Bunlar sabah başka, akşam başka”
Abone olBaşbakan Erdoğan, Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda üzerinde mutabık kalınan 60 maddenin Meclis’ten geçirilmesi için CHP’nin geri adım atmasını ...
Başbakan Erdoğan, Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda üzerinde mutabık
kalınan 60 maddenin Meclis’ten geçirilmesi için CHP’nin geri adım
atmasını sert sözlerle eleştirdi. Başbakan Erdoğan, “Bunlar sabah
başka, akşam başka” dedi.
Partisinin grup toplantısında konuşan Başbakan Erdoğan, geçen hafta
gerçekleştirdiği Finlandiya, İsveç ve Polonya gezisini
değerlendirdi. Üç Avrupa ülkesini kapsayan ziyareti geniş bir
heyetle gerçekleştirdiğini dile getiren Başbakan Erdoğan,
ziyaretleri kapsamında muhatapları ile görüşmeler
gerçekleştirdiğini ifade etti. Erdoğan, Finlandiya, İsveç ve
Polonya’nın en başından itibaren Türkiye’nin AB üyeliğini en güçlü
şekilde destekleyen ülkeler arasında yer aldığını vurguladı. Üç
Avrupa ülkesinin bugün de yine Türkiye’nin AB üyeliğini
desteklemeye devam ettiklerinin altını çizen Başbakan Erdoğan,
“Türkiye’nin Dostları Grubu içerisinde bu üç ülke hakikaten her
zaman dik durdu ve bu desteğini bizlere verdi. Özellikle AB
tarafından önümüze çıkarılan engelleri, zorlukları bu ülkelerde
muhataplarımıza etraflıca anlatma imkanı bulduk. Biz bu temasları
gerçekleştirirken iki önemli gelişmeye de şahit olduk. 5 Kasım 2013
tarihinde AB Bakanımız ve Başmüzakerecimiz Egemen Bağış ile
Kalkınma Bakanımız Cevdet Yılmaz, Brüksel’de Hükümetlerarası
Konferans’a katılarak 22. fasıl olan ‘bölgesel politikalar ve
yapısal araçların koordinasyonu’ faslını müzakerelere açtılar. Bu
fasıl daha önce Fransa’da Sarkozy yönetiminin engel koyduğu 5
başlıktan biriydi. Ancak sayın Hollande yönetimi devraldıktan sonra
bu 5 başlık arasında yer alan 22. fasıldaki blokajı kaldırdı ve
bizde bu konuda hemen gerekli hazırlıkları yaparak faslı açacak
kapasiteyi yakaladık” diye konuştu.
“AVRUPA MUHAFAZAKARLAR VE REFORMCULAR İTTİFAKI’NA ÜYE OLDUK”
22. faslın açılmasıyla birlikte AB katılım müzakerelerinde toplamda
35 fasıldan 14’ünün açılmış olduğunun altını çizen Başbakan
Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Yeterli mi, tabii ki değil. Biz daha önce de bunu gecikmiş ama
olumlu bir adım olarak değerlendirmiştik. Ümit ederiz ki bu olumlu
adım beraberinde ilave olumlu adımlarla yüklenerek, Türkiye-AB
katılım müzakerelerinin rayına oturmasına katkı sağlar. Bir başka
önemli gelişme de AK Parti’nin Avrupa içindeki üyelik değişikliği
oldu. AK Parti, Avrupa’da, Avrupa Halk Partisi’ne gözlemci üyeydi.
Bizi çok oyaladılar. Yaklaşık 10 yıldır hep oyaladılar. Aldık,
alıyoruz, yapıyoruz, yapacağız. Geçtiğimiz hafta Avrupa Halk
Partisi gözlemci üye statülüğünden ayrıldığımızı bir mektupla
kendilerine bildirdik ve yeni kurulan Avrupa Muhafazakarlar ve
Reformcular İttifakı’na üye olduk. Dikkatinizi çekiyorum; buraya
gözlemci üye değil, tam üye olduk. İttifak içinde 4 başkan
yardımcılığı var. Yani Sosyalist Enternasyonal’de 15 tane başkan
yardımcılığı var, burada 4 tane başkan yardımcılığı var. Bunlardan
bir tanesinin görevini biz üstlendik ve Genel Başkan Yardımcımız
Mevlüt Çavuşoğlu bu görevi üzerine aldı. İnanıyorum hakkıyla da,
deneyimiyle, tecrübesiyle de bunu başarıyla yerine getirir. Burada
İngiltere, Çekoslovakya gibi ülkeler var. Güçlü siyasi partiler
var. İktidarda olan birçok parti bu oluşumun içinde yer alıyor. İki
önemli gelişmenin hayırlı olmasını diliyorum.”
“AK PARTİ KÖKSÜZ BİR PARTİ DEĞİLDİR”
Başbakan Erdoğan, AK Parti’nin kurulduğu günden bu yana
yaptıklarıyla, duruşuyla, tavrıyla, vizyonuyla, hedefleriyle mevcut
siyasi teorilerin, mevcut şablonların ve kalıplarının sınırlarını
aşmış bir parti olduğunu kaydetti. AK Parti’nin siyasetin teorisini
adeta yeniden yazdığını, dünyada siyaset bilimine ve siyaset
tarihine çok önemli yenilikler katmış bir parti olduğunu ifade eden
Başbakan Erdoğan, “İşte şu anda AB’de muhafazakarlar da,
demokratlar da AK Parti’yi kendilerine yakın buluyorlar ve AK
Parti’ye üyelik davetinde buluyorlar. Aynı şekilde sosyal
demokratlarda güçlü sosyal devlet anlayışı ve sosyal politika
uygulamaları sebebiyle AK Parti’ye üyelik daveti yapabiliyor. Bu AK
Parti’nin şekilsiz, sınırları belli olmayan, bir yapı olduğu
anlamına gelmez. Değişik vesilelerle ifade ettiğim gibi AK Parti
kökü mazide olan, kökü Selçukluya, Osmanlı’ya kadar dayanan,
Cumhuriyet’le beraber adeta yükselen bir hareketin, bir davanın,
böyle bir çınarın kollarından geliyor. AK Parti köksüz bir parti
değildir. Tam tersine kökü çok derinlerde olan bir partidir. AK
Parti ilkeleri olan, sınırları olan, kırmızı çizgileri olan,
hedefleri, idealleri olan bir partidir. En önemlisi AK Parti bir
medeniyet tasavvuru olan, ecdadından miras devraldığını bu
medeniyet tasavvurunu geleceğe taşıyan bir partidir. Bizi
anlayanlar, bizim hadiseler karşısında nasıl tavır takınacağımızı
da anlarlar. Bizi anlamayanlar, bizim hadiseler karşısında
takındığımız tavırdan dolayı gereksiz bir hayal kırıklığına uğrar”
dedi.
“BÖYLE BİR TAKSİM KURTLARA BİLE KALSA ONLAR BİLE BÖYLE BİR TAKSİMİ
YAPMAZLAR”
1994 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı
kazandıkları dönemde birilerinin şaşırdığını dile getiren Başbakan
Erdoğan, birilerini böyle bir sonucu beklemediği ve sonra sonucu
kabullendiklerini belirtti. Erdoğan, “Bu seferde şunu söylemeye
başladılar; ‘bunlar çöp toplasınlar’, ‘bunlar yol inşa etsinler,
yol inşa etsin, metro inşa etsin’, ‘bunlar havayı temizlesin, su
getirsin’, ‘trafik sorunu çözsün, park yapsın, bahçe yapsın’ bu
kadarla yetinmemizi istediler. Ekonomiden, siyasetten, dış
politikadan, sosyal politikalardan, ülkeye yön çizecek projelerden
bizim uzak durmamızı istediler. Aynı sorunu iktidar olduğumuzda ve
sonrasında da yaşadık. Şimdi ne söylüyorlar; ‘aynı şeyler. ‘Hükümet
yol yapsın, okul yapsın, konut yapsın, hükümet köprü yapsın, hızlı
tren hatları inşa etsin, tüneller açsın, Marmaray gibi projeler
yapsın, hükümet hastaneler yapsın, enflasyonla, işsizlikle,
faizlerle mücadele etsin’ ama ‘hükümet çetelere dokunmasın’,
‘hükümet saadet zincirine dönüşen ekonomik sisteme neşter atmasın’
dediler. ‘Hükümet faiz lobileriyle uğraşmasın’ dediler. ‘Hükümet
tıkanan demokrasi kanallarını açmasın’ dediler. ‘Anayasa’ya
dokunamazsınız, yargıyı milletin yargısı yapamazsınız,
Cumhurbaşkanı seçemezsiniz’ dediler. Ama bütün bunlara rağmen hadi
bir Anayasa Uzlaşma Komisyonu kurulsun diye Meclis Başkanımızın bir
daveti oldu, grubu bulunan dört parti buna iştirak ettiler ve bize
teklif geldi; ‘Ama biz sizinle aynı oranda iştirak etmek istiyoruz’
dediler. Peki biz ne dedik; ‘Ya olsun tamam’ dedik. Peki bizim kaç
milletvekilimiz vardı. 326 milletvekili. Ana muhalefetin ne vardı;
151-152 milletvekili. Diğerinin ne vardı; 51-52, diğerinin ne vardı
27-28. Allah aşkına 326’yla biz üç tane temsilci veriyoruz. 27-28
taneyle o da üç temsilci veriyor. 51-52 ile üç tane temsilci
veriyor, 151 tane ile diğeri de üç tane veriyor. Onlar dokuz
kişiyle temsil ediliyor. Biz üç kişiyle temsil ediliyoruz. İnanın
böyle bir taksim kurtlara bile kalsa onlar bile böyle bir taksimi
yapmazlar. Biz bunu da kabul ettik, eyvallah dedik. Kabul ettikte
ne oldu. Şuana kadar 60 madde üzerinde mutabık kaldıklarını
söylüyorlar. Bunlar yazılı, çizili. 60 maddede mutabık. Ben daha
48’deyken bir açıklama yaptım. Bayram öncesiydi; ’48’de mutabık
kalındı. Bu 48 maddeyle ilgili hiç olmazsa bunu hemen Meclis’ten
geçirelim. Bu bizim için 15 günlük bir iş. Bunları bir kenara
koyalım masanın üzerinden kalksın yine çalışmalara devam edelim’
dediler ki olmaz. Tamamda yapmaya niyetiniz yok mu kardeşim gelin
bunları yapalım koyalım bir kenara. Mesafe alalım. Bakın anayasamız
güç kazanmış olur. Kan pompalanmış olur. Gelin bunu yapalım. Hayır,
istemezuk” şeklinde konuştu.
“ZATEN DÖRT SİYASİ PARTİNİN BU 60 MADDEDE İMZASI VAR”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarını anımsatan
Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Aradan süre geçti ana muhalefetin başkanı kalktı bir şey söyledi.
Dedi ki; ‘şuanda 60 maddede bir uyum var. Bu 60 maddeyi Meclis’ten
çıkarabiliriz.’ Dedi mi bunu, dedi. Şimdi ben milletime
sesleniyorum. Bunu dedi mi, dedi. Dört tane siyasi parti bunu
beraber yapalım diye bir ifade kullanmadı. Bunu çıkarmaya hazırız
dedi. Zaten dört siyasi partinin bu 60 maddede imzası var. Hepsi
bunların kayıtlı. Ben dedim ki arkadaşlarıma, gruptaki
arkadaşlarıma gidin hemen ziyaret edin dedim. ‘Deyin ki bakın biz
hazırız gelin bu işi yapalım.’ MHP zaten benim kapım kapalı diyor.
Zaten hiçbir zaman açık olmadı ki, hep kapalı. Ve dedim ki gidin
görüşün bakalım ne diyorlar. Arkadaşlarımız gittiler görüştüler ve
görüşmenin neticesinde değerlendirelim, bir hafta sonra biz sizi
ziyarete gelelim. Peki. İadeyi ziyaret gerçekleşti. İadeyi
ziyarette cevap şu; ‘dört siyasi parti eğer ittifak ederse ancak bu
görüşmeyi yapabiliriz.’ Allah Allah dört siyasi partinin burada
imzası yok mu, var. Ama dört siyasi parti bu işin görüşülmesine
evet diyor mu, demiyor mu. Yani şimdi diyelim ki 550 kişilik
parlamentoda 27-28 kişi böyle bir değişikliğe evet demezse biz
Anayasa değişikliği yapmayacak mıyız? Arkadaşlar biz 26 maddelik
anayasa değişikliğini evelallah kendi grubumuzla sadece millete
götürmek üzere yaptık. Millet 58’le evet dedi."
“CHP’NİN NE OLDUĞUNU MİLLET ANLASIN”
Erdoğan, “Eğer dürüstseniz, eğer samimiyseniz, bu konuda samimi
hareket ediyorsanız sizin söyleyeceğiniz tek şey var. Bu
görüşmelerde dört siyasi partinin bunun altında imzası var. Bunlar
hep kayıtlarda mevcut. ‘Gelirseniz gelirsiniz, gelmiyorsanız
iktidarla beraber Meclis’te bunu görüşür bu 60 maddeyi Meclis’ten
geçiririz.’ Dolayısıyla 60 madde anayasa değişikliği içerisinde
artık yasal hale gelmiş olur. Diyorum ya, akşamdan sabaha her zaman
aynı anlayış. Akşam başka, sabah başka” diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun dört siyasi parti ile
çıkarılması yönündeki açıklamasını hatırlatan Başbakan Erdoğan,
“Dört partinin işte burada imzaları var. Daha ne olacak. Eğer
Meclis’e gelmiyor da kaçıyorsa millete versin hesabını. Gel beraber
bu işi çözelim, bitirelim. Biz hazırız. Ben şimdi milletin
takdirine havale ediyorum. Milletim ne derse biz oyuz ama CHP’nin
ne olduğunu da millet gayet iyi anlasın” dedi.
“OMURGALI OLACAKSIN OMURGALI, OMURGASIZDAN BİR ŞEY OLMAZ”
Mühendis, müteahhit, yüklenici firma olmadıklarını, kendilerinin
milletin tercihiyle iş başına gelmiş milletin iradesini, milletin
emanetini omuzlarında taşıyan bir hükümet olduklarını kaydeden
Başbakan Erdoğan, bu milleti, bu ülkeyi ilgilendiren her meselenin
kendilerinin ilgi alanı olduğunu söyledi. Bu milletin ve ülkenin
her derdinin kendi dertleri olduğunu kaydeden Başbakan Erdoğan, “Bu
ülkenin her meselesi bizim meselemizdir. İşte demokratikleşme
paketi. İdari olanları hemen çıkarıyoruz. Çıkardık mı, çıkardık.
Diğerlerini de Meclis’e getiriyoruz. Söz verdik, onları da hemen
Meclis’ten geçireceğiz ve milletimizin emrine girmiş olacak. Biz
verdiğimiz sözün arkasında dururuz. Ne aldanan olacağız, ne aldatan
olacağız. Bu bizim temel ilkemiz. Siyasi parti olarak hem ülkenin,
hem dünyanın bütün soranları hakkında biz görüş bildiririz, ne
düşündüğümüzü ifade ederiz, tarafımızı belli ederiz. Kardeşlerim
şunu unutmayın; ‘efendim ben taraf değilim’ bu oyunlara gelmeyin.
Güzel bir söz var, ‘bitaraf olan bertaraf olur.’ Omurgalı olacaksın
omurgalı. Omurgasızdan bir şey olmaz. Rüzgar önünde yaprak gibi
sallanandan bir şey olmaz. Milletin çirkin gördüğünü siyasi parti
olarak bizde çirkin görürüz. Milletin kötü gördüğünü son derece
tabi biçimde bizde kötü görürüz. Hükümet olarak da altını çizerek
ifade ediyorum, anayasa ve yasa çerçevesinde milletin bize verdiği
yetkiyi kullanıp programımız dahilinde ne gerekiyorsa onu yaparız”
diye konuştu.
AK Parti olarak rotalarını sadece milletin belirleyebileceğini dile
getiren Başbakan Erdoğan, bunu sadece bir slogan olarak dile
getirmediklerini, bu sözün arkasında durmak için on bir yıldır
mücadele verdiklerini söyledi.
(İHA)