Aşklarıyla magazin gündemden düşmeyen Berfu Yenenler ve Eser Yenenler Hürriyet gazetesinden Hakan Gence'ye çarpıcı açıklamalarda bulundular.Pazartesi ‘Sevgililer Günü’. O gün size ne ifade ediyor? Eser Yenenler: Bizim için her şeyin başladığı gün. O gün evlenme teklif ettim... Berfu Yenenler: Aynı zamanda senin doğuşun, dünyanın aydınlanışı o gün. Eser Yenenler: Teşekkürler ama ben doğunca dünya nasıl aydınlandı acaba? Berfu Yenenler: Kocam, ben seni buldum bu sayede. Eser Yenenler: Ha, senin dünyan aydınlandı (gülüyor). Benim doğum günümle de birlikte 14 Şubat bizim için coşkuyla kutlanan, iliklerimize kadar yaşadığımız bir gün... Berfu, 14 Şubat’ta tek bir hediye mi yoksa iki hediye mi alıyorsun? Berfu Yenenler: Tek. Bizim aramızda hediyesel bir sorun var. Ne alsam beğenmiyor.Neden öyle? Berfu Yenenler: İkinci ayımızdı. O uyurken evi kalpli balonlarla donattım. Her yere notlar ve bir sürü aşk şiirleri yazıp yapıştırdım. Sonra Eser’i uyandırdım. Baktım reaksiyon yok; ben de buna saat, cüzdan gibi düz hediyeler almak lazım dedim. Artık öyle... Eser Yenenler: Beni uyandırdı, uykum yarıda kesildi. Bilincim uyuyordu hâlâ o sıra. Rüya mı gerçek mi anlayamadım bile. Evde gezindim. Kalpler, şiirler... Baktım. Sonra yeniden uyudum. Ne yapayım? Bu yüzden sıkıntı yaratıyor. Bence bu olayı, daha sonra hediye almamalarına sığındığın bir bahane olarak gösteriyor olabilirsin.Berfu Yenenler: Sanmıyorum, ne yapsaydım. Sen sürprizime tepki vermeyince ben de maddesel hediyeler almaya başladım. Mesela en son ayak masaj aleti aldım. Eser Yenenler: Ben en son bir şiir yazdım. İstanbul’da bir hattat bulup, o şiiri yazıp çerçevelettim. Berfu Yenenler: Evet, bu güzel hediyeydi. Bir de dörtlü portremizi yaptırmıştı. Ama bize hiç benzemiyordu. Ben Mona Lisa’ya falan benziyordum (gülüyor).Bu sene ne aldınız? Berfu Yenenler: Eser masaj seviyor; ona bir SPA günü aldım. Eser Yenenler: İyi ki bir uyuyakaldım! Berfu Yenenler: Sen ne yaptın en son benim için?Eser Yenenler: İlk karşılaştığımız gösterinin biletini bulup, çerçeveletip verdim. Daha romantik ne yapabilirim? Berfu Yenenler: Ama sen bunları bana verirken önüme lahmacun gibi koyuyorsun, “Al” diyor, fırlatıp gidiyorsun. Eser Yenenler: Dans ederek mi vereceğim... Hediye konusunda iyiyim bence Berfu, bunu okuyan herkes anladı. Berfu Yenenler: Ben senin adını dövme yaptırdım ya geçen Sevgililer Günü’nde... Yani bence ben kazandım!Aşkınız neye benziyor? Berfu Yenenler: İlişkimizi nehre benzetiyorum. Çok akışkan, içinde her şeyi barındıran; balıklar, yosunlar, taşlar... Eser Yenenler: Ben de o nehirdeki kanoya... Elimizde küreklerle o nehirde çok güzel mücadele ediyoruz. Aşkımız biraz da bu mücadele sanki. Birbirinizden ne öğrendiniz? Eser Yenenler: Çok şey. Hızlı, doğru karar vermem, baba olma yolcuğuma destek olmak da dahil birçok şeyi ondan öğreniyorum. Berfu Yenenler: Ben de insan ilişkilerinde duygu hâkimiyetini ondan öğrendim.Biraz açsak... Berfu Yenenler: Eser nazik, yakın, alttan alan biri. Ben daha düzüm. O daha yufka yürekli, ben de onunla yufka oluyorum. Eser Yenenler: İnsan sosyal bir varlık ya, ilk tanıştığım Berfu’nun sosyal bir yanı yoktu. ‘Yaban’ mıydı? Berfu Yenenler: Evet, büyük yabandım. Eser Yenenler: Yaşam stilimiz başkaydı. Birbirimize yaklaştık.Birbirinizde neyi değiştirirsiniz? Berfu Yenenler: Eser çok alttan alıyor, çok hakkı yeniyor. Bunu değiştirmek isterdim. Eser Yenenler: Ama aslında alttan aldığın bir durum sana sonrasında çok güzel bir şekilde dönebiliyor. Bu tecrübeyle sabit. Buna Berfu da ikna olmaya başlıyor aslında.Birbirinizi anlatmak için üç kelime seçecek olsanız… Ne olurdu? Berfu Yenenler: Durağan, bilge ve zeki… “Eser adeta bir Buda” diyorsun yani… Berfu Yenenler: Keşiş misin acaba aşkım? Eser Yenenler: Tabii (gülüyor). Berfu zeki, fevri, hisli.Romantik misiniz realist mi? Berfu Yenenler: Bayık romantik değiliz ama duygusal bir çiftiz. Dokunsal, birlikte hareket etmeyi seven. Ama muah muah, çok öpüşmeli falan da değiliz. O ayarımız bayağı iyi. Kıskanç mısınız? Eser Yenenler: Ben tadında, dozunda kıskanırım.Berfu Yenenler: Ben en başından beri tutarlı bir kıskancım. Telefon karıştırma, sosyal medya gibi şeyleri de kıskanmam. Anlık olaylardan, birinin Eser’e fazla ilgisinden veya gereksiz temasından, kısaca fazla olan şeylerden kıskanıyorum. O gibi durumlarda bunu yapanlara mesafe koyuyoruz. O arkadaş grubuyla konuşmamak gibi, kulağına Haber uçurma gibi... Eser Yenenler: Öyle arkadaşlıklarımız mı bitti yani. Berfu Yenenler: E, bitti!Evde kimin sözü geçer? Eser Yenenler: Berfu’nun... Mutfağa kim girer? Berfu Yenenler: Pandemide mutfakla ilgili hevesimizi çok aldık. Çok tatlı bir ablamız var, o yapıyor.Sanat dünyası dedikodusu yapar mısınız? Berfu Yenenler: Uff... Çok yaparız. Eser Yenenler: Mesela bir story görüyoruz, birbirimize atıyoruz, haydaaa. Sonra mevzunun altından gir, üstünden çık. Berfu Yenenler: Eser tuvaletteyse bile bir dedikodu story’si varsa kaçırmasın diye gönderirim.Birbirinize taktığınız lakaplar var mı? Berfu Yenenler: Ben ‘tombik’ diyorum. Ellerine de ‘pide’ derim. Eser Yenenler: Ben de ona ‘king’ diyorum. ‘PUBG’ oynarken de takma adı ‘King Berfu’ydu. Onun evdeki otoriter tavrı da buna çok uygun. Evin kralı o!Altı yıldır birliktesiniz, üç yıldır evlisiniz. Evlilik aşkı öldürüyor mu? Berfu Yenenler: Hayır, evlilik de çocuk da aşkı öldürmüyor. Eser Yenenler: İlişkimiz hep dinamikti; evlendik, çocuklar oldu. Âşık olmak da birbirimize ayırdığımız vakit de çok güzel…Berfu Yenenler: Eser’leyken çocukları, çocuklarlayken Eser’i özlüyorum. Öyle bir denge olduğu için birbirimizi tükettiğimiz bir vaktimiz olmadı. İlişkimizin çeşitli halleri var. Bazen arkadaş gibi oluyoruz ve arkadaşlık ihtiyaçlarımızı karşılıyoruz ya da birlikte çalışıyoruz, iş arkadaşı oluyoruz; bazen iki âşık, bazen anne-baba oluyoruz.Üç senede iki çocuk yapmışsınız. Her seneye bir çocuk… Devam eder misiniz? Berfu Yenenler: Bu sene değil ama istiyorum bir çocuk daha. Hayatınızı nasıl etkiledi çocuklar? Eser Yenenler: Bilmediğimiz bir deneyim. Her gün diğerinden farklı geçiyor. Beni kimse uyandıramazdı. Şimdi çocuklar yatakta zıplayarak uyandırıyor. Bütün kurallar bozuluyor. Her sabah onların öğrendikleri yeni bir cümleyi duyarak uyanıyorsun.İlişkiniz Eser’e Instagram’dan attığın bir DM (direkt mesaj) ile başlıyor. Eser fan’ı mıydın? Berfu Yenenler: Yok ya, Eser’i takip bile etmiyordum Instagram’dan. O gün üniversiteden bir arkadaşımla birlikteydim. “Ne zaman evleneceğiz, kaç yaşında evleniriz, nasıl biri olur” falan derken arkadaşım “Sen Eser Yenenler’i tarif ediyorsun. Hadi DM at” dedi.” Direkt “Heyyy” yazdım. Görüldü ibaresi geldi ama cevap bir türlü gelmedi. İki gün sonra “Neyyy” diye cevap verdi. Ortak bir arkadaşımız da çıktı. O güvenle WhatsApp’a geçip sohbet ettik. Ve dokuz ay hiç görüşmeden sadece konuştuk, dertleştik.Aynı şehirde dokuz ay görüşmemek… İnsan inanmakta zorlanıyor… Berfu Yenenler: Buna ben de inanamıyorum. Neydi derdiniz? Eser Yenenler: O dönem Magazin çok üzerimdeydi. Biraz inzivadaydım. Tek kişilik oyunumu yazıyordum. Bir de sohbet çok güzel gidiyordu, bozmak istemedik.Peki, sonra nasıl karşılaştınız? Berfu Yenenler: Ben Eser’in oyununa gittim. Eser Yenenler: Garanti bir yerdi. Çünkü mesajlaşırsın ama elektrik tutmayabilir, değil mi? Eğer öyle hissederse benimle tanışmadan oyunu izleyip gidebilirdi de… Ama kuliste buluştuk.Ne hissettiniz? Eser Yenenler: Sarıldık birbirimize. Hemen elektriğimiz tuttu. Berfu Yenenler: Sanki lisede sevgiliymişiz, ara verip yeniden karşılaşmışız gibiydik. Çok tanıdıktı. Sonra ne oldu? Berfu Yenenler: O gece sabah 5’e kadar kahve içip sohbet ettik. Güneş doğmuştu, ayrıldık. Ertesi gün tabii Eser uyanmamıştı, “Uyan” diye mesaj attım. Sonra yanına gittim ve bir daha ayrılmadık.Evlenme teklifi nerede geldi? Eser Yenenler: Finlandiya’ya gittik. Kuzey ışıklarını görüp romantik bir kare canlandıracaktık ama kuzey ışıkları bekle, bekle bir türlü çıkmadı. Yeni bir yüzük alıp tekrar giderek o teklifi her an yenileyebiliriz.İnsan evlenip hayatını geçireceği kişiyi nasıl anlar? Eser Yenenler: Her şey olması gerektiği gibi gidiyordu. Vereceğimiz kararlar büyük gelmiyordu. Hep mutluyduk ve mutlu olacaktık diye düşündük. Berfu Yenenler: Biz birbirimizi çok seviyoruz. Hem Eser’i hem de Eser’le olmayı çok seviyorum. Onun yanındayken olduğum kendimi de çok seviyorum. Hiç ayrı iki insan gibi hissetmedik, hep tek gibiydik.