Bunları biliyor musunuz?
Abone olPek çok hayvanın burnu insanlarınkinden daha işlevseldir. En ilginç burun deve burnu. Çünkü.
Pek çok hayvanın burnu insanlarınkinden daha işlevseldir.
Hayvanlar alemindeki canlılar, burunlarını koku almanın yanında
yiyecek aramak, avlanmak, kendi aralarında haberleşmek, yön bulmak,
eşlerinin, yavrularının yerini belirlemek için de kullanırlar.
Kuşlar, memeliler, sürüngenler, balıklar, böcekler ve diğer
hayvanlar yaşadıkları ortamlara en uygun koku alma sistemleriyle
donatılmışlardır.
Avlanmaya yarayan bir burun: yarasa burnu
Yaklaşık olarak 950 türü bilinen yarasaların üçte biri, avlarını
bulmak için 10-100 kilohertz arasında değişen ses dalgalarını
üretirken burunlarını kullanırlar. Yüce Allah'ın özel olarak
yarattığı yarasaların burnu, her türün kendine özgü olan ve ’burun
yaprağı’ denen özel deri kıvrımlardan oluşmuştur. Yarasa bu burun
yaprakları sayesinde çıkarttığı ses titreşimlerini bir grup halinde
yoğunlaştırır ve bir baş hareketi ile yönlendirip, avının yerini
çok kolay bir biçimde tespit edebilir. Etle beslenen yarasalar
gibi, bitkilerle beslenen yarasalar da çiçek yapraklarını ayırıp
yolmak ve bu sayede polene çok daha kolay ulaşmak için burunlarını
kullanırlar. Burada dikkat çekici olan nokta, her çiçek tipi için
uzmanlaşmış bir yarasa türünün o çiçeğin özelliklerine uygun burun
yapısına da sahip olmasıdır. Yüce Allah yarasaların burunlarını,
bir odanın kilidini açan tek bir anahtar gibi muhteşem bir
çeşitlilikte yaratmıştır.
Arıtma sistemine sahip bir burun: Deniz iguanasının
burnu
Burnun önemli görevlerinden biri de arıtmadır. Arıtma sistemi çok
kompleks olan burunlardan birine Galapagos adalarında yaşayan bir
deniz iguanası sahiptir. 15 metre kadar derine dalabilen ve deniz
yosunları ile beslenen bu hayvan, tuzlu deniz suyunu yuttuğu halde
aşırı tuz zehirlenmesine uğramaz. Çünkü vücudunda biriken tuzu iki
küçük burun bezine sahip burnu aracılığı ile hafif bir ıslık sesi
çıkartarak dışarıya atar.
Koku ve ısı algılamaya yarayan bir burun:Yılan
burnu
Yılanların kafalarının yanında iki delik biçiminde olan
burunlarının koku alma duyusu çok komplekstir. Burun boşluğunda
koku hücrelerinden başka iki organ daha bulunur. Ağız tavanında
bulunan bu iki delikli organın adı Jacopson organıdır; yılan, dili
ile topladığı koku moleküllerini dilini içeriye çektiği zaman bu
organa değdirir ve kokuyu algılar.
Crotalidae familyasındaki yılanların gözle burun deliği arasında
bir çukurluk vardır. Bu çukurların içi duyusal doku ile kaplıdır.
Yılan, ısıya duyarlı bu organı bir termal kamera gibi kullanır ve
uzaktaki bir hayvanın ısısını algılayabilir. Bazı yılanlarda bu
organ o kadar hassastır ki 10C'nin yüzde birini bile ayırt
edebilir. Yılanların, kokuları ve ısıyı algılamadaki mükemmel
sistemleri Yüce Allah'ın kusursuz ve benzersiz yaratma sanatına çok
güzel bir örnek oluşturur.
Su geçirmez özelliğe sahip bir burun: Balina
burnu
Denizde yaşamasına rağmen akciğerleri ile solunum yapan canlılardan
olan balina, suyun derinliklerine daldığında burun delikleri "hava
ve gaz (pnömatik) çukurları sistemi" sayesinde su geçirmez bir
özellik kazanır. Balina su yüzüne çıktığında burun delikleri tekrar
açılır ve oksijeni alır.
Balinaların burun deliklerinin kafasının üst kısmında bulunması ise
Yüce Allah'ın üstün yaratışının bir başka örneğini oluşturur. Eğer
burun delikleri başının iki yanında olsaydı, balina nefes almak
için her seferinde başını dışarı çıkarmak zorunda kalacaktı. Balina
gibi çok ağır ve iri cüsseli bir hayvan içinse kuşkusuz bu işlem
oldukça zor olurdu. Ancak burun delikleri kafalarının üstünde yer
aldığından, balinalar su yüzeyine hafifçe çıkarak solunumları için
gerekli havayı kolayca alırlar.
Klima görevi üstlenen bir burun: Deve burnu
Burnun solunum sistemi ile ilgili olarak, nefes alındığında havanın
ısıtılması ve nemlendirilmesi gibi iki önemli görevi vardır. Burnun
iç yüzeyini kaplayan mukus tabaka, su buharı salgılayarak giren
havayı nemlendirir. Mukus tabakanın hemen altında yer alan çok
sayıdaki kılcal damar da geçiş sırasında havanın ısınmasını sağlar.
Böylece hava, akciğerlerin hassas yapısı için en uygun hale gelir.
Normal iklim koşullarında burun bu çalışma mekanizmasında herhangi
bir sorunla karşılaşmazken çöl gibi sıcak ve kuru bir ortamda
ciğerlere gidecek havanın ısısını ve nemini çok iyi kontrol etmesi
gerekir. İşte deve burnu da bu zor koşullarda tıpkı binaların
sıcaklık ve nem ortamını düzenleyen gelişmiş bir klima sistemi gibi
çalışarak, bu canlının solunumu için gerekli havayı düzenler.
Devenin burnu çok sayıda köklere ayrılmış kanallardan oluşur.
Yaşadığı sıcak bölgelerde havadaki nem miktarı oldukça azdır. Bu
nedenle soluduğu havadaki suyu kaybetmemesi gerekir. İşte bu
nedenle devenin burnu çok büyük, kıvrımlı, süngerimsi bir dokuyla
kaplıdır. Deve kıvrımlı süngerimsi burun mukozası sayesinde,
havadaki nemin % 66'sını tutabilmektedir. Burnun nemi emme özelliği
sayesinde nefes aldığında çölün 400C'yi aşan ısısını, 200C'ye
düşürerek akciğerlere yollamaktadır.
Deve burnunun bir diğer özelliği ise şiddetli kum fırtınalarına
karşı kum girmesini engellemek için tıpkı gözlerini kapatır gibi
burun deliklerini de kapatabilmesidir. Yüce Allah burnu gibi daha
pek çok olağanüstü özellikleriyle birlikte yarattığı bu hayvana
’Bakmıyorlar mı o deveye, nasıl yaratıldı?’ (Gaşiye Suresi, 17)
ayeti ile dikkat çekmiştir.
Balıkların yön bulmaya ve uyarmaya yarayan
burunları
Balıkların burunları kara hayvanlarında olduğu gibi solunum işine
yaramaz. Ancak balığın gözü ile ağzı arasında bulunan her iki
yanında bir çift delikten oluşan burun deliklerinin içindeki
boşlukta koklama kapsülleri bulunur. Yüzme sırasında su, ön
delikten girer ve koklama kapsülünden geçtikten sonra arka delikten
çıkar. Özellikle de sürü halinde gezen balıklarda bu organ, balığın
kendi sürüsünden birinin ya da düşmanın kokusunu ayırt etmede
kullanılır. Çünkü bazı balıkların yaralandığında derisinden
salgılanan koku maddesi, sürünün diğer üyeleri tarafından
algılanarak, ortamda düşmanın var olduğunu anlamalarını
sağlamaktadır.
Somon balıkları da bulundukları ırmaktan 800 km açıldıkları halde
hassas koku alma sistemleriyle, yumurtadan çıktıkları akarsuların
kokusunu algılayarak yine eski yerlerine gelip
yumurtlayabilmektedirler.
Okyanustaki akıntılar dünyanın manyetik alanının etkisiyle güçlü
elektrik alanları oluştururlar. İşte bu elektrik alanlarından
oluşan akıntılar, bir köpek balığı için okyanusta belirgin
otoyollar gibidir. Çünkü köpek balıklarının kafalarında ve
burunlarında elektrik alanlarına hassas olan çukurlar vardır.
Fener balıkları ve yarasa balıklarının burunlarının altında, olta
olarak kullandıkları küçük deri parçaları vardır. Bu oltayı
kullanarak diğer balıkları, yengeçleri, kurtçukları ve deniz
taraklarını avlarlar.
Kaynak: Arastirma.org