazasında hükümetin
açıklama yaptığı kültür merkezini benim kardeşim yaptırdı.
Pamukova’ya gittiğinizde sorsanız “Bu kimin çiftliği?” diye herkes
Uzan’ın çiftliği der.
Size haciz geldiği zaman elbisenizi, ayakkabınızı, gözlüğünüzü
alamaz. Meslek sahibi iseniz terzi iseniz dikiş makineninizi
alamaz.
Bir konuta girmenizi engelleyemez. Star TV’ye girmemi
engelleyebilirler ama hukuken benim oraya girmem gerekir.
Sahibi giremez diye bir şey yok. Her tarafını üstünü altını
aradılar. Ben de bayramımı orada geçirmek istiyordum. Sorun
çıkabileceğini biliyordum. Sorun çıkmayacağını bilsem eşim ve
çocuklarımla giderdim. El konsa da orası benim mülkümdür. Benim
üstümde ruhsatlı bir tabancam vardı. Sadece oraya giderken silah
taşıdım. Normalde silah kullanmam.
Soru: Ancak silahla gitmeniz baskına gider gibi. Benim de ruhsatlı
silahım var. Neden silah alma ihtiyacı duydunuz? Çatışmaya mı
gidiyorsunuz?
Pamukova’ya normal şartlarda da gittiğimde kırsal alanda yanımda
bir silah bulundururum. Kötü bir atıcıyım. Ne olur ne olmaz diye
götürürüm. Benim 3 tane toplam silahım vardı. Onları aldılar.
Devletin amacı tahsilat yapmak değil. Amaç üzüm yemek mi, bağcıyı
mı dövmek?
”ÇİFTLİĞE KAPININ DÜĞMESİNE BASIP GİRDİK”
Orada kapıya geldiğimizde şoför uzaktan kumandanın düğmesine
bastığında kapı açıldı. Biz de içeri girdik.
“Bu adamı çıkar bir kılıf bul” dendi. “Kendine ait olan bir hakkı
kendi başınıza almanız”. Yani sizin bana 500 lira borcunuz var.
Bunu ben sizden alıyorum. Ancak darp kullanmadan. Bana avukatlar
böyle anlattı.
Beni oradaki korumalar konuk etti. Arkadaşlar beni karşıladı.
Yanımda 2 avukatım vardı. Aynı zamanda arkadaşımdı. Ben bir yerde
duvar yıkmadım. O duvarı yıkan ve yıktığı iddia edilen TMSF
yetkilisi hakkında suç duyurusunda bulundum. O duvar ben yıkmadım.
Yer altı yer üstü 3 gün boyunca aranması diye bir karar var. 3 gün
boyunca kazmadıkları yer kalmadı. Ertesi sabah uyandırıldık.
Jandarma çiftliği çevirdi. Girişi kapadı. Bir arama kararı ile
çiftliği terk etmeniz isteniyor, ifade vermeniz isteniyor
denildi.
Aşağı indim. Jandarma’ya ‘kapıda değil yukarıda’ bekleyin
dedim.
Kendi şahsi kıyafetlerimi bırakmak istemedim. Türkiye’de neler
olacağı belli olmaz. Onları aşağı indirdim. Geri çiftliğe döneceğim
belli değil.
Savcı kendinize, eşinize, çocuklarınıza ait eşyaları alabilirsiniz
dedi. ben bunları alırken jandarma oradaydı.
”ÇİFTLİK VE STAR’DAKİ KAMERALAR KARDEŞİMİN BİLGİSAYARINA BAĞLI”
Soru: Kameralarla ilgili ne diyeceksiniz?
Dünyanın her yerinde bu tür yatlarda kameralar olacaktır. Vatan
Gazetesi benim itibar ettiğim bir gazete değildir.
Çiftlikteki yatak odasında seyis mi yattı ben nereden bileyim.
Gizli kameraların tahsilatla ne alakası var. Benim özel
fotoğraflarımın tahsilatla ne alakası var. Bu fotoğraflar kimin
tarafından verildi. Bir kamu görevlisi olabilirsiniz. Yaptığınız
işle ilgili suç duyurusunda bulunduğunuz zaman amirinizden yazılı
izin almanız gerek. Sizin kamu görelisi olmanız yasayı çiğnemeniz
hakkını vermez.
Bu insanları karlamaya yönelik olaraktan yapılan bir şey. Ben özel
hayatında çok sınırlı insanlar görüşen bir insanım. Benim özel
hayatımda görüştüğüm evimde gelip kalanlar 20-25 senelik
insanlardır. Ben evimde bakan ağırlayan falan filan ağırlayan
birisi değilimdir. Benim özel hayatım kapalıdır. Hepsi 20-25
senelik arkadaşlarımdır. Bu Doğan Grubu haberciliğidir.
Çiftlikteki kameralar kardeşimin bilgisayarına bağlı. Çiftliğin
denetimi ondadır. Bu çiftlikte 20-25 senelik arkadaşlarım
kaldı.
”ÇİFTLİKTEKİ KAMERALAR KONUKLARI AĞIRLADIĞIMIZ ZAMAN KAPALIYDI”
Soru: Gizli kameraların olduğu odada arkadaşlarınızı yatırmak etik
mi?
O odada yatan insanlar o kameranın kapatıldığını biliyordu.
Kameralar bilgisayardan kapatıldı. Kameralar aile fertlerinden
birisi veya arkadaşlarımız girdiği zaman kapatılır. Bunların hiç
birinin kaydı yoktur.
Tuvaletlerde tahlille ilgili bir cihaz yoktur. Star TV’de de
kameralar vardı. Benim belli yerlerde kurulanlardan bilgim
vardı.
Soru: TMSF görevlilerini o kameralardan takip ettiniz mi?
Hayır etmedim.
Soru: İsteseniz takip ederdiniz?
Belki takip edemezdim. El konulduğu zaman benim evle ofis arasında
bir hattım vardı. İlk kestikleri o oldu. İlk kestikleri ilk
kapattıkları o oldu.
Kameralar kardeşimin denetimindeydi. Ben son 1.5 senede yoktum.
Kardeşim şirketi yönetiyordu. Bir ülkede mal sahibi binasına ister
gizli ister açık kamera koyar. Bu yasak değildir. Yurtdışındaki tüm
şirketlerde vardır. Belli şirketlerde fotokopi makineleri bile
kartla çalışır. İçeriden belge çıkarılmasın diye.
”ERTÜRK SİLAH GÖSTERME OLAYI İÇİN GAZETELERDE ÇIKIYOR DEDİ”
Genç Parti Genel Başkanı Cem Uzan, Flash TV’de yayınlanan “Ceviz
Kabuğu” programına katıldı. Uzan TMSF Başkanı Ahmet Ertürk’e silah
gösterdiği yönündeki iddialarla ilgili şunları söyledi:
Soru: TMSF Başkanı Ahmet Ertürk’e silah gösterme olayı oldu mu?
Kesinlikle ve kesinlikle olmadı. Kendisi ve yetkilileri ile bu
haber çıktıktan sonra konuştum. Bunun zabıt tutulmasını istedim.
‘Gazetelerde çıkıyor’ dedi. ‘Neden tekzip etmiyorsunuz?’ dedim,
hiçbir şey demedi. Ben TMSF binasına asla silahla gitmedim. Böyle
bir olay olmasın diye korumalarıma bile silahlarını bırakmalarını
söylerim.
CEM UZAN: TMSF’YE NAKİT 200 MİLYON DOLAR ÖDEMEYİ ÖNERDİM
Genç Parti Genel Başkanı Cem Uzan, Flash TV’de yayınlanan “Ceviz
Kabuğu” programına katıldı. Uzan TMSF yaptığı son anlaşmayı
açıkladı:
Bu son önerimde belli bir miktar nakit ödemeyi kabul ettim.
Anlaşmada onlara 200 milyon dolar ödemeyi teklif ettik. 200 milyon
dolar peşin ödenecek geri kalan kısmı taksitlendirilecek. Yalnız,
dedim ‘Şu kanaate kapılmayın. Benim 200 milyon dolarım yok. Bu
anlaşma tüm detaylarıyla hazırlanacak, imzalanacak. Bana 60 gün
süre verilecek. Parayı bulunca anlaşma yürürlüğe girecek.’
En son yaptığım teklif buydu. Cevap bekliyorum.
CEM UZAN: O YATLAR BENİM DEĞİL. SATILMASI ZOR
O yat bir bayancı şirkete aittir. Ruhsatı kaydı Karipler’de bir
adaya kayıtlıdır. Satışı zor.
Soru: Yatlarınızı, helikopterinizi ve şaraplarınız hep aynı avukat
aldı. Onun sizin adınıza mal aldığı söyleniyor?
Ali Yağız Dağlı galiba. Kendisini birkaç belki görmüşümdür. Ancak
hiç bir zaman iş yapmadım. Onları alanlarla ilgili araştırmam var.
Şaraplarla ilgili bazı fikirlerim var.
Soru: Star’ın satışı için ne düşünüyorsunuz?
Benim gelecekte yapacağım hukuki stratejiler hakkında bilgi
istemeyin. Herhalde ne yapacağımı açıklamayacağım. Bekleyin
görürsünüz.
“ASKERLİĞİMLE İLGİLİ DAVAYI KAZANACAĞIMA İNANIYORUM”
Soru: Askerlik durumunuz, ne zaman askere gideceksiniz?
Benim davam var. Sonucu daha belli değil. Ben davayı kazanacağıma
inanıyorum. Ben askerliğimi yüzde 100 doğru olarak yaptım. Ben 2 ay
dövizle askerlik yaptım.
Bana ‘Suudi Arabistan’da sen çalışmamışsın, orada 10 günlük bulunma
izniyle bedelli askerlik yapmışsın’ diyorlar. 10 günlük çalışma
izni ile komutanın oğlu değil, cumhurbaşkanı oğlu olsan buna izin
vermezler. Böyle bir torpil yaptırılmaz. Bana konsolosluk
belgelerin tamam diyor. Sonra ASAL tamam diyor. 98 senesinde
basında belli kişilerle ilgili haberler çıktı. Milli Savunma
Bakanlığı bir araştırma yapıyor ve bir açıklama yapıyor. O kişiler
arasında benim de adım geçiyor.
Benim askerlik evraklarımın 27 sayfası eksik. Benim yurtdışında
olduğumu gösteren belgeler yok. Bilgi edinme kanunundan
faydalanarak belgelere baktık. Devlet 90 yılından sonra kayıt
tutmaya başladı. Suudi Arabistan’dan kayıtları getirdim.
Arabistan’da yabancıların kayıtlarını tutmakla görevli özel şirket
var. Bu şirket benim Suudi Arabistan’da 83-85 arasında çalıştığımı
askerlik sonrasında da burada çalıştığımı söylüyor.
Telsim’de bazı kartların çalındığı ortaya çıktı. Bu kişiler
yakalandı. Bu kişilerin bazıları hala yargılanıyor. Bir taraftan
orası basılıyor, bir taraftan orası basılmaya çalışıyor. Bazıları
malları kaçırmaya çalışıyor. Ben de malın bir kısmını nereye
koyacağını düşünüyordum. Bunu çalanlar oldu. Malın sahibi bensem
istediğim yere koyarım.
2007 Kasım’ından önce bir seçim olacağını sanmıyorum. Ben de o
duyguyu uyandıracak bir his yok.
”GEÇMİŞTE CUMHURİYET GAZETESİ İLE İLGİLİ HİÇ BİR SORUNU OLMADI”
Soru: Güçlü olduğunuz dönemde iflasını istediğiniz. Bazı iddialara
göre ele geçirmeye çalıştığınız bir gazeteye şimdi ihtiyaç
duymanız, sesini duyuracak bir insan olarak ilginç bir tesadüf
değil mi?
O günkü dönemde Cumhuriyet Gazetesi’nin İmar Bankası’na borcu
vardı. Bankaların verdikleri kredileri takip etmesi gereklidir.
Kemal Uzan’dan bahsediyorsunuz. Benim İmar Bankası ile alakam yok.
Cumhuriyet Gazetesi ile bizim geçmişte bir sorunumuz
olmamıştır.