Halkın tokadını yediler. Böyle ayrımcı, düşmanlık yaratan,
kamplaştıran, faşist politikalarla halkın sorunlarına çözüm
bulamayacaklarını gördüler.
Halkın refaha, huzura, kalkınmaya, sorunlarının çözümüne yönelik
politikaları önemsediğini sandık sonuçları ile anladılar.
Yabancı düşmanlığı, Türkofobi, islamofobi artık seçim kazanmak
için yetmiyor.
Küresel salgın günlerinde insanların Makron’un saldırgan ve
zavallı politikalarından daha fazlasına ihtiyaçları var.
Attığı her adımda çuvallayan, kaybeden Macron’un iç politikadaki
bu kaybı Fransız halkının bu hoşgörüsüz, maceracı, beceriksiz adama
gününü göstermesi olarak değerlendirilmelidir.
Sarı yelekliler aslında bu günlerin gelişini gösteriyordu.
Sorunların çözümüne odaklanmak yerine işi sürekli yabancı
düşmanlığı üzerine ihale etmenin, hiçbir gerçek güce dayanmadan
dünyanın dört bir yanında mütecaviz politikaları tercihin bir
neticesidir yaşanan…
Şimdi de Avusturya’da PKK’lı ve ANTİFA denilen şımarık sosyalist
gruplar birkaç gündür Türkiye karşıtı eylemler yapıyorlar ve
bayrağımızı yakıyorlar.
Olayların en şiddetli anında ortaya çıkmayan, bayrağın
yakılmasına ses çıkarmayan Avusturya Polisi, Türkler bu
mütecavizlere cevap verince kendini gösteriyor; saldırganlara
değil, saldırıya uğrayanlara gözaltı uyguluyor ve ceza veriyor…
Türk düşmanlığı bunların her zaman en büyük tutamacı.
Ellerinde başka bir şey yok. Sadece bu var.
Türk düşmanlığını kullanmak isteyen her gruba karşı ne yazık ki,
hemen her Avrupa ülkesinde örtülü bir kredi, açık bir tolerans
var.
Muhtemeldir ki, gizli servisleri eliyle de bu grupları
destekliyor ve besliyorlar.
Türk düşmanlığı bazen yabancı düşmanlığı ile ve çoğunlukla İslam
düşmanlığı ile birlikte yürütülüyor.
Ülkelerindeki her yabancıyı, özellikle Müslüman kökenlileri
dışlamak, sindirmek için çoğunlukla PKK gibi Marksist ve kanlı
örgütlerin uzantılarını, ANTİFA gibi kendi içlerinden çıkan
sosyalist görünümlü faşist, ırkçı ve bağnaz, vahşi yapıları
kullanıyorlar.
Hitler’in milyonlarca masum Yahudi’yi ve yabancıyı ölüme
sürükleyen politikaları ve ağır ikinci dünya savaşı faturasının
Avrupa için yeterli bir ders olmadığı, ırkçılığın her türlüsünün
yeniden hortladığı, hortlatılmak istendiği anlaşılıyor…
Maalesef islamofobi üzerine yapılan çalışmalar gösteriyor ki,
geçtiğimiz yüzyılda Yahudilerin felaketi olarak yaşanan her tutum
ve duygu şimdi Müslümanlara ve Türklere yönelik olarak Avrupa’da
mevcut.
Kuşkusuz ki, bunun devamı yine Yahudileri de kapsayacak bir
kıyımı içerecek ırkçılık, faşizm olacak…
İflah olmuyorlar, yaşananlardan ders almıyorlar ve sürekli
içlerinde nefreti yaşatıp büyüten bir damarı muhafaza ederek
dünyayı hem kendileri için hem de kendilerinin dışındakiler için
cehenneme çevirmeyi başarı zannediyorlar.