Bunlar çok ama çok iğrenç ilişki
Abone olBir evlat bunu annesine nasıl yapar? Bir kadın bunu kocasına nasıl yapar? Bir adam bunu sevgilisine nasıl yapar? Hepsi aynı haberde!
Türkiye'den ard arda gelen tecavüz ve cinayet
haberleri dehşete düşürüyor. Bir iğrenç haber de İstanbul
Pendik'ten geldi. tüfekle vurulan Mehmet Kırca'nın öldürülmesinin
perde arkasında çarpık ilişkiler çıktı.
Mehmet Kırca’nın öldürülmesini azmettirdiği ileri sürülen eşi
Sevgi P. (22), “Annemin 10 yıllık sevgilisi ile aramızda
ilişki başlamıştı. O'nunla daha rahat birlikte olmak için kocamı
öldürmesini söyledim” dedi.
Öldürülen Mehmet Kırcı’nın da evliyken başka bir kadından çoçuk
sahibi olduğu, ayrıca eşinin hapiste olan ağabeyinin karısı ile
mesajlaştığı ileri sürüldü.
HAMAM ÇIKIŞINDA ÖLDÜRÜLDÜ
İnşaat işçisi Mehmet Kırcı (29), 20 Ocak 2010 günü
Fevzi Çakmak Caddesi, Ay Sokak üzerindeki hamama gitti. Mehmet
Kırcı, hamam çıkışında saldırıya uğradı. Paltosunun altında
sakladığı pompalı tüfeği çıkararak ateş eden saldırgan Mehmet
Kırcı’yı öldürdükten sonra kaçtı.
Cinayet Büro Amirliği soruşturma açtı. 3 ay takip yapan ve cinayeti
aydınlatmak için Erzincan’a giden ekipler, öldürülen Mehmet
Kırcı’nın bir süre önce eşinin annesi Melek Ö.'nün (47) 10 yıllık
sevgilisi Mahsuni Y. (33) ile kavga ettiğini belirledi. Görgü
tanıklarına göre Mehmet Kırcı, kavgada Mahsuni Y.’yi dövdü. Mahsuni
Y., Mehmet Kırcı'ya “Bunun intikamını alacağım”
diye bağırdı. Polis, şüpheliler arasında yer alan Mahsuni
Y.’yi ifadesini alındıktan sonra serbest bıraktı.
Soruşturmayı derinleştiren dedektifler, Mahsuni
Y.’nin cinayetin işlendiği tarihte İstanbul’da olduğunu ve Mehmet
Kırcı’nın çalıştığı inşaatın çevresinde dolaştığını tespit etti. Bu
gelişme üzerine operasyon için düğmeye basıldı. Erzincan’a
giden dedektifler, Mahsuni Y. ile birlikte Mehmet Kırcı’nın eşi
Sevgi P. ve kayınvalidesi Melek Ö.'yü gözaltına
aldı.
KATİLİ TELEFONLA YÖNLENDİRMİŞ
İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne getirilerek sorgulanan şüphelilerden,
Mahsuni Y. susma hakkını kullandı. Sevgi P. ise hazırladığı planla
kocasını öldürmesi için Mahsuni Y.’yi azmettirdiğini itiraf etti.
Sevgi P. poliste verdiği ifadesinde şunları söyledi:
“Eşim benimle evlenirken başka birisiyle birlikteydi. Ondan
ayrıldığını söylemesi üzerine ona kaçtım ve evlendik. İlk
başlarda mutluyduk ve iki çocuğumuz oldu. Ancak bir süre sonra onun
eski sevgilisinden ayrılmadığını ve bir çocukları olduğunu
öğrendim. Daha sonra cezaevinde bulunan ağabeyimin eşi ile
de aralarında mesajlaştıklarını tespit ettim. Çalışmak
için İstanbul’a gittiğimizde, annemin 10 yıllık sevgilisi
ile aramızda ilişki başladı. Bu sırada Erzincan’a gelen
kocam ile sevgilim Mahsuni Y. başka bir konudan kavga ettiler.
Mahsuni, kavga sırasında dayak yediği için ona karşı çok öfkeliydi.
Ona eşimin kaldığı yerin, çalıştığı işyerinin adresini verdim ve
İstanbul’a gönderdim. Olay günü kocama telefon ederek nerede
olduğunu sordum. Bana hamamda olduğunu söyleyince
Mahsuni’yi arayıp oraya gitmesini istedim. O öldükten sonra Mahsuni
ile birlikte daha rahat bir hayat yaşayacaktım.”
KIZIM SEVGİLİME CİNAYET İŞLETTİ
Cinayete yardım ve yataklık suçunda gözaltına alınan Sevgi P.'nin
annesi Melek Ö. ise kızı ile sevgilisi arasında bir ilişki
yaşanmasından şüphelendiğini ancak emin olamadığını söyledi. Melek
Ö., poliste verdiği ifadesinde “Küçük yaşta bir öğretmenle
evlendim. Biri kız 3 çocuğumuz oldu. Bir süre sonra kocam beni
bırakarak kaçtı. Çocuklarımı güçlükle okuttum. Ancak
aksilikler peşimizi bırakmadı. Büyük oğlum gasp suçundan 25 yıl
hapis cezası aldı. Diğer oğlum Fırat nehrine atlayarak intihar
etti. Son olarak kızım Sevgi de benim sevgilimi elimden
aldı. Kızımın sevgilime cinayet cinayet işlettiğini
öğrendim” dedi.
Poliste işlemleri tamamlanan Mahsuni Y., Sevgi P. ve Melek Ö.,
Pendik Adliyesi'ne sevk edildi.
YURTTAN BABAYA TELEFON: KIZINIZ TECAVÜZE UĞRADI AMA KÜRTAJ
ETTİRDİK! (DİĞER SAYFADA)
Denizli'de tekstil işçisi Sabahattin M., dövdüğü için devlet tarafından koruma altına alınıp, Isparta'nın Atabey İlçesi'ndeki 60'ıncı Yıl Sadık Doğan Yetiştirme Yurdu'na yerleştirilen 16 yaşındaki kızı S.M.'nin, tecavüz sonucu hamile kalıp, kürtaj olduğunu iddia etti.
Sabahattin M., olayı örtbas etmeye
çalıştıklarını ileri sürdüğü yurt yetkilileri ile Atabey İlçe
Emniyet Amirliği hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu.
EVDEN KAÇTI, YURTTA KORUMA ALTINA
ALINDI
Geçen yıl Denizli Sevil Kaynak İlköğretim
Okulu'ndan mezun olan S.M., yaz tatilinde liseye kaydı yapılmadan
erkek arkadaşıyla kaçtı. Erkek arkadaşının annesi, ertesi gün
S.M.'yi, “Yaşı küçük, kızı size getirdim” diyerek, polis
aracılığıyla ailesine teslim etti. Baba Sabahattin M., üç
çocuğundan biri olan S.M.'nin kaçtığı gençten şikayetçi oldu.
Ancak, savcılık, suç unsuru bulunmadığı gerekçesiyle takipsizlik
kararı verdi. Bu olayın ardından S.M., babası tarafından
dövülünce evden kaçtı. S.M., kendisini dövdüğü gerekçesiyle
babasından şikayetçi oldu. Bunun üzerine Denizli Sosyal
Hizmetler İl Müdürlüğü, mahkeme kararıyla S.M.'yi ailesinden aldı.
Kadın Sığınma Evi'ne yerleştirilen S.M., iki ay kaldıktan sonra
geçen Ekim ayında, Isparta'nın Atabey İlçesi'ndeki 60'ıncı Yıl
Sadık Doğan Kız Yetiştirme Yurdu'na gönderildi. S.M.'nin, burada
Atabey Lisesi'na kaydı yaptırıldı.
KIZINIZ TECAVÜZE UĞRADI TELEFONU
Isparta'ya gönderilen kızının hayatının kabusa döndüğünü ileri
süren baba Sabahattin M. şu iddialarda bulundu:
“Kızımızı geri almak için görüştüğümüz yurt yetkilileri, eşim
Hediye M.'ye ‘Evrakları gönderip, işlemleri başlatalım’ demiş.
Ancak, kızım 2010 yılı Ocak ayında yurttan kaçıp, 5 gün sonra geri
dönmüş. Haberimiz olunca, yurt yetkilileri ile irtibata geçtik.
Önce bilgi vermediler. Sonra, ‘Kızınız geldi, merak
etmeyin’ dediler. Kızımızı görme isteğimizi ise kabul
etmediler. Kızımın kaçtığı polise bile
bildirilmemiş. Üç hafta önce kızımla görüşmek için telefon
ettiğimde, apandist ameliyatı için hastaneye kaldırıldığı söylendi.
Daha sonra görüştüğüm, soyadını bilmediğim yurt müdürü Y. Hanım,
ise, ‘Kızınız tecavüze uğradı. Hamile kaldı. kürtaj
yaptırıldı’ dedi. Şoke oldum. Devlet koruyamadığım
için kızımı benden aldı. Ancak, kendisini hiç koruyamadı.”
SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU
Olayın yurt yetkilileri ile polis
tarafından kapatılmaya çalışıldığını öne süren Sabahattin M.,
savcılığa suç duyurusunda da bulundu. Sabahattin M., bu olayın
peşini bırakmayacağını belirterek, “Denizlili Kadın ve Aileden
Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf'tan destek bekliyorum”
dedi.
Isparta Sosyal Hizmetler İl Müdürü Mahmut Altunay ise, kendisine şu
ana kadar böyle bir konunun gelmediğini söyledi.
TECAVÜZCÜDEN AKLA ZARAR SAVUNMA (DİĞER SAYFADA)
[PAGE]
Antalya'da'da hastanenin acil servis tuvaletinde alkollü
İngilizce Öğretmeni G.T.´a tecavüz ettiği iddiasıyla tutuklu
yargılanan temizlik görevlisi Hayri Güçcük, "Hiçbirimiz mükemmel
bir ülke, mükemmel bir toplum ve mükemmel bir ailede yetişmedik"
diyerek kendini savundu.
Antalya´ya tatile gelen ve alkol komasına giren İngilizce Öğretmeni G.T.´nin, kaldırıldığı Akdeniz Üniversitesi Hastanesi´nde temizlik elemanı Hayri Güçcük´ün tecavüzüne uğradığına ilişkin davanın sekizinci duruşması bugün yapıldı.
Antalya 2´nci Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen davaya tutuklu yargılanan Hayri Güçcük avukatı Fatih Demirtop ile katılırken, tecavüze uğradığını iddia eden öğretmen G.T. katılmadı.
Sanık avukatı Fatih Demirtop, müvekkilinin haksız yere yaklaşık 250 günden bu yana tutuklu bulunduğunu belirterek, "Adli tıp raporu gelmemiştir ve ne zaman geleceği ise belli değildir. Müvekkilimin kaçma veya delilleri karartma gibi bir durumu söz konusu değil. Bu nedenlerle tahliyesini talep ediyorum" dedi. Mahkeme başkanı, Avukat Demirtop´un sözlerini zabta geçirtirken, sanık Hayri Güçcük´ün elindeki iki sayfalık dilekçeyi fark etti. Güçcük mübaşir aracılığı ile mahkeme başkanına sunduğu iki sayfalık dilekçesinde, "Hiçbirimiz mükemmel bir ülke, mükemmel bir toplum ve mükemmel bir ailede yetişmedik. Sözde olduğu gibi bedel ödeyerek öğrendik" diyerek kendisini savundu.
'POLİS SUÇLU'
Güçcük, yazılı savunmasında ifadesini alan polisleri suçlayarak "İlk başta ilişkiye beyan etsem de bu karakoldaki polislerin (Böyle söylersen seni bırakırlar) demesi üzerine benim de ilk defa başıma böyle bir şey gelmesi nedeniyle ne diyeceğimi bilemememin hatasıdır" dedi. Güçcük, tecavüz ettiği iddia edilen G.T.´yi suçlayarak "Alkol komasına girmiş, gözünü dahi açmaya mecali olmayan bir insan nasıl oluyor da kendisine yapılanların farkında olduğu gibi ve bir saat süre sonra olanları hatırlıyor" dedi.
MAHKEME HEYETİNE: DOĞRU YOLU BULACAĞINIZA İNANIYORUM
Hayri Güçcük, adalet sistemiyle ilgili eleştirilerin de yer aldığı yazılı savunmasında, şu görüşlere yer verdi:
"Bu adalet sistemimiz, delillerden şüpheliye gidileceği yerde, şüpheliden delillere gidilmektedir. Asıl mağdur diye adlandırdığınız şahıs mağdur değil, hayatımın her karesini etkilediği için mağdur olan benim. Ne kadar vicdanım rahat ise de ne yazık ki vicdanım temiz olarak bu dünyada kendimi aklamama yetmemektedir. Allah katında kendimi aklamama gerek yok. Sayın başkanım ve mahkeme heyeti. Bir işi yapıp da (Yapmadım) diyecek ve inkar edecek bir kişilikte insan değilim. Lütfen sözlerime dikkat edilerek vurgulamış olduğum sorularıma, savunmalarıma ve avukatımın savunmaları göz ardı edilmemesini istiyorum. Adaletinize güveniyor ve doğru yolu bulacağınıza inanıyorum."
Yazılı savunmanın ardından mahkeme, olay sırasında G.T.´nin yanında bulunan ve İstanbul´da bir ilköğretim okulunda öğretmenlik yapan A.D.´nin adresinin belirlenmesi için İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü´ne yazı yazılmasına ve adli tıp raporunun beklenmesi için duruşmayı 27 Mayıs tarihine erteledi. Tahliyesini isteyen Güçcük´ün bu talebi yine reddedildi.
OLAY NASIL OLMUŞTU?
İstanbul´daki bir okulda İngilizce Öğretmeni olarak görev yapan G.T., geçen 10 Ağustos tarihinde Antalya´da tatillerini geçirdikleri otelde kadın arkadaşı A.D. birlikte aşırı derecede alkol almış, alkol komasına giren G.T., gece yarısı Akdeniz Üniversitesi Hastanesi´ne getirilmiş, kusmak isteyince, hastanede özel bir şirketten hizmet alımı yoluyla istihdam edilen ve hasta taşıma işinde çalıştırılan 24 yaşındaki Hayri Güçcük tarafından tuvalete götürülmüştü. Bir süre sonra acil servis odasına dönen G.T, sorumlu hekime, Hayri Güçcük´ün tuvalette kendisine tecavüz ettiğini ileri sürerek şikayetçi olmuş, gözaltına alınan Güçcük, mahkemece tutuklanmıştı.
CENAZENİN YANINDA CUMA
NAMAZI
Bursa'da cuma namazını kılmak için
camiye gelen emekli albay hayatını kaybetti. Cemaat ceset ile cuma
namazı kıldı.
EZAN SONRASI AYAĞA KALKTI AMA YERE
YIĞILDI
Olay, bugün 13.00 sıralarında
Eski Karaman Mahallesindeki Yeni Cami'de
meydana geldi. Cuma namazını kılmak için camiye gelen emekli albay
Hurşit Yeniler (76), ezanın okunması ile birlikte ayağa kalktı.
Ancak Yeniler birden yüz üstü düşerek yere yığıldı.
CEMAAT CUMAYI KILARKEN SAĞLIK EKİPLERİ ŞAHSI HAYATA
DÖNDÜRMEK İÇİN UĞRAŞTI
Namaz kılmak için camiye gelen vatandaşlar durumu 112 ambulansına
bildirdi. Olay yerine gelen sağlık ekipleri cuma namazı kılındığı
sırada şahsı hayata döndürmek için uzun
süre uğraştı.
CENAZENİN ÜSTÜ KAPATILDI
Ancak
yapılan müdahalelere rağmen Yeniler
kurtarılamadı. Cenazenin üstü kapatılırken, cemaat namazını kılarak
camiden ayrıldı. Polis olayla ilgili soruşturma başlattı.
8 ÇOCUĞU VE KARISI İÇİN KATLİAM EMRİ
VERDİ
Bilge Köyü katliamında 44 kişinin
ölüm emrini veren Şıh Mehmet'in yeni talimatı kanları dondurdu.
Mehmet Çelebi, cezasını çektiği cezaevinden kardeşine yeni bir
katliam emri daha verdi: “8 çocuğa DNA testi yaptırın. Karımla
benim olmayan çocukları vurun.”
Eşi Fersiye Çelebi, kayınbiraderinin cezaevindeki kocasıyla yaptığı
telefon konuşmasını yan odadan duydu ve yetkililere başvurdu.
Valilik, kadını ve 1-22 yaş arasındaki çocukları güvenli yere
taşıdı.
'ÇOCUKLARIMI VE EŞİMİ ÖLDÜRÜN'
“Bilge Köyü Katliamı” davasında 44 kez ağırlaştırılmış müebbet
cezasına çarptırılan “Şıh Mehmet” lakaplı Mehmet Çelebi, çocukları
için DNA testi istedi. Çelebi, kardeşine “Aksi bir sonuç
çıkarsa eşimi ve çocuklarımı öldürün” dedi
Türkiye’yi ayağa kaldıran katliamın emrini verdiği için 44 kez
ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan birinci sanık
“Şıh Mehmet” lakaplı Mehmet Çelebi, çocukları için DNA
testi istedi.
KENT DIŞINDALAR
Katliamın nedeninin “namus meselesi” olduğunu her defasında
tekrarlayan Mehmet Çelebi, DNA testini, mahkemenin kararına
itiraz etmek için 8 çocuğunun bir kısmının kendisinden olmadığını
kanıtlamak için istedi.
Cezaevinden, Kırklareli’nde yaşayan kardeşi Şükrü Çelebi’yi
telefonla arayan Mehmet Çelebi, “Aksi bir sonuç çıkarsa
çocuklarımı ve eşimi öldürün” diyerek DNA testi yapılması
talimatını verdi.
KARISI KONUŞMALARI YAN ODADAN DUYDU
Şükrü Çelebi ile eşi Mehmet Çelebi’nin
konuşmalarına kulak misafiri olan Fersiye Çelebi, kaldıkları
lojmanda görevli Kırklareli Sosyal Hizmetler Müdürlüğü uzmanlarına
durumu anlattı. “Can güvenliğimiz yok” diyen
Fersiye Çelebi, 28 Nisan’da, Kırklareli Valiliği ekipleri
tarafından polislerin gözetiminde biri kız 8 çocuğuyla
birlikte gizlice lojmandan çıkarılıp kent dışına
götürüldü.
Kırklareli Vali Yardımcısı İsmail Gültekin; Fersiye Çelebi ve
çocuklarının devlet koruması altına alındığını doğrulayarak,
“Konu çok hassas. Bilgi veremeyiz” dedi. Mehmet
Çelebi, eşiyle ilişkiye girdiğini öne sürdüğü ve katliamda
öldürülen Fesih Çelebi için “Şu an karşımda olsa onun
ciğerlerini, kalbini sökerim” demişti.