Bunları nereden bileceksiniz?
Abone olİnsan geninin yüzde 60’ı meyve sinekleriyle aynı... Üzerinde uyuduğunuz şiltede yaklaşık iki milyon mikroskobik akar yaşıyor... Yerküre 5 bin milyon ton ağırlığında...
Evren ne kadar büyük? Evren var olmadan önce ne vardı?
Yerküremizin ağırlığı nedir? Okyanuslar neden tuzlu? Kıtalar nasıl
yer değiştiriyor? Ayağımızın altında, dünyanın göbeğinde neler olup
bitiyor? Billy Bryson bu ve buna benzer birçok sorunun yanıtını ile
veriyor.
Kitabında Büyük Patlama’dan (Big Bang) uygarlığın doğuşuna kadar
evrende meydana gelen olayları etkileyici bir dille anlatan yazar,
‘Hiç olduğumuz bir noktadan bir şey olduğumuz bir noktaya nasıl
geldiğimizi, sonra o şeyin bir kısmının nasıl olup da bize
dönüştüğünü’ ilginç anekdotlar ve bilimsel keşif öyküleriyle
aktarıyor.
Uzun zaman geçerli kabul edilmiş ilginç kuramları ve tesadüf eseri
yapıldığı halde bilimin gelişiminde yön vermiş keşifleri öğrenme
fırsatı bulacağınız kitap; Kozmosta Kaybolmak, Yerkürenin
Büyüklüğü, Yeni Bir Çağ Doğuyor, Tehlikeli Gezegen, Yaşamın Kendisi
ve Bize Giden Yol olmak üzere altı ayrı bölümden oluşuyor.
Bunları biliyor musunuz?
İnsan genlerinin yüzde 60’ının meyve sineklerindeki genlerle aynı
olduğunu,
Binlerce atomun bir araya gelmesi ile oluşan yaşamın, kimya
düzeyinde, aslında eczanelerde bulunabilecek elementlerden
oluştuğunu,
Vücudunuzdaki her atomun, size ulaşıncaya dek bir sürü yıldızdan
geçtiğini ve milyonlarca organizmanın parçası olduğunu,
Üzerinde uyuduğunuz şiltede yaklaşık iki milyon mikroskobik akar
yaşadığını,
Doğduğunuz andan itibaren atomik açıdan tam bir mucize olduğunuzu
çünkü dört kilo ağırlığında bir bebeğin vücudunda
400.000.000.000.000.000.000.000.000 adet atom bulunduğunu biliyor
musunuz?
Doğduğumuzda 100 milyar kadar beyin hücresine sahip olduğumuzu ve
saatte 500 tanesini kaybettiğimizi,
Zamanın başlangıcından bu yana var olmuş milyarlarca canlı varlık
türünün yüzde 99’unun artık aramızda olmadığını,
Yeryüzünden çıplak gözle bakıldığında yalnızca 6 bin kadar yıldızın
görülebildiğini, dürbünle bakıldığında tek bir konumdan görülebilen
yıldız sayısının yaklaşık 50 bin olduğunu, küçük 2-inçlik bir
teleskopla bu sayının 300 bine yükseldiğini,
Yerkürenin 5 bin milyon, milyon ton ağırlıkta olduğunu...
Yerkürenin çevresi kaç kilometre?
Tüm zamanların en sıkıntılı bilimsel keşif gezilerinden biri
Fransızların 1735’teki Peru Seferi’ydi. Pierre Bouguer adında bir
matematikçi ve Charles Marie de La Condamine adında bir asker kaşif
önderliğindeki keşif heyeti And Dağları arasındaki mesafeyi ölçmeyi
amaçlıyordu. And Dağlarını seçmişlerdi çünkü Newton’un haklı olup
olmadığını, yerkürenin ekvatorda gerçekten şişkinleşip
şişkinleşmediğini anlamaları için oraya yakın bir yerde ölçüm
yapmaları gerekiyordu. Ama şansları pek yaver gitmedi. Önce
yerlileri kızdırdıkları için taşla kovalandılar. Ardından heyetin
doktoru bir cinayete kurban gitti. Botanikçi delirdi, grubun en
kıdemli üyesi genç bir kızla kaçtı.
Vesaire vesaire... Ama Bouguer ve La Condamine tam dokuz buçuk
sene bu işe dört elle sarıldılar. Projelerini sonuçlandırmadan önce
bir haber aldılar: Kuzey İskandinacya’da ölçüm yapan bir Fransız
ekibi dünyanın tam bir küre şeklinde olmadığını ortaya çıkarmıştı.
Yerküre ekvator çevresinden ölçüldüğünde, kutuplar çevresinde
olduğundan 43 kilometre daha genişti.
Kartondan zincir
Francis Crick ve James Watson adlı iki bilim adamı DNA’yı oluşturan
dört kimyasal bileşenin şekillerine göre kesilmiş karton
parçalarıyla oynayarak hangi parçaların birbirine uyduğunu tahmin
ettiler. 1953’te yaptıkları bu keşiften hareketler iki gün içinde
DNA’nın sarmal oluşturacak şekilde birleştirilmiş metal plakalardan
oluşan bir modelini yaptılar.
Bu çalışmalarından ötürü Nobel Bilim Ödülü’ne layık
bulundular.Hemen her hücrenizdeki yaklaşık iki metre uzunluğunda
DNA’larınız uç uca eklenseydi, Yerküre’den Ay’a kadar uzanıp geri
dönebilecek, üstelik bunu birkaç defa değil, defalarca yapabilecek
uzunlukta bir iplik oluşacaktı. Yani içinizde yaklaşık 20 milyar
kilometre DNA taşıyor olabilirsiniz.